Mehtap Temur

#psikolojikdanışmangözüyle

Hiç hangi bağlanma stiline sahip olduğunuzu ya da bağlanmanın neden önemli olduğunu düşündünüz mü? Sahip olduğunuz bağlanma stilinin hayatınızı başlı başına nasıl etkilediğini merak ettiniz mi? Peki siz nasıl bağlanıyorsunuz? Öncelikle bağlanma kuramına göre, yaşamın erken yıllarından kurulan ilk ilişkilerin kalitesi ileriki yıllarda kurulacak olan ilişkilerin kalitesini de belirlemektedir. Belli başlı yetişkinlerde bilinen dört tane bağlanma stili vardır. Bunlar; güvenli, kaygılı/korkulu, kaçıngan ve saplantılı bağlanma...

Güvenli bağlanma

Bireyin kendisine ve başkalarına ilişkin algılarının olumlu olduğu bağlanma stilidir. Güvenli bağlanma stiline sahip kişiler kendilerini değerli görürler. Diğer insanlara karşı beklentileri güvenilir ve destekleyicidir. Yaşamdaki tüm ilişkilerine dair pozitif görüşe sahiptirler. Başkaları ile yakınlaşmak onlar için kolaydır. Partnerlerine karşı yakınlık kurmaktan çekinmezler. İhtiyaçlarını kolayca dile getirir. Partnerlerine sevgi ve şefkat göstermekte zorlanmazlar. Rahatlıkla güvenirler. Sevilmeme ve reddedilme korkusu yaşamazlar. Kendilerini rahatlıkla ifade ederler. İlişkileri genellikle uzun sürer.  Bağımsız ve özerk bireylerdir. Çözüm odaklıdırlar. Onlardan şu cümleleri duyabilirsiniz:  Hayat güvenilir bir yer.” “Varlığımla seviliyorum, değerliyim.” “ Yanlış yapabilirim.” “Seçimlerimi kendim yapabilirim.”

Kaygılı/korkulu bağlanma

Bireyin hem benliğinin hem de başkalarına yönelik algısının olumsuz olduğu bağlanma stilidir. Partnerlerinin onları sevmekten vazgeçeceğinden endişe duyarlar. Terk edilme korkusu yaşarlar. İlişkilerinde çok fazla yakınlık isterler. Olası bir ayrılık durumunda abartılı tepkisel davranışlar sergilerler. İlişkilerini hayatlarının odak noktası haline getirirler. Uzun süre yalnız olmaktan huzursuz olurlar. Çevrelerindeki insanlardan yüksek oranda yakınlık talep ederler. Genellikle daha duygusal, sahiplenici, kıskanç tutum ve davranışlara sahiptirler. Onlardan şu cümleleri duyabilirsiniz:  “Bu ilişkimin uzun süre sürmeyeceğinden endişeleniyorum.”  “Beni söylediğin kadar sevip sevmediğini merak ediyorum.” “Herkesin beni gerçekten sevebileceğine inanmakta zorlanıyorum.” “İsteklerimi doğrudan ifade etmekte zorlanıyorum.” “Beni terk edeceğinden korkuyorum.”  “Beni sevdiğine dair sürekli bir güvence istiyorum, çünkü fikrini değiştirmesinden korkuyorum.”  

Kaçıngan bağlanma

Bu bireyler romantik ilişkilere başlama konusunda kuşkulu ve çekingenlerdir. Yaşamlarındaki tüm ilişkilerde yakınlık (aşk, aile, arkadaşlar, vb.) kurmaktan kaçınırlar. Kişi romantik bir ilişkide hiçbir zaman karşı tarafın sadakatinden %100 emin olamaz.  Belki de ilişki kurmamalıdır; çünkü hiç kimse ona hak ettiği değeri, anlayışı, özeni gösteremez. "Bir  gün bitecek bir ilişki için neden kendisini yorsun ki" diye düşünebilir. "Kendini ancak kendisi bu kadar çok sevebilir, o halde ilişki kurmamak en mantıklısı" diye düşünme eğilimi gösterir. Yakınlığı ve yakınlaşmayı özgürlüğünü kaybetmekle eş değer tutar. İnsanlara kolaylıkla güvenmezler. Partnerlerine karşı soğuk ve mesafelidir. Kişisel alanlarına müdahale edilmesine tahammülleri yoktur. Yüzeysel ilişkileri tercih ederler. İlişkilerinin başarısız olma nedenini çoğunlukla karşı tarafta ararlar. Onlardan şu cümleleri duyabilirsiniz: “Üzgün, kaygılı ve korkmuş hissediyorum.” “Beni yatıştıracak kimse yok.” “Zor anımda kimse yanımda olmayacak.”

Saplantılı bağlanma

Kişinin kendisini değersiz ve olumsuz algılarken başkalarına karşı tam tersi olumlu olduğu bağlanma stilidir. Bu kişiler kendilerini sevilmeye değer bulmazlar. Yakın ilişkilerinde kendilerini sürekli bir ispatlama çabası içindedirler. Çoğunlukla ilişkilerine ilişkin gerçekçi olmayan beklentiler içine girerler. Örneğin; aşırı ilgi ve hassasiyet... Partnerlerinin ilgilerinden hiçbir zaman tam tatmin olmazlar. Bu yüzden sürekli ilgi için paranoid şekilde her şeyi kontrol ederler. Hem reddedilmekten hem de terk edilmekten çok korkmaktadırlar. Partnerlerine karşı öfke ve kıskançlık besleme eğilimindedirler.  Düşük öz saygıya sahiptirler. Terk edilme korkusu yaşarlar. Kendilerine olan güvenleri oldukça azdır. Onlardan şu cümleleri duyabilirsiniz: “Neredesin?” “Yanında kimler var?” “Benden daha çok sevdiğin biriyle mi zaman geçiriyorsun?”

Son olarak, bağlanma konusuna ilgi duyuyorsanız; yazarları Amir Levine ve Rachel Heller olan Bağlanma: Aşkı bulmanın ve Korumanın Bilimsel Yolları kitabını okumanızı tavsiye ederim.