Mehtap Temur

#psikolojikdanışmangözüyle

Bu yazıda kardeş kıskançlığı ile beraber “kardeşlik” konusunu bitirmiş olacağım. Konu bütünlüğünü de sağlamak için "ebeveynler için kardeşe hazırlık süreci” yazımı okumanızı tavsiye ediyorum.

Öncelikle kıskançlık duygusunun tanımını yapalım. Kıskançlık, çok sevilen ve asla paylaşılması düşünülmeyen birinin, başkasıyla ilgilendiğini hissettiğimizde yaşadığımız duygudur. Bu duygunun temeli, (eğer çocuklukta ise) bir kardeş doğduğunda anne-baba sevgisinin paylaşılması olgusuna dayanır. "Kardeş kıskançlığı” da genel olarak her evde yaşanma olasılığı olan bir durumdur. Öncelikle ebeveyn olarak bir şeyi kabul etmeniz gerekiyor: kardeşlerin sürekli tatlı bir rekabet içinde olması, birbirlerini kıskanması normaldir. Normal olmayan, bu kıskançlık durumunun aile içi ilişkilere zarar vermesi, çatışmaya neden olması ya da şiddet oluşturmasıdır.

Kardeş kıskançlığının belirtileri

Kardeşini kıskanan çocuğun, bebeksi davranışlar göstermesi muhtemeldir. Mesela tuvalet eğitimini tamamlamış bir çocukta yeniden alt ıslatma ya da bebek gibi konuşma davranışı görülebilir. Parmak emmek ya da bebek gibi anne memesinden süt içmek isteyebilir.  Aşırı sinirli ve gergin çocuk, bir şeye çok öfkelendiğinde kolayca sakinleşmeyebilir. Uyku düzeni değişen çocuk, korktuğunu bahane ederek anne ya da babayla yatmak isteyebilir. Yeme düzenleri bozulabilir ve kendi yemek yemek istemez. Az ya da çok yeme davranışı görülebilir. Özellikle kendi başına yapabildiği öz bakım gerektiren işlerde ebeveynlerinden yardım isteyerek ya da kekeleyerek de dikkat çekmeye çalışabilir. Ebeveynlerine, "Artık beni değil, kardeşimi daha çok seviyorsunuz.” diyebilir. Kardeşinin canını yakmak isteyebilir. Eğer çocuk, okul çağında ise annesini evde kardeşiyle bırakmamak için okula gitmek istemeyebilir. Özellikle anneye karşı bir bağımlılık gelişebilir.

Ne yapmalı?

İlk olarak çocuğu, kardeşinin doğmasına hazırlayın. Annenin hamileliği sırasında, bir kardeş olacağını çocuğunuza anlatın. Bu konu ile ilgili yazılmış hikaye kitaplarından faydalanabilirsiniz. Kardeşi doğduğunda bakıma muhtaç olacağını annenin onu bakacağını ve besleyeceğini anlatın. Çocuğun evdeki günlük yaşamını, rutinlerini değiştirmeyin. Çünkü yaşamın aynen devam edeceği düşüncesi, çocuğun kendini güvende hissetmesine neden olur.

Yeni doğacak kardeşi için kıyafet ve oyuncak alırken onun da fikirlerini sorun. Bebek doğduktan sonra aile içinde iş bölümü yaparak büyük çocukla birebir daha çok vakit geçirin. Çocuğunuzun yeni doğan kardeşine yardım etmesini sağlayın. Kardeşi doğan çocuğa normalden daha farklı davranmayın. Ona ekstra ve pahalı oyuncaklar alarak onu şımartmayın. Çocuk kardeşine zarar veriyorsa aşırı tepki göstermeyin. Çocuğa yapmış olduğu davranışın kötü olduğunu anlatın. Ayrıca çocuğu durdurun ve sakince oradan uzaklaşın. Çocuğun kardeşine olan duygularını kabul edin. Kıskandığı içim çocuğu eleştirmeyin ve cezalandırmayın.

Çocuklara eşit davranmayın, adil davranın. Çocukları aynı kefeye koymak aralarında kıskançlığa yol açacak ortamlar doğuracaktır. Çocuklarınızı birbirleriyle karşılaştırmanız veya birini diğerinden üstün tutmanız sadece tepkiyi artırır, çatışmayı şiddetlendirir ve büyük olasılıkla ilişkilerinde ömür boyu süren sorunlar yaratır. İkinci plandaki çocukta, ileride özgüven zayıflar ve kardeşine karşı kıskançlık duyguları oluşur. İkinci çocuk için ise "en iyi" olmanın yükü ve anne babanın aşırı beklentilerini gerçekleştirme zorunluluğu, sıklıkla başarısızlık korkusuna yol açar.

Tutarsız olmayın

Çocuklarınıza model olun. Yani evde fiziksel şiddet var ise çocuklara, "birbirlerini dövmemesini" söylemek tutarsız olur. Eşinizi ne kadar sevip saysanız da devamlı olarak mükemmel bir uyum içinde yaşamak olanaksızdır. Ancak çocuklarınızın önünde yakışıksız tartışmalara girmeyin. Onlar bu tartışmaların günlük tanıkları haline gelirlerse, kendileri de anlaşmazlıklarını aynı kötü örneğe dayanarak çözmeye çalışacaklardır. Eğer anne-babalarının, kötü sözler sarf etmeden, yumruk sallamadan, kapı çarpmadan tartışabildiklerini görürlerse, kardeşleri ile ilgili sorunlarını olgun bir şekilde çözmeyi öğreneceklerdir.

Otorite her zaman ebeveynde olmalı. Ancak kontrolü sağlamak için demokratik olmalısınız. Eğer demokratik olmazsanız kontrol sadece sizin varlığınız sırasında olur. Yani sizin orada olmadığınız zamanlarda, var olan kurallar hiçe sayılır. Koyduğunuz kurallar bütün çocuklar için geçerli olmalıdır.

Kavga sırasında fiziksel bir zarar olmadıkça kardeşler arasına girmeyin. Bırakın; kendi kendilerine anlaşma sağlasınlar. Kavgaya sebep olan objeyi kaldırmak, obje yoksa kardeşleri ayırmak genelde daha büyük bir kavga çıkmasını engeller. Çocukların her şeylerini paylaşmalarını beklemeyin ve onları paylaşmadıkları zaman cezalandırmayın. Paylaşmayı teşvik edici oyunlar düzenleyerek paylaşmayı ve bir eşyayı ortak kullanmayı öğretmek çok daha faydalı olacaktır.

Bu konuda Adele Faber ve Elanie Mazlish’in  “Kardeş Rekabeti”  kitabını okumanızı tavsiye ederim.