Terzi, Netflix'in kütüphanesinde yer alan yeni yerli yapımımız oldu. Drama, gizem ve korku kategorisinde olan dizi gerçek bir hayat hikayesine dayanıyor.
Terzi dizisinin konusuna bakarsak, Peyami İstanbul'un en ünlü terzisidir. İşinde çok titizdir. Herkes onun hayatına imrenerek bakar. Çünkü Peyami'nin hayatı kusursuzdur. Oysa Peyami'nin herkesten gizlediği bir sırrı vardır. Memleketi olan Kars'tan küçük yaşlarda bu sır yüzünden kaçmıştır. Peyami'nin babası özel gereksinimli bir bireydir. Yani zihinsel engellidir. Daha çocukluğunda Peyami babasından uzakta yaşamak istemiştir. Dedesi de bu isteği yerine getirmiştir.
Dedesinin ölümü ile Peyami, babasını ve babaannesini İstanbul'a getirmek zorunda kalır. Herkesten gizlediği sırrı İstanbul'un merkezine getirir. Bu sırrı saklamaya devam etmek için yeni bir bakıcı ararlar. Firuze adında işe başvuran bakıcıyı Mustafa çok sever. Oysa Firuze'nin sakladığı büyük bir sır vardır. Bu sır yüzünden en yakın arkadaşı Dimitri ile büyük bir gerilim yaşanacaktır.
Öncelikle şunu belirtelim dizinin konusu güzel. Ayrıca Terzi dizisini izlerken konu içinde konuya şahit oluyoruz. Başarılı geri dönüşler ile konular arası bağ güzel kurulmuş. Bu sayede diziyi izlerken aklımızda soru işareti kalmıyor. Gizem bir süre sonra ne kadar aleni görünse de asıl unsur ilk sezon gizlenmiş. Bu da dizinin devam edeceği hissi veriyor.

Olgun Şimşek Faktörü
Terzi dizisini izleme nedenim Olgun Şimşek oldu. Oynadığı çoğu yapımı zevkle izledim. Terzi'yi izlerken de bu fikrim değişmedi. "Bu ne başarılı bir oyunculuktur," dedim her seferinde kendi kendime. Dizinin başrolünde, Peyami rolü ile Çağatay Ulusoy var. Giriş sahnesindeki defilede kendisi role giriyor ve bir sezon Peyami olarak kalıyor. Esvet olarak karşımıza Şifanur Gül karşımıza çıkıyor. O da bölümler boyunca Esvet'in titrek bir ceylan gibi korkusunu bize hissettiriyor. Dizide bir Dimitri var ki kendine tekrar hayran bırakıyor. Salih Bademci Kulüp dizisinden sonra Terzi'de de arşa çıkmış.
Terzi dizisini izlerken Mustafa'nın korkuluğu dikkatimi çekti. Bahçelerden kuşları uzaklaştırmaya yarayan korkuluk Mustafa için kabusları uzaklaştırıyor. Bir sevdiğine benzetilen bu korkuluk Mustafa için çok önemli. Farklı kültürlerde kabusları uzaklaştırmak için kullanılan materyaller var. Bunlardan biri Kızılderili inancına göre rüya avcısı. İnanca göre rüya avcısı sadece düşleri değil kötü düşünceleri de uzaklaştırır. Mustafa'nın korkuluğu da rüya avcısının görevini üstlenmiş. O olmadığı zaman evi birbirine kattı.
Peyami'nin dedesi ney üfleyen, tasavvuf ile uğraşan bir adam. Tasavvuf felsefesinde ney insan-ı kamildir. Şöyle ki bir takım acılardan geçerek olgunlaşmış insan anlamına geliyor. Dede de tam öyle bir insan. Çocukluğunda Peyami'ye verdiği cevapların hepsi bir ders niteliğinde. Dolayısı ile konuştukça ney sesi gibi işliyor insanın içine.
I am Sam
Terzi dizisini izlerken Olgun Şimşek'in oyunculuğu bana hemen 2001 yapımı I am Sam filmi hatırlattı. Sam'in beyninde gelişimi engelleyen bir rahatsızlığı vardır. Bu yüzden yedi yaşındaki bir çocuğun zekasına sahiptir. Bir ilişkiden çocuğu olur. Engellere rağmen sosyal bir çevresi olan Sam, kızı ile mutlu ve huzurludur. Bu mutlu günler kızı yedi yaşına gelince tehlikeye girer. İzlemeyenler varsa hemen listesine eklesin derim. Bir de başrolde Sean Penn ve Michelle Pfeiffer olduğunu düşünürseniz izlemek şart.
Her yerli yapım sonrası söylediğimi Terzi içinde tekrar edeyim: "Yapımlarımızı yerden yere vurmayı bırakalım. Yıkıcı eleştiriler yerine yapıcı eleştiriler yapalım. Kısaca gizem ve drama dizileri hoşunuza gidiyorsanız Terzi izlemeniz gereken bir yapım.
Dizinin karavan puanı,