Efsun Bilge Bilginer

We <3 Kargala

İşte geldik sevgili şairimiz Cemal Süreya’nın “Sanat” dediği mevsime. Sonbaharda ağaçlar üstündeki yüklerden kurtulup biraz dinlenmek mi ister? Yoksa yapraklar mı ağaçtan sıkılmıştır? Bildiğim tek şey, sonbaharın ruhlara iyi geldiği. Hele ki benim gibi güneş enerjisiyle yaşayan ve soğuğu sevmeyen yazcıların tek tesellisidir sonbahar. Hadi o zaman bu sonbahar da toparlanıp gitmeden mutlaka görmeniz gereken 4 yeri sıralayalım. Turgut Uyar’ın da dediği gibi “Eylül toparlandı gitti işte Ekim filan da gider bu gidişle…” O kaçıp gitmeden  sonbaharın tadını çıkarabileceğimiz yere sürelim arabayı. Yolculuk başlasın!

1- Sonbaharın sessizliği: Ihlara Vadisi, Aksaray

Kapadokya bölgesinin gölgesinde kaldığını düşündüğüm bir yer Ihlara Vadisi. Burası bir zamanlar Hristiyan keşişlerin saklandığı ve kendilerini inzivaya çektikleri yer. Kendine has iklimiyle derin vadinin sessizliğinde yürüyüş yapacağınız 14 kilometrelik bir yürüyüş alanı var. Tabii o kadar yürümek istemezseniz istediğiniz yerden geri dönüş de yapabiliyorsunuz. Bu vadiye ulaşım kolay. Müze kartla giriş yapıyorsunuz. Girişte otopark da mevcut. Şunu da ekleyeyim girişten vadiye inmek için tam tamına 382 basamak iniyorsunuz. Tahmin edersiniz ki inmek güzel de ne yalan söyleyeyim çıkarken biraz hayatı sorgulatıyor basamaklar. Tabii manzarası müthiş orası ayrı. Dizlerinize kuvvet.

Vadi içinde ilerlerken bir çok manastır ve kilise göreceksiniz. Vadide kayalar oyularak yapılan bu kiliselere de malum; gene merdivenlerden tırmanmak gerekiyor. Benden size gezgin tavsiyesi olsun; birçoğuna çıktım ve içlerinde en etkilendiğim “Sümbüllü ve Yılanlı” Kiliseleri oldu. Vadi içerisinde her türlü ihtiyacınızı giderebileceğiniz tesisler var. Ben en çok Belisırma’yı sevdim. Melendiz Çayı üzerine kurulan tesiste çayın serin sularında yüzen ördeklerin arasında karnınızı doyurmak ve çayınızı yudumlamak oldukça keyifli. Bir iyi haberim de kamp severlere. Vadi içerisinde ve etrafında kamping alanları mevcut. Gidenlere şimdiden iyi gezmeler.

2-Sonbahar popülerliğini hiç yitirmeyen Yedigöller, Bolu

Sonbahar rotaları paylaştığım bu yazıda Yedigöller’e yer vermemek olmaz. Burayı hem yaz hem sonbaharda görmüş biri olarak ben kesinlikle sonbaharda gitmenize tavsiye ederim. Gerçekten sanki  bir ressamın tablosunda geziyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Sanki sonbahara yazılan tüm şiirler burada yazılmış. Ama buraya gidince gülü seven dikenine katlanır durumu da var.

Yedigöller ve sonabahar

Öncelikle yolu virajlı, 45 dakika boyunca dağdan aşağı döne döne  iniyorsunuz. Eğer sizi araba tutuyorsa yola çıkmadan naneli sakız koyun cebinize. Zira bu konuda acı tecrübem var oradan biliyorum! Daha sonra büyük bir kalabalıkla karşılaşacaksınız. Ayrıca şunu da ekleyeyim öyle bir kuytu ki kat kat giyinin; rahat ayakkabılarınız alın yanınıza; içinizden içliğinizi, kafanızdan şapkanızı eksik etmeyin. Yemek konusuna gelince burada çok tesis yok, olanlar pahalı o yüzden arabanıza suyunuzu, yiyeceğinizi  koyun. Çünkü temiz hava da malum hemen acıktırıyor. Son olarak kamp yapacaklar için uyarayım; akşama kadar ateş yakmak yasak. Evet tüm bunlara dikkat ettiyseniz keyifli bir gün geçireceksiniz.

3-Sonbaharda başka güzel: Küre Dağları, Kastamonu

Burayı nereden anlatmaya başlasam? Öyle güzel öyle değerli bir yer ki... Tabii ki ülkemizin her köşesi bir cennet evet ama burası o cennetin değerli bir parçası. Küre Dağları tam bir sonbahar rotası. Buranın en çok ziyaret edilen yerleri Horma Kanyonu ve Valla Kanyonu yılın her mevsimi harika. Sonbaharda özellikle Valla Kanyonu bir rüya gibi. Kanyonun içine ormana girer girmez birden hava kararıyor sadece ağaçlar, kuş sesleri ve siz kalıyorsunuz. Ne kadar fotoğraf görseniz de gitmeden oraların güzelliğini tam olarak anlayamazsınız. Küre Dağları beni resmen büyüledi. Aynı zamanda Valla Kanyonu dünyanın en derin 2. kanyonu. Ormanlık yolun bitiminde terasa çıkınca bunu anlamak zor olmayacak. Yükseklik korkunuz varsa çıkmasanız daha iyi. Şunu da eklemeliyim; o manzara paha biçilemez güzellikte. Terasta Küre Dağları’nın büyüklüğünü ve görkemini görünce insanın içini ürpertiyle birlikte bir huzur da kaplıyor.

4- Keşfedilmemiş sonbahar hazinesi Karagöl Milli Parkı, Ankara

Son tavsiyemde Ankaralılara biraz torpilim var.  Burası Ankara merkeze bir saat mesafede. Sonbaharı büyük bir hevesle bekleten Karagöl Milli Parkı. Ankaralılara Yedigöller ayağınıza geldi dedirten cinsten. Çubuk ilçesindeki bu yere ulaşım oldukça kolay. Tesise giriş ücretsiz, bakımlı bir yer. Karagöl’ün etrafını kaplayan ağaçlar sonbaharda öyle güzel oluyor ki... Renkleri cebinize koyup gidesiniz geliyor. Burada mangal yakmak serbest. Keşke olmasa! Çünkü ben gibi sonbahar romantikliği sevenlere, şiir okurken gelen mangal kokusu pek hoş olmuyor. Tabii tartışmaya açık bir konu ancak mangal sevenler bunu bir artı olarak görecektir. Yürüyüş yolu var. Ormanın içinde oturabileceğiniz banklar var. Son tavsiyem buraya sevdiğinizi, kahvenizi ve kitabınızı alıp gelmeniz olacak. Şimdiden keyifli gezmeler diliyorum.

Sonbaharın keşfedilmeyen hazinesi Karagöl