Eğer rutinin dışında yola çıkmak istiyor ama sizi tutan bir şeylerin olduğunu düşünüyorsanız, gaza gelmeye ihtiyacınız varsa işte bu filmler tam size göre. Çünkü bu yolculuk filmleri, izledikten sonra içinizi acilen bilet alma isteği ile dolduracak. Hatta belki evi, arabayı satıp, her şeyi geride bırakıp dünya turuna bile çıkabilirsiniz. O yüzden baştan uyarayım; filmlerin hepsini bir anda izlemeyin. Yavaş yavaş, birini bitirip ara verip sonra diğerine geçebilirsiniz.

Ye, Dua Et, Sev
Bu film hem tatlı bir romantik komedi hem de kendini bulma yolculuğu aslında. Üstelik İtalya, Hindistan ve Endonezya’da geçiyor. Benim çok severek, ara ara açıp izlediğim filmlerden biridir. Bu filmi izledikten sonra insanı kesinlikle yola çıkma arzusu kaplıyor.
Amelie
Ah Amelie! Yine en sevdiğim filmlerden bir tanesi... Belki tam bir gezgin filmi diyemeyiz ama yine de Paris’in sokaklarında sizi çok tatlı bir yolculuğa çıkarıyor. Müzikleriyle, karakterleriyle insanda tatlı bir etki bırakıp, Amelie’nin izinden Paris’e ışınlanma isteği uyandırıyor.
Aşka Yolculuk
Ben zaten romantik komedi hastasıyım. Buna bir de yolculuk eklenince, o film benim için başyapıt oluyor. Bu da onlardan biri. Evlilik teklifini alabilmek için İrlanda’ya yolculuk eden başrolümüzün başından geçen tatlı olaylar silsilesini ve İrlanda’nın muhteşem görsel şölenini bize sunuyor.
İnto the wild
Gerçek hikâye olması nedeniyle beni çok etkileyen filmlerden birisi. Tüm imkanlara sahip olan ve aslında yaşadığı hayatın bu olmadığını anlayıp kendini Alaska’nın ıssız ormanlarına atan Christopher’ın yaşadıkları, ona müthiş deneyimler katıyor. Hayatta kalma mücadelesini ve bunun yanında ruhsal anlamda değişimine de şahit oluyoruz. Hatta Chris’in karavanı uzun yıllar boyunca Alaska’da terkedilmiş bir halde duruyordu fakat yol, otobüsün bulunduğu bölgeye ziyarete gitmek isteyen turistler için çok tehlikeliydi. Bu nedenle 2020 yılında bulunduğu bölgeden helikopterle taşındı.
Temmuz’da
Fatih Akın imzalı bir film... Hamburg’dan başlayıp İstanbul’a uzanan bu tatlı hikâyeyi mutlaka izlemelisiniz. Hatta bu filmden etkilenip yola düşen bir Alman youtuber İstanbul'a gelip aşık oluyor diye biliyorum.
Küs Kardeşler Limited Şirketi
Babalarının ölümünden sonra manevi bir yolculuk için Hindistan’a giden ve tren yolcuğu yapan üç kardeşin hikayesini anlatıyor. Bu yolculukta ayrıca kayıp olan annelerini de arıyorlar.
Paris’te Gece Yarısı
Yine tatlı mı tatlı romantik komedilerden bir tanesi... Üstelik Paris’te... Gece yarısı Paris’te neler olduğunu öğrenmek için izlemeniz gereken filmlerden biri.
Before Sunrise (1995), Before Sunset (2004), Before Midnight (2013)
Geldik en sevdiğim seriye. Bu seriyi farklı başlıklar altında anlatamazdım; o yüzden birleştirdim. Viyana’da bir trende başlayan arkadaşlığın, aşka dönüşmesini izliyoruz ilk filmde. 9 yıl aradan sonra Paris’te ve son olarak da Yunanistan’da devam ediyor hikaye. Rüya gibi bir seri bence. Karakterlerin, gençliklerinden olgunluklarına geçişlerine, fiziksel ve ruhsal değişimlerine şahit oluyoruz. Gerçek anlamda da gün doğumundan gece yarısına kadar karakterlere eşlik ediyoruz aslında.
O zaman hadi iyi seyirler! İzledikten sonra bavullarınızı hazırlamayı unutmayın ve hep yollarda olun!