Öznur Biçer

Değişik bir kitap kurdunun günlüğü.

2024'e sayılı günler kalmışken her sene olduğu gibi bu sene de yılbaşı haramdır cümleleri yükselmeye başladı. Peki yılbaşı gerçekten Hristiyanlara özgü bir şey midir? Geleneğin kökeni nedir? Türklerin kutladığı (ya da eskiden kutluyor olduğu) Nardugan ile ilgisi nedir? Yılbaşı ve noel arasındaki farklar nelerdir? Hadi gelin bu karmaşıklığa bir göz atalım.

Yılbaşı ve Noel

Öncelikle çokça karıştırılan yılbaşı ve noel terimlerine ve tarihlerine bir bakalım.

Yılbaşı tüm dünyada miladi takvim kullanan ülkelerde 31 Aralık'tan 1 Ocak'a yani yeni yıla geçilmesiyle kutlanan “yılın başı”dır. Çoğu insanın sandığının aksine yılbaşı kutlamanın Hristiyanlık ile hiçbir alakası yoktur.

Yılbaşı geleneğinin M.Ö 46 yılında Roma İmparatoru Julius Sezar tarafından başlatıldığı bilinmektedir. Osmanlıların yılbaşı ile tanışması ise 19.yüzyıla rastlamaktadır. 1829 yılında İngiliz elçisi Haliç’te yılbaşı için bir balo düzenler, devlet adamları da bu baloya giderek ilk kez yılbaşında bir kutlamaya katılmış olurlar. Ancak ilk resmi yılbaşı kutlamasına katılım Sultan Abdülmecit zamanında olmuştur. 1856 yılında Fransız büyükelçisinin organize ettiği yılbaşı kutlamasına katılan Abdülmecit, bu organizasyonu çok sever ve Osmanlı’da yılbaşı kutlamalarına sıcak bakılmaya başlanır. Kutlamalar uzun süre vatandaşların kendi yaptıkları balolar ve eğlenceler şeklinde devam eder. 1936 yılında ise kabul edilen yeni bir kanun ile resmi tatil olmuştur.

Noel dediğimiz şey ise Hristiyanların Hz. İsa'nın doğumunu kutladığı 25 Aralık (katolikler için) günüdür. 24 Aralık’ta Noel arifesinde kutlamalara başlanıp 26 Aralık’ta son bulur. Ermeni Kilisesi gibi bazı Ortodokslara göre bu tarih 6 Ocak’tır.

Galya dilinde yeni anlamına gelen noio ve güneş anlamına gelen hel kelimelerinin birleşmesiyle yeni güneş anlamına gelen Noel kelimesi latin dillerinde doğum günü anlamına gelen natalis dies’in evrilmesiyle ortaya çıkmıştır. Roma döneminde ise halk mutlu oldukları bir olay karşısında veya bir doğum gününde Noel! diye bağırarak tezahürat ettikleri bilinmektedir. İngilizceye baktığımız da Christ's mass yani Mesih’in ayini anlamına gelen Christmass kelimesinin kullanıldığını görmekteyiz.

 

Nardugan ve Ağaç Süsleme Geleneği

Her şeyden önce Türkiye’de noelin değil yılbaşı kutlandığını söylemekte fayda var. Ayrıca ağaçları da noel için değil yılbaşı için süslüyoruz; zaten ağaç süsleme geleneği Türklerde yüzyıllardır var olan bir gelenek. Arama motorlarındaki yılbaşı ağacı = noel ağacı sonuçları ise ikisinin arka arkaya kutlanmasıyla alakalı bir kavram karmaşasıdır.

Türk kültüründe artık çok fazla bilinmeyen ve ne yazık ki kutlanmayan “Nardugan” isimli bir bayram bulunmaktadır, Moğol dilinde Nar (Güneş) ve Türkçedeki Tugan (Doğan) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. En uzun gece olan 21 aralıktan sonra geceler kısalmaya, gündüzler uzamaya başlar ve böylece yeni yılın ilk gününde yani 22 aralıkta Nardugan kutlanırdı.

Aynı yılbaşında olduğu gibi Nardugan kutlamalarında da herkes toplanır, yenilir içilir, eğlenilir ve en önemlisi de ağaç süslenirdi. Akçam ağacı kışın dahi yeşil kalması ve yapraklarını dökmemesi sebebiyle “hayat ağacı” olarak adlandırılmıştır. Muazzez İlmiye Çığ’a göre ise; akçam eski Türklerde dünyanın merkezindeki başka hiçbir yerde yetişmeyen (sadece Orta Asya’da yetişen) kutsal yaşam ağacıdır. Bu ağacın Sümerlerde de olduğu biliniyor.

Ölümsüzlük sembolü olan Akçam ağaçları (halı kilim motiflerinde de çokça görülür) çeşitli şekillerde süslenirdi. Daha sonra ağacın altına hediyeler konur, o yıl için dilekler dilenir, büyük küçük herkes bir araya gelir, yiyip içerek hoşça vakit geçirirdi. Bu kutlamaların uğur getirdiğine inanılırdı.

Yani sizin anlayacağınız yeni yıl kutlamaları bizim batıya özendiğimiz değil batının bize özendiği kutlamalar olmuştur. 16.yüzyıl itibariyle Türklerden Avrupa’ya geçtiği bilinmektedir. Çam ağacı süslemenin en yaygın olduğu dönem ise 19.yüzyıl itibariyledir.

 

Noel Baba mı Ayaz Ata mı?

Noel Baba denince akla direkt olarak kırmızı elbiseli, beyaz saç ve sakallı, tombik, tatlış mı tatlış hediyeler dağıtan bir dede gelir. Noel babanın hediye dağıtması ise İskandinav mitolojisindeki Odin’den dolayıdır. Peki noel baba aslında kimdir?

Bu konu hakkında pek çok söylenti mevcut. Ben öncelikle Türk kültüründe yer alan Ayaz Ata ile giriş yapmak istiyorum. Kutsal Baba, Çam Baba olarak da bilinen Ayaz Ata aslında soğuktan çıkmış bir ruhtur çünkü eski Türklerde rüzgar oluşturucu bir güç, tanrı-tanrıça veya bunlara denk bir ruh olarak yorumlanmaktadır.

Ayaz Ata karda kışta gizli gizli iyilikler yaparak insanlara yardımcı olmasıyla bilinmektedir. Türkler henüz anaerkil bir toplumken Yel Ana olarak adlandırılan Ayaz Ata’ya etimolojik olarak baktığımızda yakıcı soğuk anlamında kullanıldığı görülmektedir.

Asıl Noel Baba’nın aslında Santa Claus yani Aziz Nicholas olduğu iddiaları da mevcuttur, tabii bu iddiaların gerçekliği tartışılır. Aziz Nicholas M.S 250’li yıllarda Antalya’nın Kaş ilçesindeki Patara’da doğmuştur. 6 Aralık 343 tarihinde (ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte) azizlik mertebesine erişerek Demre’de ölmüştür.

Günümüzdeki noel baba imajı ise 3 Ocak 1863 tarihli Harper's Weekly dergisinde karikatürleri yayınlanan Thomas Nast’ın çizimlerine dayanmaktadır. Nast'ın da 1822’de Amerikalı şair Clement Clarke Moore'un yazdığı düşünülen ve ölümünden sonra kendisine atfedilen, "A Visit from Saint Nicholas" (Aziz Nikola'nın Ziyareti) ya da "Twas the Night Before Christmas" (Noel'den Önceki Geceydi) olarak bilinen şiirden esinlenmiştir.

Popüler Noel Baba imajı, çizer Haddon Sundblum'una aittir. Coca Cola reklamı için çizilen kırmızı giysili dede zamanla noel baba tiplemesine dönmüştür.

2024’ün herkes için mutlu ve huzurlu bir sene olmasını diliyorum…