Onur Nurdoğan

We <3 Kargala

Bugün göğüs dekoltemde “ben yaptım, oldu” var. ''Yaptım'' ve ''oldu'' için hafiften ileri görüşlü olmak kâfi.

Ticaret Bakanlığı, 6 Temmuz'da İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik'te değişiklik yaparak, ikinci el araçların üretici veya distribütör tarafından tavsiye edilen güncel satış fiyatının üzerinde fiyattan ilan yoluyla pazarlanmasına 1 Ocak 2024 tarihine kadar kısıtlama getirmişti. Yaklaşık 1 hafta sonra yürürlüğe giren bu uygulama, tüm gerçek ve tüzel kişilerin bireysel ve ticari ilanlarını kapsıyor. Düzenlemeye göre bu kısıtlama kapsamında, tüm gerçek ve tüzel kişiler düzenlemeye aykırı ilan vermeleri hâlinde ilan platformları tarafından uyarılacak. Bu uyarıya rağmen söz konusu kısıtlamaya aykırı olarak verilen ilanları verenlere ilişkin bilgiler platform tarafından bakanlığa iletilecek ve para cezası aşamasına geçilecek.

Kredilerin kısıldığı, tabiri caizse her gün sıfır araçlara zam geldiği ortamda talep olumsuz etkilenirken -piyasa şartları değişmezse birkaç ay sonra verilerle de teyit edilecektir- ikinci el fiyatları da doğal olarak distribütörlerin sıfır araçlara yapacağı birkaç zam sonrası sıfır liste fiyatlarının altına gerileyecek. Bir diğer deyişle, ister istemez gerileyecek! Ticari araçların bir kısmında bu gerçekleşti; sıra diğerlerinde ve otomobillerde. Sonra ne olacak? “Ben yaptım, oldu!”

“Beni hiç düşünmediğini düşündüğüm bir vekil söyle” deseniz cevabım o kadar net ki! Faik Öztrak! Niye mi? Açın izleyin herhangi üç beyanatını. Güven veriyor mu, size dokunuyor mu, samimi mi? Hangisi böyle diyeceksiniz? Hissiyat benim değil mi; bence Faik bi' başka...

On İki Dev Adam şarkısı gerçekten bi' başka! Geçen gün düşündüm; olur da bir gün basketbolda oyuncu sayısı kuralı değişir ve 12 değil de 11 yahut 13 olursa? Yazık olmaz mı Athena’nın güzelim şarkısına? Neyse evrene pozitif enerji gönderelim...

Bir de On İki Öfkeli Adam vardı. Hatırlarsınız… Cinayetle suçlanan bir genç için karar vermekle yükümlü jüriden sadece biri genci suçsuz buluyordu. Sonrasında ise kalan 11 üyenin fikirlerini sorgulama süreçleri... Oyunda önemli hususların başında, 11 üyenin şüpheliye direkt ''suçlu'' demesinin arkasında önyargı, yabancılara yani göçmenlere bakış açısı, çoğunluğa uyma gibi gerekçeler olduğu görülür. “Özgürlükler ülkesi Amerika'' bu anlamda birkaç yüzünü daha göstermiş olur bize bu oyun sayesinde. Daha doğrusu yönetmeni, yazarı göstermek istemiştir. Jüride hiç kadın yoktur örneğin! Yanlış bilmiyorsam Amerikan jüri sistemine geçildiği ilk zamanlarda kadın yoktu jürilerde. 20. yüzyılda bu tabu yıkılmış? 

Velhasıl, oyunun sonunda şüpheli genç serbest kalır ancak gencin suçlu olup olmadığını öğrenemeyiz. Nadiren de olsa azınlığın çoğunluğu ikna etmesi kulağa çok hoş gelen bir şey ve belki de masum bir gencin hayatı kurtuldu. Yahut da katil aramızda?

Aranızda sıfır liste fiyatı üzerinde ikinci el araç ilanı koyanınız oldu mu? :)