Sözü çok edilmese de, "iyi ki karşılaştım" dediğimiz kitaplar vardır. Kurabiye'nin Orman Macerası da böyle bir kitap. Onu popüler kitaplar arasında hiç görmedim. Ama okuyunca bir çok açıdan kitaplığımızda "iyi ki var" dediğim kitaplardan oldu. Kitap, isminden çok anlaşılmasa da korkulardan bahsediyor.
Gelişim dönemlerimiz itibariyle sadece bebeklik, çocukluk korkularımız yoktur. Bebeklik ve ilk çocukluk dönemlerinde, ani seslerden, yabancılardan ve anneden ayrılmaktan korkarken, okul öncesi dönemde; canavarlardan, karanlıktan, çeşitli hayvanlardan, anne babamızı kaybetmekten, okul döneminde ise evden ayrılıp okula başlamaktan, hırsızlardan, deprem olmasından korkabiliriz. Yaş ilerledikçe korkularımızın şekli biraz değişir. Ergenlik döneminde, başkaları arasında alay konusu olmak, dışlanacağımızdan veya beğenilmemekten korkarız.

Kurabiye ailenin en küçük üyesiydi. Boyu kısaydı ama korktuğu şeylerin listesi çok uzundu. Bir gün akşam saatine kadar ormanda uyuyakaldı ve "gurrrr" sesleri duydu. İşte korku listesine yeni bir şey daha ekledi. Sonra bu sesten kaçmak için evden çok uzaklaştı. Karanlıkta ormanda, korktuğu şeylerle yüzleşirken, "guuurrrr" sesinin karnından geldiğini farketti. Karanlık ormandan eve dönerken bu kez korktuğu herşeyle bu kez korkmadan yüzleşti. Eve döndü ve ailesiyle akşam yemeği yemek için içeri girdi.
"Yani aslında korktuğum şey benmişim! Korktuğum şeyler içinde en korkuncu benim!"
Kurabiye derin bir nefes aldı ve karşısındaki devasa ağaca, "Senden korkmuyorum! "Gurrrr" sesinden, kanat çırpanlardan, puhudan, yağmur damlalarından, yani listemdeki hiçbirşeyden korkmuyorum. Hatta kendimden bile korkmuyorum!" dedi.

Debi Gliori'nin kalemi ve çizimleriyle İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Kurabiye'nin Orman Macerası, korkuların konuşulması için iyi bir seçenek. Bununla birlikte, resimlerdeki bazı korkutucu ögelerin var olması açısından 4-5 yaş üstüne tavsiye edebilirim. Hatta resimler ve içerikle ilgili ayrı ayrı P4C (Çocuklar için felsefe) uygulamasına uygun olduğu için felsefe listenize ekleyebilirsiniz. Korkunç ögeleri bir kenara bırakırsak, tavşan ailesinin kitabın ilk sayfasında epey hareketli ve etkin çizimlerine de bayıldım. Herkesin bi işi uğraştığı bir etkinliği var ve çizim ve renkler oldukça sıcak bir tablo sergiliyor.
Çocuk korkularıyla başetmek
Korkular ne kadar tanıdık, bilindik olsa da, empati ve başetme konusunda endişeye kapılırız. Öncelikle çocuğun uykuya geçiş ritüelleri korkuyla başa çıkmak için etkili olabilir. Sütünü içer, ellerini yıkar, dişini fırçalar, masal dinler, uyur. Böyle zamanlarda "Korkacak birşey yok." cümlesi onu kaygıya ve çaresizliğe sürükler. "Biliyor musun senin yaşındayken ben de korkuyordum. Annem böyle demişti, babam şöyle yapmıştı. Bana bir gece lambası almıştık. Ya da uykuya dalana kadar yanımda oturmuşlardı." gibi empatik cümleler daha yardımcıdır.
Korkan çocuğa fazla ilgi göstermek, korkularından dolayı endile ve kaygılandığınızı göstermek de çocuğun bu konuda pekişmesini sağlayacaktır. Bu nedenle çocuğa bu endişeler yansıtılmamalıdır. Konu ile ilgili kitaplar okumak ve oyuncaklarla korkuyu konu alan canlandırmalar yapmak oldukça rahatlatıcı etki oluşturur. Korkuyu komik hale getirmek, kitabımızdaki "guurrr" sesinden korkmayı komik bir ses tonuyla okumak iyi gelecektir. Unutmayın, korkular da gelişimin bir parçasıdır. Yaşanması doğaldır.