Efsun Bilge Bilginer

We <3 Kargala

İtalya yarımadasında  MS 79 yılında Vezüv Yanardağı patladığında yok olan tek şehir Pompeii değildi. Aynı patlamada Pompeii ile birlikte Stabiae, Torre Annunziata ve yazıma konu olan Herculaneum kenti de yok oldu. Sonrasında üzerine kurulan Ercolano şehri 1997 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine girdi.

Herculaneum şehir tarihi

İsmini mitolojik yarı-tanrı Herakles yani “Herkül”den alan bu şehir Antik Roma döneminin önemli bir  deniz tatili merkeziydi. Dolayısıyla Roma’nın en zengin vatandaşları buraya tatil yapmaya gelirdi. Bu yüzden buraya gelen insanların rahat etmesi için her şey en lüks şekilde bulunurdu. Kıyı şeridinde lüks villalar bulunurdu. Yaklaşık olarak 5000 nüfusu vardı. Şehir Pompeii ile birlikte yaklaşık 300 yıl önce ilk defa ortaya çıktığında çok az insan izine rastlanmıştı. Bu sebeple arkeologlar uzun süre halkın bu şehirden zamanında kaçtığına böylece şehrin boşalıp neredeyse kimsenin ölmediğine inandılar.

Sahilde bulunan iskeletler

1980’lerde Napoli Körfezi’nin antik kıyı şeridinde yapılan kazılar tüm ezberleri bozdu. Çünkü araştırmacılar bu kıyı şeridinde 300’den fazla iskelet buldu. Bu da kaçmaya çalışırken çok sayıda insanın daha burada öldüğünü gösterdi.O gün bir kısım halk kaçmamış sahil şeridindeki güvenli barakalarda, kayıkhanelerde felaketin geçmesini beklemişlerdi. Çünkü Herculaneum halkı şiddetli depremlere çok alışıktı. Hatta yanardağ patlamadan önce de defalarca şiddetli depremler olmuş ve halk  bu depremlerden sahile kurdukları güvenli barakalar sayesinde kurtulmuşlardı. Muhtemelen gene böyle olacağını düşündüler ki burada patlamanın bitmesini ve hayatın normale dönmesini beklediler. Fakat maalesef düşündükleri gibi olmadı ve sonsuza dek tarihin tozlu sayfasına karıştılar. Sonuç olarak bulunan iskeletlerle Herculaneum’un tarihi yeniden yazıldı.

Pompeii’den farkı ve önemi

Vezüv yanardağı iki komşu şehri de yok etti fakat iki komşu şehrin insanları aynı gün çok farklı kaderler yaşadı. Çünkü yanardağın şehirleri yok etme biçimleri farklıydı. Pompeii’de insanlar daha önce ölmüştü. Önce sarsıntılarla binaların altında kalmışlar daha sonra da üstlerine gelen kül bulutuyla kaplanmışlardı. Dolayısıyla günümüzde Pompeii'de sergilenen insan bedenleri aslında sadece insan bedeni boşluklarına doldurulan alçılardır. Ayrıntılı bilgi için daha önceki Pompeii yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Herculaneum’da ise durum çok farklıydı. İnsanlar çok feci şekilde can vermişti. Vezüv patladıktan  bir süre sonra Herculaneum  Piroklastik akıntı altında kaldı. Bu akıntı; kül ve lav parçalarının kor halinde dağın yamacından çok hızlıca aşağıya akması demek. Hatta bu akıntı saatte 200 km hıza ulaşıyor. İşte bu akıntıdan dolayı insanlar 500 dereceden yüksek sıcaklıkta adeta buharlaştı. Etleri eridi. Oksijen olmadığı için yangın çıkmadı tamamen buharlaştılar. Günümüze ulaşan iskeletlerde yapılan incelemeler bunu doğruladı hatta uzmanlar aşırı sıcaktan sonra birden hızlı sıcaklık düşüşü  olduğu için camlaşan beyin parçaları buldu.

Küllerle mühürlenen şehir

Felaket günü şehrin üstü devasa 25 metrelik bir kül kütlesi ile kaplanınca şehir adeta mühürlendi ve günümüze kadar bozulmamış şekilde ulaştı. Biraz daha açıklamak gerekirse Pompeii şehri 5 metrelik külün altında kalmışken Herculaneum 25 metrelik külün altında kaldı. Bu sebeple Herculaneum kentinde arkeolojik çalışmalar daha zorlu gerçekleşiyor. Bu durumun güzel tarafı ise hem patlama günü hem de öncesinde halkın neler yaşadığı konusunda daha çok bilgi sahibi olmamız.

Örneğin evlerin ahşap kısımları, yataklar, eşyalar havada oksijen kalmadığı için direkt karbonlaştı. Hatta bunun sayesinde o gün yatağında yatan bir insana ait parçalar(camlaşan beyni) ve yatağı günümüze ulaştı. Bunun dışında duvar freskleri canlı renklerini ilk günkü gibi koruyor. Anlayacağınız volkanik kül adeta şehrin tarihini mühürlemiş durumda. Bu arada antik kentin çoğu hala toprak altında keşfedilmeyi bekliyor.

Pompeii’yi yılda 3.2 milyondan fazla kişi ziyaret ederken Herculaneum’u  yaklaşık 300 bin kişi ziyaret ediyor. Kentin daha yüzde onluk bir kısmının çıkarılmış olduğunu düşünürsek ilerde bu rakamlar tam tersine döner mi, ne dersiniz?