İnsanın Anlam Arayışı, Viktor E. Frankl'nin "Logoterapi" adını verdiği alameti farikası teorisini uygulamasının otobiyografik bir anlatımıdır. Bu teori, hayatta anlam ve amaç bulmanın kişisel mutluluk ve esenliğin anahtarı olduğunu öne sürer. Frankly, teorisini Nazi saldırılarının şafağından önce, Avusturya'nın Viyana kentinde oluşturmaya başladı. Daha sonra, önce bir Nazi gettosunda, ardından da Nazi toplama kamplarında üç yıl hapsedilen Frankl, kendisini ve mahkum arkadaşlarını teselli etmek için teorisini içinde bulunduğu duruma uyguladı.
Frankl, Yahudi olduğu için suçlu görüldü. Eylül 1942'de hamile karısı, ebeveynleri ve erkek kardeşiyle birlikte Nazi Alman yetkililerince tutuklu alındı. Çok sevdikleri Viyana'dan sürüldüler ve Frankl'nin babasının öldüğü Çekoslovakya'daki Theresienstadt Gettosu'na nakledildiler. Frankl ve geri kalan aile üyeleri daha sonra Polonya'daki Auschwitz'e nakloldu. Burada Frankl dışında hepsi öldü. Tutuklandığı sırada Frankl saygın bir psikologdu. Logoterapi teorisini, kelimenin tam anlamıyla "anlam terapisi"ni geliştirmeye çoktan başlamıştı bile...
"Çoğumuz acımasız bir mizah anlayışına kapıldık. Gülünç derecede çıplak hayatlarımızdan başka kaybedecek hiçbir şeyimiz olmadığını biliyorduk”
Viktor Frankl

Biraz daha yazar hakkında...
Yazar hakkında biraz daha bilgi vermek istiyorum. Zira bu yaşam, kitabın şekillenmesinde büyük önem taşıyor. Viktor Frankl 1905'te Viyana'da doğdu ve 1997'de öldü. Yani hayatı yirminci yüzyılın büyük bir bölümünü kapsıyordu. Küçük bir çocukken, hayatın anlamı üzerine meditasyon yapardı. Gençlik yıllarında felsefe, psikoloji ve psikanaliz ile yakından ilgilenmeye başladı. Aynı zamanda Sigmund Freud'un sıkı bir hayranıydı. Tamda bu yıllarda Freud ile yazışmaya başladı. On sekiz yaşında, psikanalitik bir makale yazdı ve bunu Freud'a gönderdi. Freud, Frankl'nin çalışmasının Uluslararası Psikanaliz Dergisi'nde yayınlanmasını sağladı.
Frankl, 1925'te Viyana Üniversitesi'nden Psikoterapi eğitimleri aldı. 1940'tan 1942'ye kadar, Rothschild Hastanesi'nin -Yahudi hastalar için bir hastane- Nöroloji Bölümü'nün direktörlüğünü yaptı. Bu zamanlarda Frankl, İnsanın Anlam Arayışı'nın öncüsü olan Doktor ve Ruh adlı el yazmasına başladı. Frankl, Türkheim toplama kampından serbest bırakıldıktan sonra Viyana'ya döndü ve Viyana Nöroloji Polikliniği'nin müdürü oldu. 1946'da, daha sonra ''Her Şeye Rağmen Hayata Evet Deyin'' adıyla yeniden yayınlanan ''Bir Psikoloğun Toplama Kampındaki Deneyimleri''ni yayınladı.
1948'de Frankl, Felsefe doktorası derecesi aldı. Ardından Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Nöroloji ve Psikiyatri profesörü oldu. Frankl, kariyeri boyunca konferanslar vermesi için yüksek talep görüyordu. Ayrıca Harvard Üniversitesi de dahil olmak üzere birçok Amerikan kolej ve üniversitesinde misafir profesörlük yaptı. Frankl'nin, Anlam İradesi, Duyulmamış Anlam Çığlığı, Bilinçsiz Tanrı, Psikoterapi ve Varoluşçuluk ve İnsanın Nihai Anlam Arayışı gibi başka kitapları da bulunmaktadır.

Kitabın içeriği ve bölümleri
Eser, bir kişinin bir Nazi toplama kampında tutuklu olarak yaşadığı deneyimi canlı bir şekilde anlatıyor. Kitap aşk, umut, sorumluluk, içsel özgürlük ve hem doğada hem de sanatta bulunan güzelliğe; kişinin üzücü deneyimlere dayanmasına ve üstesinden gelmesine yardımcı olan araçlar olarak odaklanıyor.
Frankl, İnsanın Anlam Arayışı'nı bölümler halinde düzenler:
İlk bölüm: Bir Toplama Kampındaki Deneyimler başlığının altında, Frankl kamptaki deneyimlerini tartışır.
İkinci bölüm: Kısaca Logoterapi. Burası Frankl'nin mücadelesinden derlenen, evrensel olarak uygulanabilir derslerden oluşuyor. Son olarak Trajik İyimserlik Örneği başlıklı bir bitiş yazısı bulunur. Özellikle ikinci yarıda, Frankl güzel bir şey yapıyor. Toplama kampındaki yaşam öyküsünü anlattıktan sonra, onun deneyiminden neler öğrenebileceğimizi gelecek nesillerle de paylaşıyor.
Kitap için tam anlamıyla bir hazine dersem abartmış olmam. Toplama kamplarındaki yaşamla ilgili bu kadar detaylı bir açıklamaya kolay rastlamak mümkün değil. Frankl'nin kendi deneyiminin ve diğer mahkumların deneyimlerinin duygusal, ruhsal ve sosyal dinamiklerini tanımlaması başarılı. Yazar, bu kadar basit bir dille, yaşamlarımızda anlam ve amaç bulmanın ve geliştirmenin önemini ve bunu yapmanın, zorluklarımızın ciddiyeti ne olursa olsun her birimize hayatta kalma gücü sağlayabileceğini açıkladı. Kitabın çevirisi ilk olarak 1959 senesinde İngilizce olarak yapıldı. Belirtmeden geçemeyeceğim; okuyucular, Frankl'nin çalışmasının modern okuyucular için biraz kafa karıştırıcı olabileceğini unutmasınlar.
.jpg)
Frankl ne anlatıyor?
Frankl, kitap boyunca üstü kapalı olarak, kendi hayatımızda neye sahip olduğumuzu sorar. Statülerimiz, derecelerimiz, ailemiz, evimiz, adımız yoksa biz kimiz? Bunların bir kısmı veya tamamı elimizden alınırsa, bizi tanımlayan nedir? Devam etmemizi sağlayan şey nedir? Ve neden?
Frankl'ın Auchwitz ve Dachau'daki deneyiminde iki tip insan gördü.
Birinci tip; her gün sırf ağır işlere boyun eğmek için uyanmanın ve ölümün bu kadar kesin olduğu bir zamanda sıyrılmanın, anlamsızlığına inanıyorlardı. Bu yüzden hayatın faydasız olduğunu kabul edip, pes etmeleri gerektiği sonucuna varan kişilerdi. Oysa geçici varlığının sonunu göremeyen bir insan, hayatta nihai bir hedefi hedefleyemezdi.
İkinci tip birey; tüm meydan okumalara, mutlak umutsuzluğuna rağmen çabalamakta ısrar etti. Frankl, ayırt edici faktörün insanın anlam bulma yeteneği olduğunu söyledi. Aynı zamanda herkese anlamı bulma ve peşinden gitme yeteneğimizin, büyük ya da küçük her türlü sınavda bizi güçlendireceğini öğretti.
"Toplama kamplarında yaşayan bizler, kulübelerde dolaşıp başkalarını teselli eden, son ekmek parçalarını veren adamları hatırlayabiliriz. Sayıları az olabilir. Ancak bir insandan bir şey dışında her şeyin alınabileceğine dair yeterli kanıt sunuyorlar: özgürlük... Bu cesur erkekler ve kadınlar, her birimize topluluklarımızın ihtiyaçlarını görmezden gelmememiz için çok iyi ders veriyor. Üstelik bu, hiçbir şeyimiz olmadığında bile nasıl cömert olabileceğimizin kalıcı bir örneği.''
İnsanın Anlam Arayışı

Son söz
Son olarak daha önce de bahsettiğim gibi Frankl, Naziler tarafından tutuklanıp hapse atılmadan önce anlam terapisi -Logoterapi- yöntemini geliştirmeye başlamıştı. Yani Frankl, kendisine ve diğer mahkumlara yardım etmek için teorisini psikohijyenik bir şekilde uygulayabildi. -Psikohijyen, Frankl'nin, açık düşünce süreçlerinin uygulanması yoluyla akıl hastalığının önlenmesini açıklamak için kullandığı bir terimdir.- İnsanın Anlam Arayışı'nın sonsözünde Frankl, "Hayatın bize sorduğu soruları yanıtlaması gereken biziz ve bu sorulara ancak varoluşumuzun sorumluluğunu alarak yanıt verebiliriz" der.
Bu eserin amacı, okuyucular için bu sorumluluğu, insanın anlam arayışının kapsamlı bir şekilde araştırılması ve anlaşılmasının yanı sıra, eşlik eden kendi kendini inceleme ve iç gözlem için bir araç sağlayarak aydınlatmaktır. Eserin "Bir Toplama Kampındaki Deneyimler" bölümünde Frankl, Logoterapi'nin temel ilkesini -yani, kişinin içinde bulunduğu koşullar ne olursa olsun hayatın anlam taşıdığını- kendi yaşamına uygulamak için zihnine şu anki fiziksel koşullarından ayrılmasını bilinçli olarak emretmeyi yazıyor. Aradığımız anlamı bulabilmemiz dileğiyle...