Günümüzde çok net ifade edebiliriz ki birçoğumuz telefonlarımızla yapışık hayatlar yaşıyoruz. Gittiğimiz her yere götürüyor, her seyahatimizde yanımızda taşıyoruz. Artık bizim birer parçamızmışçasına… Güncel istatistik verileri gösteriyor ki özellikle son yıllarda gelişmekte olan lens ve optik teknolojisiyle telefonlarımızın kameraları profesyonel kamera seviyesine henüz erişememiş olsa da doğru kullanıldıklarında en az onlar kadar iyi işler çıkarabiliyor. Üstelik mobil fotoğrafçılık; çok daha kullanışlı, kolay taşınabilir, ergonomik ve pratik.

Sizin için ne anlam ifade ettiği çok önemli
Fotoğraf çekmek kimisi için anı biriktirmektir. Kimisi için öylesine bir uğraş ya da kimisi içinse tutkuyu ifade ediyor olabilir. Benim için kesinlikle bir tutku. Diğer gözlerin fark etmediği detaylara odaklanıp, estetik yargıları el üstünde tutmalısınız ve işe elbette biraz da hile katmalısınız. Ben buna biraz daha yumuşak bir ifadeyle fotoğrafın büyüsü diyorum. Bunu da yaparsanız sizler de kolaylıkla amatör birer mobil fotoğrafçı olabilirsiniz.
Biraz klişe olacak ama derler ya “bakmak ve görmek arasında büyük fark vardır” diye. İşte bu cümle tam olarak yaptığımız işi tanımlıyor.

İşin inceliklerini zamanla öğreniyorsunuz
Fotoğraflar bulunduğunuz ortamı asla tam olarak yansıtmazlar. Sadece bir saniyelik kareleri yakalarlar. Dolayısıyla bu durumu avantaj olarak kullanabilir ve her şeyi karşı tarafın görmesini istediğiniz şekilde yansıtabilirsiniz.
Ben özellikle doğa ve şehir/sokak fotoğrafları çekmeyi seviyorum. Kamera lensimi daima temiz tutarım, çekim esnasında cihazı sabit ve düz tutmaya özen gösteririm, ışığı ve fotoğraf açısını doğru kullanır, telefonumda kamera ayarlarında yer alan özellikleri uygun modlara getirip yapay zeka desteği, HDR modu gibi fotoğrafınıza ekstradan işlem uygulayacak yazılımsal özelliklerden de faydalanırım.
Keyif almaya bakın
Bir fotoğrafın albenisi onu çeken kişi kadar kamerayla da ilgilidir dolayısıyla yeteneğinizi bununla birleştirip senkronize şekilde kullanmanız gerekir. Günün sonunda kahvemi alır ve oturup çektiğim fotoğrafları düzenler, uygun efektleri seçerek -ki bunu yaparken marketten indirdiğim çeşitli uygulamalardan da yararlanırım, siz de kendiniz için en uygun ve pratik uygulamayı araştırıp bulabilirsiniz- fotoğrafımı daha da etkileyici kılarım. Bunu yapmak saatlerimi alsa da bana terapi gibi gelir. Düzen her şeydir, unutmayın. Ara sıra galerinizi temizlemek size de iyi gelecek.
Kısaca dışarıya sadece ortamın güzelliklerini yansıtıp çirkinlikleri karenizin dışında bırakabilirsiniz. İşte en sevdiğim yanı bu!

Çevrenizden aldığınız geri dönütler de kıymetli
Bu işe üç yıl önce başladığımda henüz yolun çok başındaydım ve birçok konuda ben de eksiktim ancak kendinize inanıp bakış açınızı değiştirdiğinizde her şeyi başaracağınıza olan inancınız, imkansız diye bir şeyin asla olmadığını kanıtlar. Hali hazırda sosyal medyayı da aktif kullanan biri olarak takipçilerimden birçok geri dönüt alıyorum. “Telefonunun markası ne” “çekimlerinde profesyonel kamera mı kullanıyorsun” “profesyonel kameram olmasına rağmen bu şekilde çekemiyorum” “gerçekten harika kareler yakalıyorsun!” gibi… Yani kısaca demem o ki gerçekten istiyor ve seviyorsanız bunu yapın! Kaybedecek zamanınız yok.
Çevrenizdeki insanlardan alacağınız beğeniler sizi daha da çok motive edecek ve bu işten keyif almanızı sağlayacak. Şimdi, telefonunuzu alın ve kendinizi şehrinizin daha önce hiç keşfetmediğiniz sokaklarına bırakın, dışarıda görülmeye değer o kadar çok şey var ki bunlara şahit olduğunuzda çok şaşıracaksınız. Sonrasında yapmanız gereken tek şeyse sadece deklanşöre dokunmaktır ve böylece mobil fotoğrafçılık gösterisi başlar.

Sözün özü, benim için fotoğraf çekmek amatör de yapıyor olsam bir hobi, uğraş ve tutku. Hayatımın her anında ve yolculuğunda benimle olmaya devam edecek bir arkadaş gibi. Size de her zaman sizi rahatlatacak ve dünyanızı zenginleştirecek bir hobi edinmenizi öneririm.
Merak edenler için Instagram adresim: @sahinoz_ziya