Gamze Erdem Özcan

We <3 Kargala

Bir kelebeğin rüyasının gerçekleştiğini gördünüz mü? Ben çok kere gördüm. Bazen bir köy okulunda, bazen şehrin merkezinde bir okulda. İhtiyaçların karşılanmakta zorlandığı bölgelerde başkaydı, farklı ihtiyaçlara ulaşamayan bölgelerde başka... Ama o rüyayı gören kelebeklerin gözlerindeki pırıltı, ne zaman görsem içimde hep aynı duyguları coşturdu. Belki insanlığıma, belki mesleki hazzıma çok derinden tesir etti. Hep en sonlar yaşattığı duygunun tazeliğinden midir bilmem ama en güzeliydi. SİYAMDER (Sivil Yaşam Derneği) üyesi olan Keçiören Gençlik Merkezi gönüllü gençleri ile "Şehirden Çıktım Köye Projesi" aracılığı ile güldürdük yüzleri bu defa. Onlar ise çok uzun zamandır çoğunluğu köy okulları olmak üzere bir çok dezavantajlı bölgede çiçekler açtırdılar ve açtırmaya devam ediyorlar.

Neden SİYAMDER?

Sivil Yaşam Derneği, bugün Türkiye'nin bir çok ilinde gençleri biraraya getiriyor. 16- 29 yaş aralığındaki gençlerin liderlik potansiyellerini keşfetmeleri vizyonuyla oluşturulmuş bir platform. Dahası gençlerin kişisel yeteneklerini arttırarak karar alma, problem çözme mekanizmalarında aktif rol oynamasını sağlamak amacıyla yerel tüm kurullarıyla ortak çalışmalar yürütüyorlar. Yerel desem de Avrupa gönüllülük projeleriyle de epey gündemdeler. Çalışmalarında kendilerini geliştirdikleri bir diğer kol ise Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı Gençlik Merkezleri. Yaratıcı drama, yabancı dil kulüpleri, sanat atölyeleri, film etkinlikleri ve daha bir çok sanat ve spor turnuvalarıyla bulundukları yaşı ve çağı, varolmanın en güzel şekliyle değerlendiriyorlar.

Kimisi psikoloji, kimisi tıp fakültesi, kimisi eğitim fakültesi öğrencisi... Mezun olup bir bölüme girmeyi hayal eden de var. Üniversiteyi bitirip meslek hayatına geçmenin eşiğinde olan da... Bununla birlikte bir araya geldiklerinde nihai bir hedefleri var. İşte bu hedef, kendilerine bir vizyon geliştirirken aynı zamanda dezavantajlı gruplara yardımcı olmak. Onlar için projeler üretmek, onların varlığını unutmadan var olmak.

Şehirden çıktım köye

Bir rica üzerine, konuşmacı olarak dahil olduğum başka bir projelerinde tanıdım onları. Sokak çocukları ve istihdam edilemeyen gençler üzerine konuşurken karıştı gözyaşlarımız. Çözümler üretmek üzere bulunduğumuz ortamda samimiyetlerini gözlerinden okudum. Yüzyıllardır söylenegelen "Şimdiki gençler..." diye başlayan cümlelere berrak bakışları ve onları diri tutan çözüm odaklı yaklaşımlarıyla kafa tutuyorlardı. İşte orada başladı onlarla tanışıklığım. Sonra okulumda idarecilerimle birlikte, yaptıkları kurum ziyaretinde okulumuz için de çalışmalar yapmaya karar verdik. Planlamalar ve heyecanlı bekleyiş başladı.

"Akran zorbalığı" dönemin en zorlanılan gündemlerinden biri. Bizim öğrencilerimize akran zorbalığı eğitimleri verecek ardından da oyunlarla verilen eğitimin pekiştirilmesi onlara unutulmaz bir gün yaşatarak desteklenecekti. Önce bir otobüs durdu, okulun kapısında. Elleri kolları dolu dolu gençler inmeye başladı. Oyun parkurlarını, akıl oyunları atölyelerini, karaoke yerini, rozet yapacakları yeri, yüz boyama alanı ve ince ince düşünülmüş bir çok yarışma ve oyun alanını ayarladıktan sonra öğrencilerle buluşma anları ve devamındaki ilgileri görülmeye hatta yaşanmaya değerdi. Eğitimlere katılan öğrencilerimize, Keçiören Gençlik Merkezi Ebru Atölyesi'nde hazırladıkları kitap ayraçlarını hediye ettiler. Ardından okulumuza kurdukları atölyelerle kalabalık bir okul olmamıza rağmen her biriyle ayrı ayrı ilgilenerek oyunlar oynadılar. Çocuklarımızın gözlerindeki ışıltı, etrafa saçtıkları neşe doğru bir şeyler yapmakta olduğumuzu söylüyordu.

Kimi zaman imkanların ulaşmadığı bir köy okulunu boyadılar, kimi zaman kolilerle kitap yardımlarında bulundular. Dezavantajlı grupların dertleri ile dertlenirken, kendilerini her alanda geliştirerek yolda olmaya devam ettiler. Bizim payımıza düşen yanıyla bizi kendi okulumuzda öyle güzel ağırladılar ki... Konu akran zorbalığı eğitiminin de ötesinde gönüllü olmaya özenen, minik yüreklere "Ben de biraz büyüyünce, ..." diye başlayan cümlelerin tohumlarını atıp gittiler.

Şimdiki gençler...

Biliyorum bu hafta da bir kitap incelememi bekliyordunuz. Oysa ben bu hafta, zamanın tüm yozlaşan değerlerine meydan okuyan SİYAMDER üyesi, Keçiören Gençlik Merkezi gönüllülerini okudum ve baştan ayağa inceledim. Çünkü çocuk kitapları okumak, onları ebeveynleri için inceleyerek okunmasını sağlamak nasıl bir amaç taşıyorsa; 16-29 yaş aralığındaki tüm gençleri, Gençlik Merkezleri ile tanıştırmak, onların Sivil Yaşam Derneği'nin projelerine göz atmalarını sağlamak da o denli önemli bir vazife oldu benim için. Duymamış olan eğitimciler, ebeveynler, gençler varsa gönlü güzelliklere açık tüm herkese açık bu platformla tanıştırmam gerekliydi. Pırıl pırıl gördüm ya onları, bu motivasyonumu ve çağlayan umutlarımı dile getirmek istedim. Vel hasıl-ı kelam: "Şimdiki Gençler Bir Harika!"

https://www.youtube.com/watch?v=wtGtLeL4iOU