Bilinen ilk gazete ne zaman basıldı dersiniz? Johann Carolus tarafından 1605 yılında... Yani yaklaşık 400 yıl evvel. İlk milli gazetemiz olan Takvim-i Vekayi de 1831 yılında basılmıştır. Ardından sırasıyla radyo, televizyon ve bilgisayarların katılımı ile günümüzün modern medya kavramı oluşmuştur. Bu kavramın kendini yenilemesi ile 70'li yıllardan itibaren -özellikle milenyumun başına kadar- hem global hem de ulusal anlamda gücün merkezi medya oldu. Başlangıçta yazılı olan medya sonra görsel araçları da kullanmaya başladı. Zamanla bütün dünyada ağlarını saran yazılı ve görsel medya, halkın nabzını tutmaya başladığı yetmişlerden sonra 90'lı yıllarda rolünü değişti. Artık halkın nabzını kontrol eder hale geldi. Birçok medya grubu, halkın durumunu yansıtmaktan ziyade zenginler dünyasının manipülasyon aracına dönüşmeye başladı. Tüm dünyada, haber kaynaklarının güvenilirliği tartışmalı hale geldi. Yani medyanın gücünü aldığı kavram zamanla medyayı güçsüzleştirdi. Peki nedir bu kavram? Tabii ki özgürlük!.. İşte bu noktada özgür medya, bu özgürlüğünden ödün vermeye başlayınca halk kendi medya platformunu yarattı. Sosyal medya!.. Girişi böylesine uzun tutmamın sebebi şu: İletişim, tarih boyunca kendini yenileyen ama her zaman var olan bir unsur. Siyaset için de öyle... Eğer siyaset yapacaksanız iletişim dilinizin kuvvetli olması şart. Hatta belki de güvenilir olmanızdan daha önemli iletişim kabiliyetiniz. İşte bu yüzden siyasiler her dönem en etkili iletişim yollarını kullanmaya mecbur. Günümüzün iletişim modeli de artık otobüslerin üstünde yapılan mitingler değil sanırım. Çünkü siyasiler de biliyor ki modern medya araçları artık güvenilir değil.
Z kuşağı etkisi
Düşünüyorum da Jack Dorsey, Twitter'ın siyasiler için resmi açıklama alanı olacağını hayal edememiştir. Ancak öyle bir zamandayız ki, eminim eğer şu günlerde olsaydı Osmanlı padişahlarıfermanı Twitter hesabından yayınlardı. Çünkü halka en hızlı ve güvenilir erişim yolu sosyal medya ve artık nesil yenileniyor. Özellikle Z kuşağının seçimlere ve seçilenlere etkisi öyle büyük ki hem dünyada hem ülkemizde siyasetçiler, onlara ulaşmanın en etkili yolu olarak sosyal medyayı kullanıyor. Bunun ilk ve en belirgin örneği 2016 yılında Amerika'da gerçekleşti. Facebook'un o günlerde Trump lehine seçimi manipüle ettiği artık bir iddia değil, gerçek. Hatta 2020 seçimlerinde bile bunun yaşandığı şüphesi mevcut. Bu durum sosyal medyanın güvenilirliğini tartışmaya açsa da en azından yapının şeffaflığı, bu gibi durumların perdelenmesini önlüyor. Sonuçta Trump o günlerde özellikle Facebook desteğiyle başkan oldu. Ancak sonra işler değişti. Sosyal medya platformları ile iyi geçinmeyen Trump son seçimde, özellikle Twitter'ı karşısına aldı ve sonuç: Kazanan Biden! (Hatta bu platformlarda engellenen Trump kendi sosyal platformunu kurduysa da pek ilgi görmedi) Videoyu ve filmi izlemenizi öneririm.
https://www.youtube.com/watch?v=NrO_IZaRf2w
Türkiye'de de durum benzer
Sanıyorum ki ülkemizdeki siyasiler de sosyal medyanın bu gücünü fark etmiş olacak ki bu mecralarda bir bir proaktifleşiyorlar. Yakın zamanlı örneklere bakalım. İlk önce Ekrem İmamoğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde ünlü "youtuber" Danla Bilic ile röportaj yaptı. Videoyu tam 1.2 milyon kişi izledi. Ardından Mart ayında Mansur Yavaş, Pqueen (Pelin Baynazoğlu) ile Twitch üzerinden soruları yanıtladı. Yavaş, bu yayında tam iki milyon kişiyle anlık olarak temas kurdu. Mayıs ayında ise yine Ekrem İmamoğlu bizzat Twitch hesabı açtığını duyurdu ve ilk yayınını yaptı.
Furyaya katılan Kemal Kılıçdaroğlu da Twitch platformunun en güçlü yayıncılarından biri olan Jahrein (Ahmet Sonuç) ve izleyicilerin sorularını yanıtladı. 22 Mayıs tarihli yayını anlık olarak 320 bin kişi izledi. Yayının linki burada. Son konuk ise Ali Babacan. 12 Haziran'da Jahrein'in yayına katılacak olan Ali Babacan, canlı izleyicilerin seçilmemiş ve tamamen doğaçlama sorularını yanıtlayacak. Yani tabiri caizse vatandaş, hem medya hem de hedef kitle olacak. Merakla bekliyoruz.
Görüyoruz ki medya artık sosyal ve siyasiler de bunun farkında. Daha kaç siyasi bu yeni Z kuşağı etkisine dahil olur bilinmez. Ancak dağdaki çobanın oyu ile bilgisayar başındaki gençliğin oyu kesinlikle bir. Bu yüzden Z kuşağına ulaşmak seçimlerde çok önem taşıyor. Yani artık gerçekten #teknolojiheryerde. Peki sizce internet fenomenlerinin sıradaki konuğu kim olacaktır?
Bu yazıyı kargala!
