Bugün göğüs dekoltemde seyahat var. Tatil amaçlı seyahatler en sevdiklerimizdir herhalde. Yaz yaklaşıyor, birkaç istatistikle seyahat denince tüketici olarak davranışlarımız nasıl şekilleniyor bi’ bakalım. TÜİK’in yayınladığı birkaç bilgiyi paylaşacağım. Bilgi, hane halkının Temmuz-Eylül arasındaki yurt içi turizmine ait rakamları içeriyor. Bir diğer deyişle, yaz aylarını...

Tablodan da görebileceğiniz üzere son 5 yılda yurt içinde seyahate çıkışlarımız azalmış. 2018 yılı 3. çeyrekte yaklaşık 25 milyon kişi seyahate çıkmış ve seyahate çıkanlar 221 milyon geceleme sayısıyla en fazla “arkadaş, akraba evinde” kalmış. 63 milyon geceleme ile ikinci sırada “kendi evleri” var. “Otel” yaklaşık 26 milyonla üçüncü sırada. 2018'den 2022'ye kadar tablonun bize gösterdikleri şunlar olsa gerek;

1-) Yurt içinde seyahat sayısı, pandeminin etkin olduğu 2020 ve 2021 düşmüş fakat artık ''bitti'' dediğimiz 2022'nin yaz aylarında dahi 5. yıl öncesine göre 20%'den fazla düşmüş.

2-) Sadece otellere gidemediğimizi değil aynı zamanda bir yerden bir yere gitmenin dahi dertli olduğunu teyit eden bir tablo var. Niye? Otelde geceleme sayısı 25 milyonlardan 19 milyonlara düşmüş fakat akraba-arkadaşın evinde geceleme sayısı da 221 milyonlardan 137 milyonlara kadar gerilemiş. Hatta kendi evinde geceleme sayısının 63'ten 53 milyonlara inmiş olması bu durumu bir kez daha onaylıyor.

3-) Yurt dışına gitmişizdir belki?

Yoo... Oraya da gitmemişiz... 2020 ve 2021 yılları pandemi döneminin pik yaptığı zamanlar olduğu için yurt dışı seyahat sayısı da düşük malum. Ancak, 5 yıl öncesine göre yurt dışı seyahatlerimiz de düşmüş. Bir anormallik var ama hayırlısı…

Bir anormallik oluyor bazen...

Bankaya gidiyorum, sıramatikten sıra alıyorum ve beklemeye koyuluyorum. Bankanın kartıyla sıra fişi aldığınızda müşteri önceliklendirmesi oluyor; o bilgimiz dahilinde. Ama bir de banka müşterisi dahi olmayıp önündeki 15-20 kişiyi ekarte edip işini hemen halledenler? Önceden alınmış fazla fiş bulmuştur sıramatiğin üstünde? Önceden alınmış ama yere düşmüş fişi bulmuştur? 

Herhangi bir mevzuyu iki dakika düşünüp öyle konuşmak, paylaşmak, yazmak gerek. Düşünmeden eyleme geçtiğimizde kendimizdeki ahlâk problemini hiçbir zaman fark edemeyeceğiz. TÜİK’in verilerine de bakıp bir şeyleri fark etmek mümkün; tatil yapmak da...