Sevgili İlber Ortaylı’nın birbirinden güzel ve öğretici kitapları var. Şunu söylemeliyim ki bu kitapları 1 defa okuyup kenara bırakmaktan ziyade ara ara açıp okumak gerekiyor. Evleneceklere “ evlenip mobilyacı gezeceğinize dünyayı gezin” sözünü şiar edinmemiz gereken bir zamandayız. Hele ki kendinizi okumuş, ülkenin entelektüel biri olarak görüyorsanız... Bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen siz de onlardan birisiniz.
Gelelim çok satan kitaplarından birisi ve yazımıza konu olan kitap Bir Ömür Nasıl Yaşanır’a. Kitap söyleşi şeklinde ilerliyor, kolayca okuyorsunuz. Ömrünü bilgiye, öğrenmeye adayan bir insanın tavsiyelerine kulak vermek isteyenlerin bol bol altını çizeceği bir kitap. İlber Ortaylı lise çağlarında mihmandarlık yaparak gezmeye başlamış, pek çok farklı ülkede yaşamış bir bilim insanı. Bu kitabında da birçok ülke ve kültürden söz ediyor. Yalnız bu ülkelerden bahsederken bir parantez açmış. İşte bu parantez beni hem şaşırttı hem de zihnimde farklı bir pencere açtı. Sizle de paylaşayım. Şimdi İlber Ortaylı’ya göre “okumuş her insanın görmesi gereken 5 antik şehir” nerelermiş; bakalım.
1-Petra Antik Kenti - Ürdün
Listenin ilk sırasında çölün ortasında gizli, derin sarp kayaların arasından karşımıza çıkan büyülü şehir Petra geliyor. Şüphesiz dünyanın en iyi korunmuş antik kentlerinden biri. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor ve Dünya’nın 7 harikasından biri. Bunu sonuna kadar hak ediyor. Kentin en önemli yapısı ve simgesi El-Hazne Tapınağı. Bu tapınak şehri, -başkent olarak- Nebati uygarlığı döneminde yapıldı. Yapının 2000 yıldan fazla zamandır hala sapsağlam ve ayakta kalması ise mucize değil. Nebatilerin gelişmiş mühendislik ve mimari zekaları... Burası bütün bir kaya iken yukarıdan aşağıya doğru oyularak şekillendirilmiş. Böylece çölün sert ikliminden etkilenmeyecek şekilde tasarlanmış. Kaya oyulurken çıkan parçalar da şehrin diğer bölümlerinde kullanılmak üzere kare ve dikdörtgen şekilde çıkarılmış. Bu muazzam çalışmanın ürünü olan El- Hazne’yi görmek için her yıl dünyanın her yerinden turistler buraya akın ediyor. Günün her saati, başka bir renge bürünen bu antik kent fotoğraf çekme tutkunlarının da durak noktası.

2- Efes Antik Kenti - Türkiye
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen antik kentlerinden biri Efes Antik Kenti listenin 2. sırasında. Efes, dünyanın en büyük antik tiyatrosuna sahip. Geçmişi M.Ö 6000 yılına uzanan bu liman kenti, Roma döneminde ticaretin yanı sıra bilim ve sanatın da merkeziydi. 24.000 kişilik dev tiyatrosu, 12.000’den fazla eserli kütüphanesi, yamaç evleri, hamamları ve anıtlarıyla kesinlikle görülmeye değer. Ayrıca dünyanın en büyük antik kütüphanelerinden biri olan Celsius Kütüphanesi burada yer alıyor. Nispeten korunmuş durumda olan bu kütüphaneyi gezerken etkilenmemek mümkün değil. Roma dönemine ait 2000 yıllık umumi tuvaletleri kentin en çok ziyaretçi çeken diğer bölümlerinden. Burası İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alıyor. Giriş ücreti 200 TL; müze kartınız varsa ücretsiz gezebiliyorsunuz.

3-Palmira Antik Kenti - Suriye
Suriye sınırları içerisinde yer alan ve diğer adıyla “Çölün Gelini” Palmira Antik Kenti de İlber Ortaylı’nın listesinde. Roma döneminde kurulan ve Romalıların “Palmiye Şehri - Palmira" ismini verdiği bu şehir kervanların durak noktası olan gelişmiş bir kentti. Dünyanın en iyi korunmuş antik kentlerinden biriydi. Ancak -maalesef- iç savaş sırasında çok zarar gördü. Hatta yok olmanın eşiğine geldi. Savaşın tahribatı çok olsa da günümüzde aslına uygun şekilde tekrar ayağa kaldırılmaya çalışılıyor. Umarım bu kent en kısa zamanda eski haline döner ve yerli ve yabancı ziyaretçilerini kucaklar.

4-Antakya Antik Kenti - Türkiye
Listede yer alan Türkiye’den bir diğer yer de Antakya. Kozmopolit yapısıyla Türkiye’nin en renkli şehirlerinden biri olarak hala önemini koruyor. Yüzyıllardır birçok etnik ve dini kökenden insanın birlikte hoşgörü içinde yaşadığı bir şehir. Ülkemiz için önemli olduğu kadar Hristiyan dünyası için de önemli bir konuma sahip. Hristiyanlar her yıl ilk kiliseleri St. Pierre Kilisesi’ne hacı olmaya geliyor. Ayrıca şehir UNESCO gastronomi şehirlerinden biri. Burayı iyi anlamak için Hatay Arkeoloji Müzesi’ni ve Hatay Mozaik Müzesi’ni de ziyaret etmeyi unutmayın.

5-İskenderiye - Mısır
İlber Hoca’nın listesindeki son yer... Mısır'ın üçüncü büyük şehri İskenderiye... Aslında küçük bir sahil kasabasıyken büyük bir kente dönüşmesini sağlayan şey buranın Roma Dönemi ticaret merkezlerinden biri haline gelmesiydi. Makedonya Kralı Büyük İskender’in kurduğu bu şehir zamanla bilim insanlarını kucaklayan modern bir şehir haline geldi Kuşkusuz İskenderiye deyince ilk akla gelen yer meşhur İskenderiye Kütüphanesi. Bu kütüphane yakılmadan önce Dünya’nın her yerinden eserlerin mutlaka bir kopyasının bulunduğu devasa bir kültür merkeziydi. 2002 yılından beri yeni İskenderiye Kütüphanesi modern şehirde kullanıma açık.

İşte İlber Hocaya göre liste bu şekilde. Türkiye’den 2 kentin olması sevindirici. “İşte kendini okumuş görenlerin ziyaret etmesi gereken şehirleri böyle sıralayayım; bu şehirler Klasik Roma döneminden kalma büyük şehirlerdir ve Batı’da eşi benzeri yoktur” diyor kitabında. Petra, Efes, Palmira, Antakya, İskenderiye… Siz olsanız bu listeye hangi şehirleri eklerdiniz? Bu şehirlerin kaç tanesini gezdiniz?