Öznur Biçer

Değişik bir kitap kurdunun günlüğü.

Hadi gelin bugün sizlerle Yunan mitolojisine bir giriş yapalım. Öncelikle mitoloji sözcüğünün ne anlama geldiğinden bahsedelim. Mitoloji, mythos, epos ve logos kelimelerinden oluşmaktadır. Mythos; mit yani masal, efsane, söylenen veya duyulan söz anlamına gelmektedir. Epos ise belirli bir düzen ve ölçüde söylenen sözdür, yani şiir, destan, ezgidir diyebiliriz; batı dillerinde epik olarak bilinmektedir. Logos da dilimize -loji şeklinde geçen bilim dallarının sonuna eklenen ektir. Bütün bunları birleştirdiğimizde ise mitolojiye kısaca “efsaneler bilimi” diyebiliriz.

Peki mitoloji nasıl doğdu? Yunan mitolojisine bakarken iki kişinin yazdıklarını baz alıyoruz diyebiliriz: Hesiodos ve Homeros. Hesiodos’un Theogonia’sı ve Homeros’un İlyada ve Odysseia’sı temel kitaplardır. Theogonia’da mitolojinin başlangıcı, tanrıları soyu, efsaneleri gibi konular hakkında, İlyada’da Troya Savaşı, Odysseia’da ise Troya Savaşı’ndan sonra olan biten hakkında bilgiler yer almaktadır. Bunların yanı sıra Azra Erhat’ın Mitoloji Sözlüğü de oldukça iyi bir kaynaktır bizler için.

Mitoloji Nasıl Başladı?

Gaia yani toprak bizim için en önemli unsurdur çünkü her şey Gaia’dan yaratılmıştır. Sonsuz boşluk dediğimiz Khaos’tan Toprak Ana yani Gaia doğmuştur, Gaia’nın ise kendi kendine doğurma özelliği (parthenogenesis) vardır ve bu şekilde gök (Uranos), dağ ve denizleri (Pontos) yaratır. Öncelikle Uranos ile birleşir, erkek ve dişi on iki Titan'ı (Kronos- Zaman, Okeanos – Okyanus, Tethys -Yeraltı suları, Hyperion – Güneş, Theia - Parlaklık ve değerli taşlar, Koios - Akıl, kehanet ve kuzey kutbu, Phoebe - Ay ve kehanet, Rhea - Cinsel bereket, annelik ve dağlık bölgeler, Mnemosyne - Hafıza ve hatıra, Themis - Adalet ve düzen tanrıçası, Kriyus - Savaş ve barış, Iapetos - Ölümlülük, yara ve yaşam süresi), Kyklop'ları (Yunan mitolojisinde alınlarının ortasında tek gözleri bulunan devler) ve Hekatonkheir'leri (Gaia ve Uranüs'un elli başlı, yüz kollu oğulları olan Kottos, Briareus ve Gyes) doğurur. Ancak Uranos hükümdarlığını kaybetmek istemez ve doğan çocukların hepsini Gaia’nın karnına geri tıkar.

Bir süre sonra Gaia şiştikçe şişer ve dayanamaz hale gelir, artık plan yapmanın vakti gelmiştir. Çocuklarına gider, babalarını tahtından etmeleri için yardım ister ancak çocuklar çok korkarlar ve hiçbiri annelerinin bu isteğini kabul etmez, birisi hariç; Kronos. Toprak Ana gövdesindeki madenlerden ürettiği bir orak verir oğluna, Uranos’un Gaia’nın üzerine kapanmasını bekler. Uranos geldiği an sol elinde tuttuğu (sol elin uğursuzluğu bu efsaneye dayandırılır) orağıyla babasının cinsel organını keser ve denize atar. Bir başka efsaneye göre babasının kestiği cinsel organını Kıbrıs açıklarına atmış ve Afrodit doğmuştur, zaten isminin anlamı da köpükten doğmuş anlamındadır (ancak Homeros’a göre Okeanos kızı Dione ile Zeus’un birlikteliğinden doğmuştur). Uranos’un fışkıran kanı Gaia’ya dökülür ve buradan da Öç-Ceza Tanrıçaları (Erinyes) ve Devler (Gigantes) doğar. Uranos’un devrilmesiyle Gaia bu kez de Pontos ile birleşir ve Nereus (deniz ihtiyarı), Thaumas, Phorkys, Keto ve Eurybie'yi dünyaya getirir.

Kronos tahta çıktıktan sonra hemen Kykloplar ve Hekatonkheir’ları Tartaros’a (affedilmez günahlar işleyen ölümlüler için gömülme yeri) gönderir. Kız kardeşi Rhea ile evlenir ve ileride Olimposlular diyeceğimiz tanrıları dünyaya getirirler. Ancak babasını deviren Kronos’u da babası gibi tahtından olma korkusu sarar çünkü Gaia oğlunun sonunun da aynı babası gibi olacağı kehanetini söylemiştir ve böylece Kronos doğan bütün çocuklarını yutmaya başlar; Zeus hariç. Rhea da Gaia gibi kocasına bir kumpas kurar ve Zeus doğduğu zaman onun yerine kundağa bir taş sarar ve onu yutmasını sağlar, Zeus’u ise Girit’e gönderir. Orada Amalthea adlı bir keçi Zeus’u keçi sütüyle ve balla besler büyütür. Zeus büyüdükten sonra Metis’in yardımıyla babasına kusturucu bir içecek verir önce Zeus diye yuttuğu taşı çıkarır (ki bu da Omphalos yani Göbek Taşı, yeryüzünün merkezi olarak bilinir) daha sonra diğer yuttuğu çocuklarını tek tek kusar. Zeus sadece kardeşlerini kurtarmakla kalmaz aynı zamanda Tartaros’a kapatılmış olan Hekatonkheir ve Kyklop’ları da çıkarır. Bu da ona ileride çok büyük bir avantaj sağlayacaktır.

Titanomakhia...

Böylece Zeus iktidar olur ancak babasının gazabından bu kadar kolay kurtulamaz. Bir süre sonra Kronos titanlarla birlikte Zeus’a karşı savaşma kararı alır ve 11 yıl sürecek olan Titanlar ve Olimposlular arasındaki Titanomakhia savaşını başlatır. Bu savaşta sadece Titanlar ve Olimposlular savaşmaz, Zeus’un Tartaros’tan çıkardığı Kykloplar ve Hekatonkheirlar yardımını karşılıksız bırakmaz ve Zeus’a şimşekleri ve ateşi hediye ederek savaşa katılırlar. Kronos’un tarafında Titan kardeşleri (Okeanos ve eşi Tethys hariç) ve annesi Gaia, Zeus’un tarafında ise Olimposlu kardeşleri ve annesi Rhea vardır. 11 yıl boyunca birbirleriyle savaşırlar, Kronos kardeşlerini kaybeder ve ağır bir yenilgi alır.

Zeus tahta çıkar, Metis’i (Kronos’u kusturan ilacı veren tanrıça) hamile bırakır. Ancak Uranos ve Gaia aklına girer, Metis’ten doğacak erkek çocuğun onu tahtından edeceğini söylerler, bunun üzerine Zeus Metis’i yutar ancak daha sonra pişman olur çünkü dedesi ve babası gibi davranmaya çalışmıştır. Doğacak çocuğunu alnına yerleştirir ve böylece Athena’yı kendi vücudundan doğurmuş olur.

Yunan mitolojisinin başlangıcı bu şekildedir. Zeus tahta çıktıktan sonra ölümlü/ölümsüz birçok kadınla beraber olmuş ve tanrı/tanrıçaları dünyaya getirmiştir. İlerleyen zamanlarda mitolojiye konu olmuş daha pek çok efsaneden söz edeceğiz. Şimdilik hoşçakalın, mitolojiyle kalın…