Bugün göğüs dekoltemde tüketim var. Tüketim harcamaları bu mertebelerde seyrederken fakirleştiğimizi iddia etmek doğru mu?
Batum’dan satın alınan telefonlar için Sarp sınır kapısında insanların yarattığı kalabalığı gördük. İnsanların evleri market gibi oldu. Deterjanlardan şampuanlara, sinek ilacından tuvalet kağıdına kadar evler market deposu oldular âdeta. Hatta ve hatta Fenerbahçe yönetimi kulüp kongre üyeliği ücreti olan 15.000 TL’nin 1 Ocak itibarıyla 50.000 TL olacağını açıklayınca yılın son 2 gününde 10.000’e yakın kişinin başvuru yaptığını gördük. “Yarın daha da pahalı olacak”, “yarın Allah bilir ne kadar pahalı olacak” düşünceleri ve belirsiz ortam beynimizi kemiriyor. Dolayısıyla tüketim seviyemiz tüm gelir sınıflarında doğal olarak düşmüyor. Her geçen gün yaygınlaşan doğalgaz altyapısına rağmen 3 yıl öncesine kadar evlerde bulunan mutfak tüpü X adet ise bugün o adet X’ten fazla mıdır? Bence fazladır.
A: Mutfak tüpünü alan fakirleşti mi?
B: Evet fakirleşti.
A: Ama normalde 1 adet tüp alırken şimdi evinde 3 adet tüp var. Bu nasıl fakirleşmek?
B: Fazlasıyla haklısın.

‘’Fazla’’ denince aklıma pazarlık geliyor fakat öyle bir ortamdan geçiyoruz ki ‘’az’’ denince pazarlık söz konusu oluyor. Cumhurbaşkanı önceki gün memura ve emekliye 25% zam verileceğini açıkladı. Açıkladıktan itibaren 24 saatlik zaman diliminde halktan tepkiler yükseldi. Bunun üzerine 25%’lik zam açıklamasından 24 saat sonra cumhurbaşkanı, ‘’bir daha baktık, 30% yapabiliyoruz’’ dedi. Bu duruma ‘’pazarlık’’ diyebiliriz.

Pazarlık yapmayı seven biri olarak bir süre önce kendime söz vermiştim; ‘’küçük esnaf’’ diye konumlandırdığımız işletmelerle bir alışverişim olduğu durumlarda pazarlık yapmayacağıma. Ve yapmıyorum da uzun bir süredir. Temennim odur ki; devlet de memuruyla, emeklisiyle, işçisiyle, kısacası vatandaşıyla pazarlık yapmasın. Yapmasın lütfen! Pazarlık sünnetse pazarlık farz değildir!