Efsun Bilge Bilginer

We <3 Kargala

“Sığırlarınıza iyilikler diliyorum” ve buradan çok uzaklara Kenya "Masai Mara" bölgesine doğru bir yolculuğa çıkarıyorum sizi. Kenya, Afrika'nın en eski yerleşim bölgelerinden biri. Yirminci yüzyıldan beri dünyanın dört bir yanından zengin insanlar Kenya- Tanzanya bölgesine gelip burada vahşi yaşamı deneyimliyor hatta yabani hayvanları avlıyordu; bunu bir aktivite bir eğlence olarak görüyorlardı! Neyse ki günümüzde Safari turlarında silahların yerini fotoğraf makinaları aldı.

Kenya'da Safari

İnsanlar özellikle “Büyük Göç” zamanı Afrika’ya geliyor ve safari turlarına katılıyor. “Temmuz ve Ağustos” aylarında bir milyondan fazla hayvanın su ve yiyecek bulmak için Kenya’dan Tanzanya’ya doğru gidişine “Büyük Göç” diyoruz. Bu göç zamanı yapılan turların amacı “5 Büyük” denen aslan, leopar ,bufalo, fil ve gergedan türlerini yakından görebilmek ve fotoğraflayabilmek. Safari turları esnasında Afrika yerlilerinin hayatlarına da konuk olmak mümkün. Hadi bu kabilelerden en ilginci Masai Kabilesini biraz daha yakından tanıyalım.

Masai Kabilesi

Masailer ince ve uzun yapılı insanlar. Kendilerine özgü dilleri “Maa” dilini konuşuyor, “Engai” adını verdikleri tanrılarına inanıyorlar. Bu kabilenin yaşamında internet, akıllı telefon ve motorlu taşıt kullanmayı bir kenara bırakın, elektrik ağı ve su sistemi gibi basit modern uygarlık sembolleri bile yer almıyor.

 10 maddede Masailer

1.Masailerde kadınlar ve erkekler ergenlik döneminde sünnet oluyor, bu durum evliliğe hazır oldukları anlamına geliyor. Bu sırada anestezi ve ilaç kullanmıyorlar.

2. Ataerkil bir toplum, sığırın ve çocuğun fazlaysa güçlü ve sözü geçen biri oluyorsun bu kabilede. Dahası sığır sayısı çok fazla olan bir erkek birden fazla evlilik yapmaya da hak kazanmış oluyor.

3. "Yuvayı dişi kuş yapar" sözü burası için söylenmiş sanki zira burada kadınlar evlerini kendileri tezekten yapmak zorundalar. Evlerinde pencere, ışık, elektrik, su yok. 

4. Sadece ailenin en büyük çocuğunun kulak memesini ortasından kesiyorlar; kesilen yeri tahta ve kemiklerle gerip büyütüyorlar. Sonrasında çeşitli boncuk ve küpeler takıyorlar bu deliklere.

5. İnternette mutlaka rastlamış olduğunuzu tahmin ediyorum; “Adumu” adını verdikleri zıplama dansları ile çok ünlüler. Aslında bu genç erkekler arasında bir yarışma. En yükseğe zıplayan grubun en güçlü üyesi oluyor. 

6. Suka denen kıyafetler giyiyorlar ve her grubun giydiği kıyafet rengi farklı. Kırmızı ve turuncu renkli, vücutlarını saran kıyafetleri yüzyıllardır hiç değişmemiş.

Masai Dansı

7. Bebekler 3 aylık olana kadar isim vermiyorlar çünkü bebek ölüm oranları çok fazla. Bu yüzden doğan bebekler 3 aya kadar isimsiz kalıyor.

8. Bu kabileye konuk olmak isteyen turistler 15-20 dolar karşılığında köye alınıyor ve burada kültürlerini tanıtıyorlar. İlginçtir ki; turizm medeniyetin uğramadığı bu kabilede bile bir kazanç kapısı olmuş durumda.

9. Masailer tarımla uğraşmıyor. Sebze ve meyveler onlara göre hayvanların yiyeceği. Dolayısıyla onlar sadece hayvanların eti, sütü ve kanıyla besleniyorlar.

10. Biri öldüğünde toprağı kirlettiği düşüncesi ile toprağa gömmüyorlar! Ceseti doğaya bırakıyorlar ancak kabilenin şefleri ve en zenginleri toprağa gömülebiliyor!

Yazımı bitirirken düşünmeden edemiyorum. Afrika’nın en ilkel kabilesinde bile bedeninin ölünce toprağı hak etmesi için güçlü ve zengin olmak zorundasın. Bu durum doğanın kanunu mu yoksa insanlar mı bu düzeni kuruyor, ne dersiniz?

Masailerin selamlaşırken “Sığırlarına iyilikler dilerim” dediği gibi “güzel günler diliyorum” ben de size.