Bilim kurgu filmlerinin vazgeçilmez konusudur: Robotlar dünyayı ele geçirecek mi? İnsanlık robotların zekasına yenik düşecek mi? Yapay zeka sonunda gücü eline alacak mı? Aslında bu sorular artık hepimizin zihninde bir yerde dolanıyor. Sorun şu ki farkında değiliz ama bu çoktan gerçekleşmiş olabilir. Hepimiz, Terminator tarzı bir imge ile bu robotu beklerken aslında robotlar daha tanrısal bir kurgu ile ele geçirdi dünyamızı. Çünkü görmüyoruz ama her yerdeler ve her şeyi biliyorlar. Bunu söylerken teşbih yapmıyorum. Robotlar gerçekten çevremizi sardı. Sadece Arnold Abimiz gibi elden ayaktan ibaret değil.
Peki her yerde olmasına rağmen görmediğimiz ama her şeyi bilen yapay zeka nasıl ele geçirmiş olsun ki bizi? Yönetim ve kontrol hala bizde değil mi?
Ne yazık ki değil. En azından bir kapatma tuşu yok. Şöyle ki kimsenin -daha doğrusu patronların- kapatmaya niyeti de yok. Sebebini yazının ilerleyen kısmında açıklayacağım üzere ayda 20 milyar dolarlık bir pazar var ve bu pazarın en güçlü elemanı, devasa bilgisayarlar ile bizi bir veri haline getiren veri bankaları. Sizin ne yaptığınızı, nelerden hoşlandığınızı, ne ile çok vakit geçirdiğinizi, kimlere daha yakın olduğunuzu, siyasi yaklaşımlarınızı, yaşam alanı komşularınızı, komşuluk ilişkilerinizi, vs. bilen bir bankalar. Buradaki "vs." ifadesi için şunu söyleyebilirim: Yazının tamamından çok daha uzun bir listeden bahsediyorum. Yani yapay zeka sizin geçmişinizi, o anınızı hatta varsayımsal geleceğinizi kurgulayabiliyor. Nasıl mı? Bizzat yönlendirerek...
Sana özel içerikler, taptaze manipülasyonlar
Truman Show'u izlemeyeniniz azdır. Eğer izlemediyseniz de bir an evvel izleminiz öneririm. Jim Carrey'in harika oyunculuğunda Truman, kendi kararlarını aldığını sanan ama aksine "sistem"in istediğini yaşayan bir adamdı hatırlarsanız. İşte şu an aslında hepimiz Truman'ız! Mesela Twitter'da yakın zamanda açılan karşı fikirlerin ürünü #helpTurkey ve #strongTurkey hashtaglerinin ikisi de bot hesaplarca açılıp şişirilip yeterli seviyeye ulaşınca akışına bırakıldı. Hepimiz de bir şekilde dahil olduk ve fikrimizi yazarken şunu düşündük: "Bunu nasıl düşünemezler? Gerçekten bunu nasıl göremiyorlar? Bunu göremeyecek aptallar mı?"
İşte sorun da bu. Çünkü gerçekten göremiyorlar. Yani sosyal medya, onlara -ya da size- yalnızca tüm eğilimleri değerlendirip ona göre sürekli akış sağlıyor. Fikirlerinizi bulunduğunuz bölgeye göre şekillendirip bundan kar elde ediyor. Bu bir iş modeli. dolayısıyla Facebook aslında ücretiz bir mecra değil. Keza Twitter, Google, Instagram, Yotube, vs. de öyle. Biz bunları ücretsiz sanıyoruz çünkü tüketiciyi kendimiz olarak tasarlıyoruz. Halbuki daha önceki yazımda bahsettiğim üzere biz yalnızca ürünüz. Yıllarca biriken bütün verilerimizi işleyen yapay zeka bize buna uygun reklamlar sunuyor. Böylece satıcılara bizi pazarlıyorlar. Üstelik bunu yaparken de tamamen kendi arzu ve isteğimiz ile yapıyorlar. Çünkü hesap açmak için sözleşmeyi onaylıyoruz. Okumadan!..
Yasal denetim yetersiz
Bir araştırma yapmak istiyorsunuz. Bunun için Vikipedi kullanabilirsiniz. Tartışmalı kısımları olsa da bilgi akışının en doğru olduğu mecralardan biri (karga.la gibi) ve nereden girerseniz girin aynı bilgiyi alırsınız. Ancak bunu Facebook üzerinden yaparsanız tamamıyla geçmiş Facebook hareketleriniz doğrultusunda içeriklere maruz kalıyorsunuz. Bir nevi kişisel Vikipedi... Şayet Google'da arama yaparsanız durum daha da vahim. Tamamen bölgesel yönelimlere göre çıkıyor sonuçlar. Yani esasında alacağınız bilgiye siz değil yapay zeka karar veriyor. Bu kadar bilgi kirliliği arasından doğruyu bulmak da zor tabii. İşte film tam olarak burada kopuyor. Zaten patronların istediği de bu: Kamplaşma!.. Çünkü onlardan bilgi ve manipülasyon isteyen hükümetler için gereken iklim başka türlü oluşmaz. Bakınız Twitter. Böylece toplumlar istikrarsızlaştırılıyor ve -evrensel olarak- daha kolay yönetiliyor. Tekrar belirtmekte fayda var: Bu bir iş modeli.
Söz gelimi ırkçılık ile ilgili Google araması yapmaya kalkarsanız, bunu mu demek istediniz? sonuçları genellikle anlamsız ve pasif. Peki bunu Amerika'da yaparsanız?.. Yapay zeka, size son derece kışkırtıcı ve agresif tamamlamalar çıkartır. Çünkü ırkçılık bizim için olmasa da onlar için son derece etkin bir siyasi imge. Kamplaşmak için ideal!
Sorun şu ki dijital dünya için mevcut yasalar o kadar basiretsiz ve yetersiz ki ülkemizdeki tecavüzcülere verilen cezalar yanında ağır kalır. Yakın zamanda ülkemizde kopan whatsapp kıyametini hatırlayın. Yine Twitter üzerinden bir sürü psikolojisi ile başlatılan kampanyalar ve sonuç: SIFIR!.. Herkes whastapp gruplarında emoji yollamaya devam ediyor. Oysa telefonu aldığınız mağaza içine ufak bir takip cihazı koyup sizi izlese cezası ne olur? Yasal kısmı geçelim. Bunu siz öğrenseniz vereceğiniz tepki ne olur? İşte aynı şey Google için de geçerli ama tepki koymuyoruz çünkü bunu düzenleyen yasalar öyle zayıf ki evrensel olarak bu kişisel gizlilik hakkına sahip çıkamıyoruz. Kişisel verilerimizi koruyan bir yasal düzenleme yok.
Pizzagate skandalını hatırladınız mı?
Sosyal medya bir ikna aracı. Sermaye ve hükümetler için... Yaratılan kirlilik, ikisine de yarıyor. Çünkü hem daha fazla satıyor hem de daha fazla kamplaştırıyor. Üstelik kirli bilgi, doğrusundan tam 6 kat hızlı! Yani fikrinizin olmadığı bir konuda sosyal medyanın sizi manipüle etmesi, yaklaşık 1 saat sürüyor. Önceki yazımda siyasetin sosyal medyayı nasıl kullandığından bahsetmiştim. Zira yeni nesil siyasetçiler, sosyal medyayı aktif olarak kullanmak zorunda. Bu, işin görünen ve güzel kısmı. Bizzat sizin anlatıcı olduğunuz özgür kısmı. Yani fikir ve haber üretirken özgürsünüz. Ancak okuyucu olduğunuzda durum öyle değil. Demokratik bir hakkımız var gibi gözükse de haber alma özgürlüğümüz satılık.
Mesela meşhur Pizzagate skandalını ele alalım. 7 Kasım itibari ile tüm dünya bir haftalığına şuna inandı: Pizzagate, pizza siparişi adı altında çocuk istismarı ve tacizi yapıyor! Hatta ülkemizde de Trendyol, bir süre bu iddiaya maruz kaldı. Sözde fahiş fiyatlı birçok ürün, aslında kaçırılmış çocukların internet üzerinden satılması için şifre idi. Sonunda firmalar açıklama yapmak zorunda kaldı. Konu kapandı. Şimdi herkes, pizzasını yerken alışveriş yapıyor ama o dönemde iki firma da büyük zarar gördü. Bu yanlış kanının oluşması için gereken süre, yalnızca bir gündü üstelik. Mesele şu ki pedofiliye dair çok daha eylemsel sorunlar mevcutken bir anda viral olan bu magazin içerik ilgi çekti. Sebebi ise insanları izleyip onların eğilimlerini değerlendiren ve buna göre veri sunan robotlar -yani yapay zeka- oldu. Hala şüpheniz var mı?
Çoğu yazımda belirtirim. Bir teknolojinin iyi olması için insanlığın onu iyi kullanması gerekir. Sosyal medya, özgür bir medya platformu. Herkes, doğru haberi verme özgürlüğüne sahip. Ancak sorun, buna ulaşmak. Bunun diğer sebebi de troller. Her ideoloji ya da siyasi grubun propaganda ya da karşı propaganda aracı olarak kullandığı bu güruh, yine bilgiye ulaşmanın önündeki en büyük engel. Bilgi kirlendikçe bulanıklaşıyor ve erişilmesi imkansız hale geliyor. Böylece doğru bilgilerin arasından yanlışa yöneliyoruz. Sanal dünyanın sahte gerçekliği...
Aslında Truman sensin
Yani anlayacağınız hepimiz Truman'ız, hepimiz Burbank'iz. Hükümetler ve sosyal medyanın yarattığı sanal dünyaların bağımlısıyız. Onlar da yarattıkları yapay zekanın bağımlısı. Geri dönüşü de yok. Çünkü -ve ısrarla belirtmeliyim ki- bu bir iş modeli. Tam 20 milyar dolarlık... Ayrıca oluşturulan algoritma öyle bir yapı ki artık müdahale edilemez hale geldi. Yüz milyarlarca veri, insanlıktan çok daha sıkı bağlarla birbirine bağlı. Değerli olan milyarlarca bilgiyi son derece organize bir şekilde paylaşıyor yapay zeka. Biz daha 20 milyarı adil bir şekilde paylaşmaktan acizken açıkçası şansımız yok. En başında sorduğumuz sorunun cevabı da burada zaten. Yapay zeka/robotlar bizi/üstünlüğü zaten çoktan ele geçirdi. Sadece biz farkında değiliz.
