Emine Aydın

We <3 Kargala

Ankara seviciliğime, Ankara’nın gece hayatıyla devam edeceğimi söylemiştim geçen hafta. 2005 yılından beri bazen dolu dolu bazense ara ara dahil olduğum Ankara gecelerinin bence her hali güzel. Sakarya Caddesi’ndeki küçücük rock barlarının eğlencesi de SSK İş Hanı’ndaki Şeytan Tüyü sahneleri de keyifli birer anı olarak kaldı bende. Geçtiğimiz on yıla baktığımızda ise bir 6:45 Kaybedenler Kulübü tribi girdi hayatımıza. Bize kaybetmiş halimizle gurur duymayı öğrettiği için de kısa sürede çok sevdik. Eğlence anlayışımız küçük barlardan yüksek tavanlı kalabalık bir bara geçmişti artık. Kalabalıklar içinde yalnızdık. Bir sürü yalnız, bir aradaydık. Sadece çok eğleniyorduk. Yarışmıyorduk, koşmuyorduk, kovalamıyorduk ve kaçmıyorduk. Dediğim gibi sadece eğleniyorduk. Ankaralılar için “iyi ki” dedirten bu mekanda bir de “iyi ki” dedirten bir grup sahne alıyor bir süredir: iPop! 

iPop çılgınlığı

Bitmesini hiç istemeyeceğiniz bir cumartesi gecesi eğlencesi arıyorsanız, rotayı yeniden oluşturabilirsiniz. Çünkü iPop alışılmışın aksine soft-slow başlayıp giderek yükselen bir müzik sunmak yerine sürekli inişli çıkışlı (ve tabii ki daha çok çıkışlı) bir modda sizi hep aktif tutuyor. Eğlencenin ritmi bir türlü yavaşlamıyor. Ve bitirirken de sizi aşırı yükselmişken bırakıyor, mekandan çıktıktan sonra da enerjiniz hiç bitmesin, damağınızda kalan tatla hayatın rutinini tatmaya devam edin diye.

iPop çılgınlığı bizi yavaş yavaş ele geçirmişken hem kendim için hem de sizler için onları biraz daha yakından tanımak istedim. Grup üyelerinin hepsini bir arada yakalamak (sahne dışında) oldukça zor. Ben de Bilgesu (vokal) ve Uğur (davulcu) ikilisini yakaladım. Zaten Bilgesu’yu sahnede izleyip hayran olmamak mümkün değil. Uğur’la olan bağımın detayları ise röportajımızın içinde. Hadi o zaman başlıyoruz!

Hoşgeldiniz efendim. Biraz klasik bir başlangıç olacak ama grubun nasıl bir araya geldiğini merak ediyorum. iPop tarihçesinden bahsedebilir misiniz biraz?

Uğur: Önce Serkan (elektrogitar), Gökberk (vokal) ve ben bir araya geldik. Onların daha önceden bir grupları varmış ama ayrılıp yeni bir grup kurmak istemişler. Karşılıklı beklentilerimizden bahsettik. Benim kafamdaki projenin şu anki iPop'tan tek farkı ağırlıklı yabancı pop olmasıydı. Bu fikri onlar da çok beğendiler. Gerçek anlamda iPop fikri böyle çıktı ortaya. Aslında ilk başta benim istediğim gibi yabancı pop söylüyorduk. Zamanla seyirciden aldığımız geri dönüşlerle Türkçe popa kaydık. İsim konusuna gelince önce i’pop olsun fikri atıldı ortaya. Ama iPop olarak daha rahat kullanacağımızı düşündük. Sosyal medya hesabımızın sonuna bir de “Ankara” ekledik. Bir de hashtag belirledik kendimize: #iPopşehrinegeliyor. 

Ankara’da sahne almak gibi bir planımız yoktu başlangıçta. Bir Ankara grubu olarak daha küçük illerde sahne almayı planlıyorduk. Ama bir süre sonra olaylar değişti. Ankara’dan da çok talep olmaya başladı. Geldiğimiz noktada ise her cumartesi Ankara’da sahne alan bir grup olduk.

Başlangıç Barikat sahnesi

İlk sahne ne zamandı?

2019 mart. Barikat Sahne.

Peki Uğur bu soru sana: Kafandaki iPop’la şu an sahnedeki iPop örtüşüyor mu? Senin prodüktörlüğünün olduğunu da biliyorum. Kendi şarkılarını da yapıyorsun. Ama onlar prodüksiyon olarak iPop'tan ayrışıyor. Hiç arada kaldığın oluyor mu? Bu arada Feel So High benim kardiyo şarkım, bunu da söylemeden geçemeyeceğim.

iPop'un tüm prodüksiyonunu ben üstleniyorum. O yüzden kafamdaki iPop'la sahnedeki iPop sound olarak kesinlikle uyuşuyor. Ben pop şarkılarını grupla birlikte power bir şekilde çalmak istiyordum. Bar versiyonu da denebilir buna. Şu an yaptığımız iş tam olarak bu.

Kendi şarkılarıma gelince o noktada tabi ki kişisel zevklerim ön plana çıkıyor. Kendi tarzımı daha çok yansıtıyorum. Evimdeki stüdyomda farklı, sahnede farklı insanlar olabiliyorum. Bence bu güzel bir çeşitlilik.

Genel olarak eksiklerimiz de var ama geri döşlerle birlikte gidermeye çalışıyoruz. Çok daha iyi bir noktaya geleceğimizden eminim.

6:45 KK macerası

6:45 KK maceranızı merak ediyorum. Geçen hafta sizi dinledim ve inanılmaz keyif aldım. Uzun süredir bu kadar eğlendiğim bir sahne olmamıştı. Sizi oraya çok yakıştırdım. Nasıl başladı peki bu macera?

Uğur: 6:45 KK çok ilginç hikaye aslında bizim için. Başta da söylediğim gibi bizim Ankara'da sahne alma planımız yoktu. Ama ilk sahnemizden beri şu anki patronumuz Turan Bey ve Orkun Bey ekibiyle beraber bizi takip ediyormuş. Pandemi çıkışında Derya Uluğ’nun Kanunlar Gibi şarkısını düzenlemiştim ben. Grup da çok sevdi. Zaten ilk sahnemizde onu söyledik ve dinleyenler de çok keyif aldı.

O sahnenin kayıtlarını izlemiş yine 6:45 ekibi ve demişler ki “iPop inanılmaz dinamik bir grup ve Türkçe popta yeni şarkı kaçırmıyorlar.” Bu arada biz gerçekten grup olarak bunu yapıyoruz. Her hafta toplantı yapıyoruz. Yeni çıkan şarkıları birlikte dinliyoruz. Sound olarak bize uygun olanları değerlendirmeye alıyoruz. Sonra ben altyapı için çalışıp düzenliyorum. Sağolsunlar Turan Beyler de bunu fark edip bize teklif getirdiler. Hepimiz çok onore olduk. Cumartesi hariç diğer bütün günlerinde konser sahnesi olan bir mekanda cumartesi gecesi bir bar grubu olarak sahne olmak oldukça keyifli olacaktı bizim için. Geldiğimiz noktaya bakınca da “İyi ki bir araya gelmişiz.” diyoruz.

Bilgesu aranıza daha sonradan katıldı bildiğim kadarıyla. O nedenle bu sorum da Uğur’a: 6:45 KK sahnelerinize baktığınızda ilk sahne ile şu anki sahnenizi karşılaştırabilir misin?

Başlar başlamaz 6:45 seyircisi ve sahnesiyle çok iyi bir enerji yakaladığımızı hissettik. Sonradan bizim önümüzde Vizyon Radyo’dan tanıdığımız  DJ Serkan Kızılbayır çalmaya başladı. Müthiş bir insan. İnanılmaz bir enerjisi var. Seyirciyi çok güzel ısıtıyor. Onunla iyi bir ekip olduk. Güzel bir sinerji yakaladık. Yaklaşık bin kişiyle birlikte eğleniyoruz artık cumartesi geceleri. Gerçekten müthiş bir keyif. 

Yine pandemi etkisi

Ben zaten Turan Bey’in ve Orkun Bey'in birer yetenek avcısı olduğunu düşünüyorum. 6:45’te tek bir kötü sahne izlemedim. Sizi de baştan beri radarlarına almışlar. İyi ki de keşfetmişler. Bu çok ayrı. Ama sahne saatinizi de konuşalım istiyorum. Özellikle Ankara insanını gece yarısında itibaren sabaha kadar dinamik tutabilmek bence ayrı bir yetenek. Sizce iPop olduğu için mi insanlar o saate kadar deliler gibi eğleniyor; yoksa o saatte eğlenmeyi mi seviyor?

Bilgesu: 6:45 ile sinerji yakalamış bir iPop diyebiliriz bence. Çünkü biz 21:00’da da sahneye çıktık, 23:00’da da. Hepsinde de çok eğlendik ve çok eğlendirdik. Sanırım bu konuda mütevazı olamayacağım. (Olma Bilgesu zaten. Sahnede en çok seni sevdiğimi de ayrıca belirtmek istiyorum. Sen gerçek bir bebeksin:))

Arkadaşlar bu konuda tabi ki mütevazı olmayın. Ben Ankara’da reşit değilken bile gizli gizli gece hayatına takılan bir insandım. Çok mekan gezdim, çok gece eğlencesi gördüm. Bu gri şehrin memur kafalı insanları bir yerde sabaha kadar eğleniyorsa orada bir başarı vardır emin olun. Kalabalık bar kavramı için ne düşünüyorsunuz peki? Solo, Nil, Baraka gibi barlarda büyüdük biz. Toplasanız 40 metrekareyi geçmeyen mekanlardı buralar. Neredeyse bin kişilik bir bar nasıl doluyor sizce?

Uğur: Bu fikir ilk başta göz korkutsa da 6:45 ile birlikte oldukça tuttu. İnsanlar kalabalık eğlenmeyi sevdiler. Ankara insanı biraz değişik bu konuda, her an istek ve beklentileri değişebilir. Ama yine de bu kalabalık bar seviciliğinin uzun soluklu olacağını düşünüyorum.

1 kadın 1 erkek

Tekrar gruba dönmek istiyorum. iPop üyelerinden bahsedelim biraz. İki tane solistiniz var mesela. Birinin kadın birinin erkek olması da sahneyi ayrıca dinamik tutuyor bence. Bilgesu nasıl dahil oldu aranıza? Biraz da onu dinleyelim. 

Bilgesu: Küçük bir barda gitarımla kendime eşlik ederek müzik yapıyordum. Sonra pandemi döneminde bir gün iPop’tan teklif geldi. Başlangıçta kabul etmedim ama kısa sürede pişman oldum. Tekrar iletişime geçtik ve bir deneme yaptık. İlk sahnem Hayal Kahvesi’ydi. Sonrasında enerjimiz fazlasıyla tuttu. Şimdi iyi ki buradayım.

Uğur: Bilgesu aramıza sonradan katıldı ama iyi ki geldi, hoşgeldi. Gerçekten enerjisiyle geldi. Çalışkanlığına, azmine ve müziğe olan tutkusuna hayranım. Bazen elini masaya vurup hepimizi silkeler. En küçüğümüz olmasına rağmen enerjisiyle hepimizi toparlar.

Erkek solist Gökberk, bas gitarda Oğuzhan ve eletrogitarda Serkan var. Peki alaylı mısınız? Yoksa müzik eğitimi aldınız mı?

Uğur: Oğuzhan müzikoloji okuyor şu an. Onun dışında hepimiz alaylıyız.

6:45 evimiz

iPop’un gelecek planlarını merak ediyorum biraz. 6:45’te devam mısınız mesela? Kendi şarkılarınızı da yapma planınız var mı? Ben bu grubun enerjisinden bir şarkı dinlemeyi çok isterim. Siz ne dersiniz?

Uğur: 6:45 artık bizim evimiz. Karşılıklı bir anlaşmazlık yaşanmadığı sürece biz bu sahnede olmayı çok seviyoruz. Şarkı yapma konusu grup içinde de gündemimizde. Tabi ki hayallerimiz var. Özellikle altyapı işiyle ilgilendiğim için benim çok fazla hayalim var. Sıradaki planımız bu ama şartlar ne gösterir onu da bilemeyiz.

Bilgesu: Biz de bizden şarkı bekliyoruz. Uğur’un evinde hep birlikte kampa giriyoruz. Yakın zamanda bir şarkı planımız var.  

Sosyal hayatınızda ne tarz müzik dinliyorsunuz? Yaptığınız müzik pop ama dinlediğiniz müzik ne? Yalnız kaldığınızda, uzun yola gittiğinizde, gece yatmadan önce bir kadeh şarap içerken ne dinliyorsunuz?

Bilgesu: Annem ve babam Türk Halk Müziği sanatçısı benim. O yüzden türkü dinlemeyi çok severim. Garip gelecek belki ama sahnedeki duruşuma bakınca, özel hayatımda genelde sakin müzikler tercih ediyorum. Hatta arabesk… Bazen uzun yolda açtığım şarkılarla bütün grubun enerjisini düşürdüğüm oluyor. En çok da Uğur kızıyor. Onun düşük enerjiye hiç tahammülü yok.

Uğur: Ben en çok bass house, deep house, elektronik müzik dinliyorum. Bu tarzı yapmayı da çok seviyorum. Hayko dinlemeyi de çok severim bu arada. 

Her coğrafyanın müziği farklı

Peki Ankara’da olmak mı Anadolu’da çalmak mı?

Uğur: Hepsinin ayrı tadı var. Mesela Niğde’deki insanların müziğe olan açlığı inanılmaz keyif veriyor. Ankaralıların da sadece senin için geldiğini bilmek çok ayrı bir mutluluk. Bursa seyircisinin enerjisi çok başka. Ama şöyle bir durum var ki her şarkı her yerde tutmuyor. Türke İngilizce mashuplarımız var mesela. Ankara’da insanlar birbirinin üzerine atlıyor, Bursa’da kimse tepki vermiyor. O yüzden her şehrin enerjisi başka.

Biraz Uğur Hocamla bağımızdan bahsetmek istiyorum ben. Kendisi ders saati kolay bulunmayan bir davul hocası ve oğlumla ben, onun öğrencisi olabilen şanslı insanlardanız. Nasıl gidiyor eğitmenlik?

Uğur: Mahcup oldum şu an ama gerçekten çok yoğunum. Sahneyle birlikte eğitmenlik zor. Çünkü benim dersimden çıkan insanın benimle ilgili kötü bir şey söylemesini istemem. Derste öğrencilerime maksimum enerjiyle eğitim vermek istiyorum. O yüzden ilerleyen zamanlarda birinden birini tercih etmem gerekecekmiş gibi geliyor bana. Ama bakalım. Bu nedenle şimdilik öğrenci sayımı olabildiğince az tutmaya çalışıyorum. 

Müzik dışına çıkalım mı biraz? Mesela nerelisiniz? Neler yapıyorsunuz?

Bilgesu: Babam Erzurumlu, annem Konyalı. Sanırım onlardan gelen genetik bir sesim var. Hacettepe Üniversitesi’nde İktisat okuyorum. Öğrencilik devam yani bir taraftan. Kitap okumayı çok seviyorum. Ayrıca psikolojiye de merakım var. Son zamanlarda da düzenli olarak meditasyon yapıyorum. Gitar çalıp şarkı söylüyorum.

Bize her yer...

Uğur: Ben Trabzonluyum. Aslında iki yaşımdayken Ankara’ya yerleşmişiz ama asimile olmamışım. Fanatik bir Trabzonluyum. Öğrencilerime verdiğim metotta 61. sayfaya geldiğimizde “Neredeyiz?” diye soruyorum. “Trabzooon” cevabını almadan devam etmiyorum. Gerçek bir Trabzonspor fanatiğiyim. Futbol oynamaya da bayılıyorum. Halı saha maçlarından sonra pamuk gibi olurum. Ailem destek olsa futbolcu olabilirdim. 

Fanatik bir Beşiktaşlı olarak, futbolu çok seven bir kadın olarak şampiyonluğunuzu yürekten kutluyorum. Trabzon’un bende ayrı bir yeri vardır. Trabzonlu olan çok sevdiğim arkadaşlarım var. Senede bir kez de mutlaka Trabzon seyahati yaparım. Belki çok insana itici geliyor olabilir ama ben o Trabzon faşizanlığını da seviyorum. Tutkulu buluyorum belki de bilmiyorum ama kesinlikle seviyor ve saygı duyuyorum.

Uğur: Bunları yazacak mısın? (Tabii ki yazacağım.)

Köşemin konsepti gereği bir kitap soracağım.

Bilgesu: Başucumda Müzik (Kürşat Başar)

Uğur: Piç (Hakan Günday) (Hakan Günday hayranlığımız sorgulanmasın lütfen)

Bir mekan?

Bilgesu: Red Eye (Bahçeli), Fab Local (Tunalı)

Uğur: İncir Meyhane

Konsept sorularımla birlikte bu keyifli sohbetin sonuna geldik. Her ikisine de bana vakit ayırdıkları için teşekkür ettim. Ayrıca kendi şarkılarının da ilk dinleyicilerinden biri olacağımın sözünü aldım. Haftaya da editörümü kapıp yine onları dinlemeye gideceğim. Sizleri de bekleriz efendim...

(Kadın misafirlere ücretsiz olarak giriş bileti kesen 6:45 KK ekibine, feminist bir kadın olarak, özellikle teşekkür ediyorum. Ankara gecelerinin işletmeye bakan taraflarını konuşmak için de Orkun Bey'le bir görüşme ayarlamak isterim. Kısa sürede olması temennisiyle...)