Onur Ömer Düzgün

#onuromerinkaravani

Zengin Baba Yoksul Baba tüm zamanların en çok satan finans kitabı. Üstelik yirmi yıldır. Zenginler çocuklarına, orta ve alt sınıfın parayla ilgili öğretmediği neyi öğretiyor? İşte Zengin Baba Yoksul Baba kitabı bu soruya ışık tutuyor. Bu yüzden karavanın bu haftaki rotası Zengin Baba Yoksul Baba kitabı.

Günümüz dünyasında çoğu sohbetin konusu bir şekilde ekonomiye uğruyor. Hatta hayat pahalılığı ve enflasyon yüzünden konuşulan başka bir konu yok. Bu yüzden insanlar kişisel finans alanında kendini geliştirmeye çalışıyorlar.

Robert Kiyosaki'nin yazdığı Zengin Baba Yoksul Baba hem dünyada hem ülkemizde kişisel finans alanında kendini geliştirmek isteyenlere ışık tutuyor. Bunda yazarın dilinin sade oluşunun ve verdiği somut örneklerin payı çok büyük. Zengin Baba ve Yoksul Baba kitabında not aldığım bölümleri sizin ile paylaşmak istiyorum. Belki ilginizi çeker.

Birinci Bölüm: Zenginler Para İçin Çalışmaz

Zengin Baba Yoksul Baba kitabının ilk bölümünde kısaca zenginlerin para için çalışmadığı, parayı çalıştırdığını okuyoruz. Bunu yapmayı başardıkları için zengin olduklarının farkına varıyoruz. Asıl önemli olanın korkusuz bir şekilde nakit akışı getirecek varlık satın almaktır. Bu sayede paranız sizin için çalışacaktır. Siz para için daha çok çalışmaya başlarsanız ödediğiniz vergi oranı artacaktır. Çünkü devletler geliştikçe daha fazla paraya ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyacı karşılamanın tek yeri de orta sınıftır. Alt ve orta sınıf vergi öder, zengin kesim ise ekonomiyi destekleme aracı olarak az vergi öder. Çok tanıdık geldi değil mi?

Zengin Baba Yoksul Baba

İkinci Bölüm: Niçin Finansal Okur-Yazar Olmalısınız?

Zengin Baba Yoksul Baba ikinci kısım "Ne kadar para kazandığın değil, ne kadar para tuttuğun önemlidir," diyerek başlıyor. Bu bölümde çoğumuzun aile bütçesi yaparken hazırladığı gelir ve gider tablosunu görüyoruz. Tablonun altında ise aktif ve pasif sütunları da var. Aktif kısımlara örnek olarak kiradaki emlak, bono, hisse senedi örnek verilebilir. Pasif kısım için ise şunu söylememiz yeterli: cebinizden para çıkartan varlıklar. Yani kredi, kredi kartı ve ödemeler. "Zengin insanlar aktif varlık edinir. Yoksul ve orta sınıf, aktif varlık olduğunu zannederek pasif varlık edinirler." Kısaca pasif sütununuzu mümkün mertebe azaltmak gerek.

Üçüncü Bölüm: Kendi İşinize Bakın

Kitabın bu bölümünde iş ve meslek kavramlarının farkı söz konusu. Hepimiz bir işte- ya devlete ya özel bir şirkete- çalışıyoruz. Elbette bir ücret karşılığında. Alacağımız para belli. Bu yüzden Robert bir "işinize bakın" diyor. İşimiz ise aktif varlıkları arttırmak.

Bunun için de günümüzün halka arzlarını örnek gösteriyor. Ebebek halka arzı sonrası bu ilkenin ülkemizce keşfedildiğini görüyoruz. Çünkü 3.803.496 kişi halka arza katıldı. Robert bizi aldıktan sonra değer kaybeden eşyalardan uzak durmamız konusunda da bizi uyarıyor. "Yeni bir araba, direksiyonuna oturup yola düştüğünüzde değerinden yüzde 25 kaybeder," diyor. Bu madde ülkemizde geçerli değil gibi. Keza yaşlı arabalar bile değer kazanır oldu.

Zengin Baba Yoksul Baba kitabında diğer bölümlere girmiyorum. Gerisini okuyarak keşfedin. "Bu hafta neden dizi incelemesi yok? Yoksa izlemediniz mi?" diye soracak olursanız hemen cevap vereyim. Elbette dizi izledim ama aşırı hayal kırıklığına uğradım. Hem de iki sefer. Öncelikle Good Omens dizisini masaya yatıralım. İlk sezon sonrası şu yorumu yapmıştım.

Dizi kitabın diğer yazarı olan, 2015 yılında hayata gözlerini yuman Terry Pratchett anısına yapılmış. Altı bölümlük, tadı damakta kalan bir eser. Kitap da bitmesi gereken yerde final yaptı. Devamı gelir mi? Bana göre esere bağlılığı bozulmamalı. Neticede güzel bir anı bırakmak amaçlanmış.

Ne kitaba bağlılık kalmış ne önceki sezon ile uyumlu bir senaryo ortaya çıkmış. Bu mudur yani? Sırf diziyi bir sezon daha devam ettirmek için bu saçmalamaya değdi mi yani?

İkinci serzenişim ise Ragnarok'a. Mükemmel başlayan dizi ikinci sezon ile ivme kaybetmişti. Üçüncü sezon ile de dibe çakıldı. Önce sokaktan toplanan tanrılara mı laf edeyim, sonra Heimdall'ın ağzına verilen düdüğe, eline verilen su anahtarına mı laf edeyim? Anladınız işte durumu. Hiçbirine laf etmiyorum. Bu yüzden kitaba dönelim.

"Kitabı anladık Zengin Baba Yoksul Baba. Kitabın ismi nereden geliyor?" sorusuna da cevap verelim. Yoksul baba yazarın kendi babası. Eğitimli bir öğretim görevlisi. Para akışını sağlayamadığı için yoksul ve ailesini zor geçindiriyor. Zengin baba dediği ise arkadaşının babası. Orta okulu terk etmiş. Finans konusunda çok bilgili bir iş adamı. Robert şanslı bir insanmış ve çocukluğunda kendisini finans konusunda geliştirebilecek birisi ile tanışmış. Bence finansal gelişim okullarda ders olarak okutulmalı. Çünkü herkesin sahip olması gereken bir alan.

Zengin Baba Yoksul Baba da bir yerde "Japonlar üç gücün farkındadır. Kılıcın gücü, mücevherin gücü, aynanın gücü." Kılıç silahı simgeler. Silahı güçlü olan devlet güçlüdür. Mücevher paradır. Altına sahip olan kuralı koyar. Para güçtür. Ayna ise insanın kendini tanımasını simgeler. Kendini tanıma, Japon efsanesinde en güçlü değerdir. Kendi değerinizin farkına en kısa zamanda ulaşmanız dileklerimle...