Denizaltıları, radyolar, telsizler, balonla seyahatler... 1800'lerin keşifsiz kaşifi, icatsız mucidi, bilimkurgunun babası Jules Verne... Geniş hayal dünyasıyla başta çocukların sonra biz yetişkinlerin hayal dünyasına dokunan yazarımız bu yazıdaki konumuz.
.jpg)
80 Günde Jules Verne'in hayatı
İlk durak: Nantes'te bir doğum
Jules Gabriel Verne, 8 Şubat 1828'de Fransa'nın Nantes şehrinde yolculuğuna başlar. 5 kardeşin en büyüğü olarak çıktığı hayat yolunda, annesi Sophie Verne despot denebilecek bir İskoç; babası Pierre Verne ise ileride hayatını etkileyecek kararlar almasına neden olacak bir avukattır.
Jules'un çocukluğu hayal dünyasının o gizemli dehlizinde rengarenk geçmekteydi. Ailesiyle beraber yaşadığı kıyı kasabasında iskeleye gelen gemileri izlemek, onlarla ilgili hayal kurmak küçük Jules'un en büyük oyunlarından birisiydi. Bu ilgi ve alakası eğitimine de yansıdı. Küçük kardeşi Paul ile denizcilik okuluna başladı. Bu ilgi alaka o denli büyüktü ki 12 yaşındayken ailesinden gizli bir gemiye binip gemideki mürettebata miço olmaya karar verdi. Bu kararını hayata da geçirdi üstelik. Ancak planda beklemediği bir şekilde babasına yakalanınca kararının sonunu getiremedi. Bu durum ailesini sinirlendirse de küçük maceraperest bir daha böyle bir şey yapmayacağına, artık sadece hayal dünyasında bu maceraları yaşayacağına dair ailesine söz verdi.
Yol üstü macerası
12 yaşındayken kendisinen bir yaş büyük kuzenine aşık olan minik Jules hislerini kuzenine açtı. Ancak Jules'a aynı hisleri beslemeyen kuzeni Jules'u reddetti. İlk hayal kırıklığını yaşadığı kuzeni sayesinde ilerleyen süreçte ilişkler hakkında düşüncelerini şekillendirecek bir deneyimdi bu.
Küçük kardeşi Paul ile gittiği denizcilik okulunu bitirdikten sonra ailesinin -en çok da babasının- baskısıyla 1846 yılında Paris'e taşındı ve burada hukuk eğitimi almaya başladı. Babası onun kendisi gibi bir avukat olmasını istiyordu. Jules bu fikre çok uzak olsa da babasını reddedemedi.
Hayatının ilk yol üstü macerası olan bu hukuk eğitimi 1849 yılına kadar sürdü. Ancak Jules'un çocukluktan gelen hayalperestliği bu dönemlerde yazma aşkıyla birleşti. Her ne kadar hukuk eğitimi alsa da gelecekte kendini yazar olarak hayal ediyordu.

Yol ayrımı
Paris'te yaşadığı dönem boyunca hem tiyatro hem de edebiyatla ilgilene Jules, bu şekilde adım atar yazın dünyasına. hukuk eğitiminden iyiden iyiye uzaklaşan Jules Verne, bu dönemlerde babasından bir teklif alır. Babası bir avukatlık bürosu açma hayali içindedir. Ancak Jules bunu istemez. Avukat olmasını isteyen babası, Jules'un teklifini reddetmesi üzerine Jules'un maddi desteğini çeker. Bu da Jules'ın hayat yolculuğundaki ilk ayrımdır.
Paris'te parasız kalan Jules, hayatını devam ettirebilmek için yazmaya başlar. Hayatı boyunca kendisiyle beraber büyüttüğü hayal dünyası artık onun mesleği haline gelmeye başlamıştır. Ayrıca sık sık gittiği tiyatroda kendine sekreterlik işi de bulur. Bu iş sayesinde 1850 yılının sonlarına doğru kaleme aldığı ilk tiyatro eseri sahnelenir. Ayrıca e-sekreterlik yaptığı zaman boyunca (1852 ile 1855 yılları) iki oyun daha yazar. Sekreterlik ona bu iki oyunu sahneletme fırsatı sunar.
1850'lerin başlarında başladığı yazarlık sadece tiyatro metni yazarlığı olarak kalmaz. Bu süreçte günümüzde herkesin çocukken en az bir kere okuduğu kült eserleri kaleme almaya başlar. Ancak eserlerini bastıramaz. 1857 yılına kadar aktif bir şekilde yazmaya devam eder.
Jules Verne, 1857 senesinde Honorine de Viane ile evlenir. Eşinin bir aile dostu sayesinde Victor Hugo, Alexander Dumas gibi isimlerle tanışma ve ahbaplık etme fırsatı yakalayan Jules, bu şekilde kalemini güçlendirir. Aynı sene ilk kitabı 'Salon'u da sonunda bastırmayı başarır. Ve bu başarısının ardından arkadaşı Aristida Hignard ile beraber bir yolculuğa çıkar. Rota Britanya adalarıdır. Gördüklerini, gezdiklerini kaleme alan Jules İskoçya'yı konu alan bir kitap yazar. Ancak bu kitabı da diğerleri gibi red yer.
.jpg)
Yazarlık yolundaki yol arkadaşı
Benliğini adadığı yazın dünyası Jules'u bir türlü kabul etmez. Jules ise bu süreçte bir erkek çocuk babası olur ve hayat yolunda yeni bir dönemece girer. 1861 yılında kucağına aldığı oğlu ileride hayatında olumsuz etkiler yaratacak olsa da yazarımız o dönemlerde baba olmanın heyecanını yaşamaktaydı. Bu heyecanın üstüne bir de 1862 yılında kitaplarının ve öykülerinin değerini bilen yayımcı ve editör Pierre-Jules Hetzel hayatına girince şansı döner. Hetzel, Jules'un öykülerini çok sever ve yayımlamak için kolları sıvar. Edebiyat dünyasında edindiği bu yol arkadaşı Jules'un dostu da olmuştur.
Yol arkadaşının desteğiyle 1863 yılında Balonla Beş Hafta, 1864 yılında Kaptan Hatteras’ın Maceraları ve Dünyanın Merkezine Seyahat, 1865 yılında ise Aya Seyahat kitapları yayımlanır. Bilimkurgunun mucidi unvanını bu eserlerle eline alan Jules, yılların eskitemeyeceği yazarlık başarını da elde eder.
Yeni macera, yeni bir yol
Jules, 1867 yılında kardeşleriyle birlikte seyahat için bir yat satın alır. Verne, Avrupa, İskandinavya, İngiltere Adaları, Akdeniz, ABD gibi birçok ülkeyi gezer. Yazmaya kollarını sıvadığı birçok eseri de bu yolculuk esnasında kaleme alır. Bu gezilere dair anlatılan çok fazla anı olmasa da yazdığı kitaplardan yola çıkarak bu yolcukların sadece gezmek için değil keşif için yapıldığı görülmektedir. Gezilerinden ve okuduklarından etkilendiğini söyleyen Verne, gördüklerinin tamamını not aldığını ve bunlardan yararlanarak yazdığını da belirtir.
Son dönemeç
Hayatının son yıllarına dair de pek bir kayıta rastlamadığımız yazarın 1876 yılında oğlunu bir ıslahevine kapattırdığı, 1886 yılında ise yeğeni tarafından bacağından vurulduğu var olan bir iki kayıtta yer almaktadır. 1887 yılında arkadaşı Hetzel'i daha sonra da annesini kaybeden Jules ciddi bir karamsar dönem yaşar. 1888 yılında politikaya atılır ve yine sanatla, yazınla ilgilenmeye devam eder.
1902 yılında ilerleyen şeker hastalığı nedeniyle görme yeteneğini kısmen de olsa yitiren Verne, 24 Mart 1905 tarihinde Amiens’teki evinde ölür. 80. gününü bu şekilde tamamlayan kaşifimiz ardında çocukların hayal dünyalarını süsleyen birçok eser bırakır.

Bir kaşif olarak Jules Verne
Jules'un keşfettiği herhangi bir keşif yoktur ya da icat ettiği bir cihaz; ancak eserlerinde ileriye yönelik terimleriyle birçok kaşife ilham olan bir isimdir. Radyo ve televizyonun mucidi Guglielma Marconi; icatlarında Jules Verne'den etkilendiğini söyler. Aynu durum denizaltı mucidi için de geçerlidir. Hiçbir keşif yapmadan kaşif olan Jules bizlerin de hayal dünyasındaki hayallerin mucididir.