Cehennemden Cennete Dante ve İlahi Komedya başlıklı yazımın sonunda, İlahi Komedya'nın dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri, Dante'nin de ilahi yolculuğunun kutsal metni olduğunu belirtmiştim. Ardından da şu soruyu yönelttim: Peki ya başka nedir? Bu hikaye hepimize bir yerlerden tanıdık gelmiyor mu? İşte şimdi de bu soruların cevaplarına değineceğim. Dante alegorik şiirsel anlatısına ilk başta Komedya adını vermiştir. Ancak daha sonra, 1360 senesinde Giovanni Boccaccio tarafından başına "ilahi" kelimesi eklenerek eser Hristiyanlaştırılmıştır. Dolayısıyla eseri ilk adıyla değerlendirirsek aslında sorularımızın cevaplarına yaklaşmamız mümkündür.
İnsanların %90'ından fazlasının Müslüman olduğu Türkiye'de, eski kimliklerin ardında dini ibare bulunurdu. Belki de çoğumuzun sorgulamadığı bir detay, bilemiyorum. Ancak benim için aynı şey geçerli olmadı. Bu yazgıyı sorgulama zamanlarım 10'lu yaşlarımın tam ortasıydı. Buna benim adıma kim, nasıl karar verebiliyor? Benim dinim buysa, hangi davranışlarım ve inanışım bunu yansıtıyordu; çok düşünmüştüm. Aldığım hiçbir cevap beni tatmin etmedi. Semavi dinleri araştırmam tam da bu döneme denk gelir. Ulaşabildiğim hepsini okudum. Peki gerçekten bir din gerekli miydi? Durmadım, sonra diğerlerini okumaya başladım. Başka inanışlar, inanmayışlar, felsefeler, adanışlar ve onlarla ilişkisi olan eserler...
İlahi Komedya'da bu araştırma zamanlarımın hemen sonlarına doğru bitirdiğim bir eserdi. Yakın zamanda tamamladığım kutsal kitaplardan sonra aradaki bağlantıları görmemem imkansızdı. Tabii tüm bunların kafamda netleşmesi için biraz da tarihi araştırmalar yapmam gerekiyordu. Çünkü zihnimdeki karmaşıklıkları dayandırabileceğim bir geçmişe ihtiyaç duyuyordum. Araştırmalarım yön değiştirdi. Sonra zamanla; kim, neyi, neden yazdı? Hangi ruh halinde yazdı? Tüm bunları neye dayandırdı? Dönem bağlantıları neydi gibi sorulara yönelmeye başladı. İşte, İlahi Komedya ve İslam'daki Miraç ile benzerliğini konu alacağım bu yazımın temeli, o zamanlara ait.
.jpg)
Biraz Komedya
Dünya kütüphanelerinde 600’den fazla orijinaline yakın nüshası bulunan İlahi Komedya’nın asıl metni kayıptır. Ancak 1472’den beri, özellikle İtalya’da ortaöğretimde örnek kitap olması ve hemen hemen bütün dünya dillerine çevrilmiş bulunması sebebiyle devamlı surette tekrarlanan baskıları pek çoktur. Dante, İlahi Komedya adlı eserinde İslam Peygamberi Hz. Muhammed ile Hz. Ali’yi cehennemde gösterir. Ayrıca eserde Müslüman ilim adamları Selahaddin-i Eyyubi, İbn Sina, İbn Rüşd de yer alır. Ancak onlar cehennemde değil, Araf'ın eşiğinde bulunurlar ve cehennem azabı çekmezler. Dante'nin Hz. Muhammed'i ve Hz. Ali'yi cehennemin bölücülük yapanların bulunduğu sekizinci katında göstermesi, Hz. Peygamber’in yeni bir din kurarak bölücülük yaptığı şeklindeki Hristiyan dünyasının yaygın kanaatiyle alakalıdır.
Dante’nin ilk eserlerinden itibaren bazı İslam alim ve filozoflarından etkiler taşıdığı her zaman ileri sürülmüştür. 1921'den beri “Dante ve İslam” ifadesi kitaplar ve makalelerde tekrar tekrar bahsedilmiştir. Miguel Asin Palacios adında aynı zamanda rahip olan bir yazar, konuyu daha kesin bilgiler ve çarpıcı örneklerle işlediği Dante ve İslam eserinde, Dante’nin dünyaca tanınmış bazı İslam alimlerinin eserlerinden faydalanmış olabileceğini iddia etmiştir. Asin Palacios'un eserinin ortaya çıkışından bu yana ve hatta daha öncesinde konuyla ilgili yazılan yayınlar da günümüze kadar ulaşmıştır. Bu iddialara göre İlahi Komedya'nın konusu; İslam'daki ''İsra'' ve ''Miraç'' olaylarının tıpkısıdır.

İtalya'da İslam
Dante ve çağdaşları İslam dünyasından elbette haberdardırlar. Çünkü o dönemde, özellikle İspanya’da hakim olan İslam kültür ve medeniyeti, Güney Avrupa’nın çeşitli yerlerinde etkisini göstermekteydi. Tıp, doğa bilimleri ve matematik üzerine Doğu risaleleri, esas olarak Müslüman İspanya ve Sicilya yoluyla İtalyan yarımadasına girdi. Bu yüzden Dante'nin Endülüs'ten dolayı ve özellikle Sicilya'nın uzun süre Müslümanların elinde kaldığını hatırlarsak Müslümanlarla irtibatı olması çok normal. Buralar zaten doğu ve batı Müslümanları arasında geçiş noktasıydı. Dolayısıyla bu izleri Dante Alighieri'nin eserinde görmek mümkündür.
Bununla birlikte, İslam'ın batıya doğru hızla yayılması karşısında Dante, İslam'a karşı şiddetli bir hoşnutsuzluk ve anlayışsızlığı da içine aldı. Öte yandan Cehennem, Araf ve Cennet'teki üç ciltlik yolculuğunda İslam'ı bir din olarak ifade eden Arapça kelimeler de bulunur. En çok öne çıkan ise ''camii''lerdir. Semavi dinlerin hemen hemen tüm mensupları cenneti ve cehennemi gezmeyi her zaman hayal etmiştir. Özellikle Kuran ve İncil zaten cennet ve cehennemi tasvir eder. Aynı şeyi Yahudilik için söyleyemeyeceğim. Çünkü onlarda ahiret inancı zayıftır ve hatta şüphelidir. Dante'de eserinde bu tasvirlere yer vermiştir. Peki neydi bu benzerlikler; bir bakalım.

Komedya ve Miraç
Hem İslam peygamberi hem de Dante bir rüyada yolculuğa çıkarlar. Her ikisine de yolculukları sırasında yardımcı olacak ilahi bir rehber vardır. Her iki kitapta da cennet ve cehennemin katmanları ve bazı günahların cezaları birbirinin aynıdır. Dolayısıyla bu da mantıksız bir varsayım değildir. Üstelik sadece Dante değil, Thomas Aquinas da dahil olmak üzere bir çok tanınmış çağdaş bilim adamı, Arap düşüncesinden etkilenmiştir. Dante İslam'a ait gece yürüyüşü -İsra- ve yükseliş -Miraç- kavramlarını Hristiyanlığa uysun diye çok az değişiklikler yaparak eserinde kullanmıştır. Öte yandan eserinde cennet ve cehennemi tasvir ederken kullandığı bazı kavramlar, özelikle suç ve ceza kavramları göze çarpar. Bunlar İslam'ın ahiret bilimine özgü kavramlarıyla işlenmiştir. Bu da o dönemde Hristiyan aleminde yayılmaya çalışılan, Hz. Muhammed’in yeni bir din kurarak bölücülük yaptığı şekildeki ideolojik savaşın bir ürünüdür.
Kısacası Dante’nin İlahi Komedya'sını okuyan Müslümanlar, Kuran’da Hz.Muhammed’in gece yolculuğu ve göğe yükselişini anlatan Miraç kıssasıyla aradaki benzerliği açıkça kavrarlar. Miraç kıssası da İlahi Komedya da geceleyin derin bir uykuya daldıklarında başlıyor. Peygambere dört büyük melekten biri olan vahiy meleği Cebrail rehberlik ediyor. Dante'ye ise karanlık ormanda şair Virgil, devamında ise Beatrice eşlik ediyor… Dante’nin cehennem tasviri de tıpkı Kuran'daki tasvirler ile aynı. Üstelik Kuran’da da, İlahi Komedya’da da Cehennem’in mimari yapısı da aynı. Yine aynı şekilde cennet de, Hristiyan kaynaklarından farklı olan ve ilk kez Kuran’da tasvir edilmiş bir mimariyle yer alıyor. Yolculuğun aşamaları da oldukça benzer. Tanrı’ya yaklaştıkça ikisini de gözleri onun ışığı karşısında kamaşıyor. Kuran’da sonunda Peygamber bir ışık huzmesiyle Allah’ın huzuruna yaklaşıyor. İlahi Komedya’da ise benzer şekilde Dante Tanrı'ya kavuşuyor.

Son söz
Son söz olarak temellük iddiaları hakkındaki düşüncemi belirtmek isterim. Bu varsayım 1919'dan kalmadır ve ilk olarak İspanyol bir rahip olan Miguel Asin Palacios tarafından ortaya atılmıştır. Ancak dikkatimi çeken, bazı detayların İslamiyet’ten önceki cehennem tasvirlerinde olmayışı... Birebir intihal olmasa da Dante'nin etkilenmiş olması muhtemel. Ayrıca şunu da unutmamak gerekir ki cennet ve cehennem tasvirlerinden etkilenen, sadece Dante değildir. Bu tasvirleri bolca görebileceğimiz fantastik video oyunları, filmler ve başka pek çok eser de mevcuttur.
Anıştırma ve metinler arası ödünç almanın farklı değerlendirilmesi, Dante'nin -ya da yüzyıllar sonra Shakespeare'in bile- zamanında geçerli bir kavram değildi. Batı tarihinin büyük çoğunluğundaki edebi sanat, doğası gereği kinayeli ve bağdaştırıcıdır. Klasik, orta çağ veya erken modern dönemlerde kinayeli olmayan bir metin, kendisini neredeyse taşralı ve rustik olarak ilan eder. Benzerlikler başkadır, intihal iddiası bambaşka. Dante'yi açıkça etkileyen Müslüman düşünürler tabii ki vardı. Özellikle batıda Avicenna olarak bilinen İbn-i Sina ve Averroes olarak bilinen İbn Rüşd. Çünkü bunlar Latince'ye esas olarak Aristoteles yorumcuları olarak çevrildiler. Bu düşünürler Dante'yi etkileyen Thomas Aquinas'ı da etkilediler. Kısacası büyük sanat özümser, metabolize eder ve yeniyi yapar.
Dante'nin eserini İslam karşıtı veya antisemitik ideolojilerin hizmetinde dolandırdığı fikri tartışılabilir. Evet, doğu ve batıyı kapsayan gelenekler arasında mistik düşüncede paralellikler var. Ancak her şairin kelimelerinin gücü, kimden ne ödünç alırsa alsın, kendisine aittir.