Bugün göğüs dekoltemde zenginler var. Zenginler ikiye ayrılır; zengin olanlar ve zengin görünenler...

Görünen o ki biz haksızlık yapıyoruz. Aşağıdaki tabloya bir bakın, sonra yazıyı okumaya devam edersiniz.

Doğru söylemeyen kimdir söyler misiniz? Hangi ülkenin TÜİK’i doğruyu söylemiyor? TÜİK'imiz daha ne yapsın? ‘’83,5% enflasyon bende’’ demiş! Ne yani Güney Kore gerçek enflasyonunu duyurmuş mu halkına? Çin, İtalya, Almanya vs.

Vesaire vesaire...

Dünya kadar örnek vardır tabii. Meselâ mı? Kiminin kocişi eşinin tektaşını büyütüyor, kimininki askıda ekmeği bekliyor. Bu her zaman vardı, olacak da. Askıda ekmeği, simidi görüyorum şu sıralar ziyadesiyle. Askıda yemek hiç görmemiştim, onu da dün gördüm. İstanbul’da Hadımköy yolundaki bir lokantada. Askıda fatura uygulamasını yanılmıyorsam İBB başlatmıştı. Daha neler ‘’askıda’’ olabilir diye düşünelim mi 3-5 dakikalığına? Yapacağımız ufak bir beyin fırtınası zihin açar; naneli sakız etkisi yaratır. Yazının sonuna doğru tekrar bu ‘’askıda’’ meselesine döneceğim.

Sovyetler Birliği zamanında cam şişelerin, porselenlerin atıldığı bir çöplük olan Rusya’nın Vladivosk kentindeki Ussuri Plajı bir süre önce Rusya tarafından korumaya alındı. Milletin attığı, parçaladığı bu camlar yıllar içerisinde muazzam bir görüntüye vesile olmuş durumda. Yeni adı ‘’Glass Beach’’ olan Ussuri Plajı turistlerin gözde mekanları arasındaymış artık.

Gelelim bizim sahillere, plajlara... Çocuğun ayağına cam batmasın diye telaşlanırken aslında cam kırıklarının ne gibi güzelliklere sebep olacağını göz ardı mı etmiş oluyoruz? Bostancı sahilde bira şişesi kırmak, soda kapaklarını çöp yerine yerlere atmak bilinçli olabilir mi yani? Ben cahilim belki de. Nitekim, bira şişesini yerde tuz buz eden adama ‘’niye çöpe atmadın da yere attın?’’ desem, bana ‘’sen Glass Beach nedir bilir misin?’’ diye sorarsa?

Bu denli yüce bir gönül olabilir mi? Bira şişesini tuz buz yapıyorsun, doğa sana onu korunmaya alacak kadar güzellikte bir şey olarak geri veriyor!

Rusya demişken...

Putin dün açıklama yaptı ve Avrupa için Türkiye’de bir doğalgaz merkezi kurabileceklerini söyledi. ‘’Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış’’ fakat varsın yorsun. Zira buradan Türkiye’ye ekmek çıkması önemli. Zengin olanı bulmak zor. Zengin görünenle idare edeceğiz mecbur. Hastalığın başında değil, kendi menfaatini de düşünerek son gecelerimizde gelse de yapacak bir şey yok.

Askıda ekmek, simit, fatura, yemekten başka yazıyı yazarken aklıma ‘’askıda kitap’’ geldi. Akabinde Google’dan baktığımda böyle bir uygulamanın birkaç ilde belli yerlerde son birkaç sene içerisinde uygulandığına dair haberler gördüm. Tunceli, Van, Balıkesir vs. Ne güzel! ‘’Askıda kitap’’ uygulamasını biraz daha çeşitlendirerek şöyle bir şey yapamaz mıyız? Örneğin, çocuğunuza kırtasiyeden matematik test kitabı alırken bir tane de askıya alamaz mısınız meselâ? Bu uygulamayı bir tüketici, bir müşteri olarak başlatamaz mıyız? Zengin olanlar, bilhassa gönlü zengin olanlar zaten benzeri destekleri yapıyorlardır fakat görünenler de en azından birer test kitabı, çizgili defterle bu işe dahil olsa?

Neyse, şu doğalgaz merkezi meselesinden bize ekmek çıkacak mı dersiniz? Görünenlere mahkum bir dünyada ekmeğimiz her daim askıda…