Apple, iPhone ile hayatımıza soktuğu çentik ile yeni bir tartışma başlatmıştı. Özellikle android rakiplerinin ekran altına gömdüğü ön kamera ve parmak izi okuyucu teknolojisinden sonra bu tartışma hala devam ediyor. iPhone 14 cihazlar ile bu çentiklerin kalkmayacağını zaten biliyorduk. Ama bilmediğimiz bir şey vardı: Apple o çentiği bir kara lekeden, oyunun bir parçasına dönüştürmek istiyor. (Buradan anlıyoruz ki Apple daha uzun süre çentik tasarımını kullanacak.) Üstelik bu parça gerçekten bazen oyun gibi eğlenceli olabilirken bazen de işlevsel olmalı. İşte bu yüzden Apple, devrimsel olmasa da yenilikçi olduğu kesin bir özellik tanıttı. Diğer bütün üreticilerin istenmeyen ilan ettiği çentik tasarımını ustaca bir oyunla canlı bir sistemin parçası haline getirdi. Yazılım ile donanımın birleşimi dynamic ısland (dinamik ada)!..
Buraya küçük bir not düşmek gerekir. Dynamic Island aslında evvela Honor markasının tanıttığı bir özellik. Ancak Çinliler bu tanıtımı son derece kısa geçti ve üzerinde durmadı. Her zamanki gibi Apple yaptığı şeyi son derece başarılı sundu. Şimdi bu sunumun ardından androdi tarafında da dynamic island benzeri çalışmalar gelecektir. Ancak burada şöyle bir durum var ki hiçbirinin Apple kadar stabil olması mümkün değil. Çünkü dinamik ada sadece bir yazılım özelliği değil. Donanım ile bütünleşik bir özellik. Bu durumda yüzlerce android cihazın bu işlevsel özelliği tasarıma akıcı ve başarılı gömmesi kolay değil. En azından Apple kadar...

Peki nedir bu dynamic island? Gerçekten işe yarar mı? Yoksa bir anlık heves mi? Macbook cihazlardaki touch bar gibi anlamsız mı kalacak?
Touch bar gibi olur mu?
Önce en son sorudan başlamak gerek. Birçok Apple kullanıcısı touch bar deneyimi dolayısıyla dynamic island özelliğine şüphe ile bakıyor. Haklılar da!.. Zira Apple büyük bir gürültü ile tanıtıp fahiş fiyatla sattığı bu özelliği, yeni nesilde sessiz sedasız kaldırdı. Çünkü Tim Cook'un anlattığı gibi işlevsel olmadı. Bu da kullanıcılarda aynı şeyin laciverti şüphesi yaratıyor. Ancak bu sefer durum biraz daha farklı. Touch bar özellikle konumu itibari ile masaüstü tasarımda fiziksel erişilebilirlik açısından zayıftı. Yani çoğu kullanıcı, bir süre sonra elini klavyenin en üstünde sallamaktan sıkıldı. Üstelik bunu yapmak devasa ekranda büyük bir işleve dönüşmüyordu. Touch bar son derece şık, havalı ama içi boş bir eklenti idi.
Dynamic island ise aksine son derece işlevsel olabilir. Özellikle çoklu işlem özelliğinin yıllardır tam anlamı ile oturmadığını düşünürsek güzel bir seçenek. Touch bardan en büyük farkı ise erişimin son derece kolay olması.
Bunun yanında klasikleşmiş bildirim ekranlarından sıkılanlar için de son derece eğlenceli animasyonlar ile onlarca uygulamada, ekran kapatmadan basit işlemler yapmak mümkün. Mesela Twitter’da gezerken müzik değiştirmek ya da basit bilgileri kontrol etmek açısından son derece eğlenceli. Şimdilik…

Geliştiriciler destek verecek mi?
Bu basit arayüz ileride çok ilginç fonksiyonlara erişebilir. Çünkü Apple bu konuda üçüncü parti uygulamalara destek vereceğini açıkladı. Bu çok önemli! Mesela ekranda canlı skor takibi yapacağınız ufak bir ekran, gerçekten hoş olacaktır.
Apple'ın söylediğine göre dynamic island siz ona temas etmeseniz de ekranın üstünde devamlı kendini gösteren bir kısım olacak. Bazen sallanarak bazen büyüyerek... Adı üstünde; dinamik... Mesela telefonunuzu sessize aldığınızda, airPodsunuzu bağladığınızda, Face ID'ye eriştiğinizde veya şarj cihazınızı taktığınızda, kesik genişleyecek ve etkinliği gösterecek ve ardından hemen normale dönecektir.
Bu yüzden eğer 3. parti yazılımcılar ve kullanıcılar bu adayı severse çentik daha uzun yıllar hayatımızda duracak gibi. Tasarım açısından çok güzel olmadığı kesin. Ama Apple istenmeyen tüy misali zorunluluğu şimdilik işlevsel bir katmana çevirdi. Macbook deneyimi gibi kullanmadan çöpe mi gidecek yoksa Apple son derece başarılı bir girişim mi yaptı? Bekleyip göreceğiz. Fikirlerinizi yorumlara yazabilirsiniz.