Onur Nurdoğan

We <3 Kargala

Bugün göğüs dekoltemde çöp var. Çöp kutusuna atılmayan çöpler…

100. yılını kutladık gitti cumhuriyetimizin. Dile kolay ama bir ömürden fazlası. Sultanlık bitti, devletçilik başladı. Sanki bir gecede Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti etabına geçiş yaptık. Okuduk, öğrendik bir şeyler fakat Allah bilir neler yaşandı. Nitekim, 100. yılımızı tüm yurtta kutladık. Hak ediyordu bunu cumhuriyet! 100. yılın ertesi sabahında, normal bir zamanda toplaması gerekenin bilmem kaç katı çöpü toplamayı hak ediyordu belediye çalışanları! Cumhuriyetin 100. yılı şüphesiz bunu hak ediyordu! 

Darısı 200. yılın başına! İkinci yüzyılın ertesi sabahına dair var mıdır bir öngörünüz? Avrupa Birliği’ne girmiş miyizdir? Kürt sorununu, başörtüsü sorununu, kız çocukları için en erken evlenebileceği caiz yaş aralığını konuşuyor muyuzdur hâlâ? İkinci yüzyılın sabahında yerlerde çöp varsa bu konuları hâlâ konuşuyoruz demektir.

Çok daha sık konuşmaya devam edeceğiz Türkiye pazarına yeni giren, girme aşamasında olan ve pazardaki mevcudiyetinin gücünü artırma çabası içinde olan otomotiv markalarını. BYD, Skywell, MG, Chery, Tesla, Hongqi vb. birçok oyuncuyu. Geçtiğimiz günlerde Volkswagen’in CEO’su Thomas Schaefer’in şirket içi bir toplantıdaki beyanatları geleneksel firmaların karşı karşıya kalmaya başladığı zorlukları teyit eder nitelikteydi. “The Roof Is On Fire” başlıklı haberde küresel pazarlara içten yanmalı motorlarla hizmet vermeye devam ederken, lider bir elektrikli araç üreticisi olmayı hedefleyen Volkswagen’in karşılaştığı zorluklara değinmişti. Ve o malum cümle geldi; “birçok alanda maliyetlerin çok yüksek olmasına müsaade ediyoruz”. Yapılanmanın ve süreçlerin esnek olmayan, karmaşık ve yavaş olduğunu ifade eden CEO’ya CFO da destek çıkarak net bir cümle kurmuş, “Araç işimiz iyi değil!”

O günün kendi açısından iyi olmayacağını öngörememişti herhâlde. Yoksa böyle konuşmazdı. Buyrun! “Ve inşallah! Ben de bir sonraki kurultayda sizlerin arasında oturup, ben de seçilen genel başkanımı, ben de alkışlayacağım” Kaç kez “ben de” demiş bir cümlede? 3 defa! Bu bir anlatım bozukluğu değil, kendisine yaptığı özgüven vurgusudur. O kongrede seçilmeme durumu diye bir şeyi aklının ucundan geçirmemesiyle ilintilidir. Neyse… Konuşmasının bir başka yerinde ise, “Benim kişisel bir mücadelem yok, benim gelirim bana yetiyor zaten. Benim servetlere de ihtiyacım yok. Benim tek isteğim halkımın gönlünde bir taht kurmaktır, başka bir şey değil. Ve herkes şunu söyleyebilmeli ‘evet bu genel başkan çalıştı, evet bu genel başkan emek harcadı’. Ben bunu istiyorum, başka bir şey istediğim yok” diyor. Daha ne kadar kişisel olabilirdi ki?

İkinci yüzyılın sabahında yerlerde çöp varsa CHP hâlâ Türkiye’nin en önemli “şirketlerinden” biri konumundadır.