Onur Ömer Düzgün

#onuromerinkaravani

Her proje, sahibi için farklı bir heyecan yaratır. Bu yeni bir film olsa da değişmez yeni bir kitap olsa da. Karavanın her yazısı bile benim için ayrı bir heyecan konusu. Cem Yılmaz'ın yeni projesi Erşan Kuneri heyecanını da sosyal medyadan hissedebildik. O heyecan bize de geçti. Sabırsızlıkla "13 Mayıs olsa da Netflix'i açsak." dedik ve dün büyük gün geldi.

Erşan Kuneri daha önceleri Cem Yılmaz filmleri olan Arif V 216 ve GORA'dan gördüğümüz bir karakter. Kendisi yetişkin film yapımcısı ve oyuncusu. Şimdi ise spin-off sayesinde Erşan Kuneri'yi daha yakından tanıyoruz. Onun gerçekte yapmak istediklerine, yaptığı işin verdiği yorgunluğa, alışıldık işi değiştirirken yaşadığı sorunlara ortak oluyoruz.

Erşan Kuneri sekiz bölümden oluşuyor. Her bölüm ayrı bir film tadında.Türk Sineması'nın karanlık yılları sayılan 74-80'li yıllarda yetişkin filmler yapmaktan bıkan ve ”Ben artık seyirciyle seks yapmak istemiyorum, onlarla aşk yaşamak istiyorum," diyen Erşan Kuneri tarz değiştirmek istiyor. Kısaca o Erşan Kuneri artık "araya parça giren" filmleri bırakma kararı alıyor. Seyircinin gözüne girebilmek, eleştirmenlerden olumlu dönüşler alabilmek için daldan dala atlıyor. Çeşitli tür denemeleri sayesinde her bölümde farklı bir filme konuk oluyoruz.

ERŞAN KUNERİ

Yetişkin filmlerden tarihi, korku ve toplumsal filmlere

İlk bölüm ile Erşan Kuneri şansını tarihi bir film olan Kuru Murat ile deniyor. Kara Murat filmlerini absürt komediyle harmanlayıp üzerine bir parça mitolojik esintiler serpiştiriyor. Bunları yaparken ise filmlerde devamlı selam gönderdiği Cüneyt Arkın'ın filmlerine asla saygısızlık yapmıyor.

Erşan Kuneri daha sonra "asıl gişenin korku filmlerinde" olduğunu düşünüyor. Hemen kolları sıvayıp "Ebenin Avı" filmini çekiyor. Hitchcock vari başlayan film Psycho göndermesi ile final yapıyor. Film birbirinden habersiz bir mekana gelen insanların teker teker öldürülmesini konu alıyor. Yani kült bir konuya sahip. Kült bir şekilde de ilk gözlüklü ölüyor. Elbette korku, komedi ile karışıyor.

Benim en sevdiğim filmlerden birisi "Kooperatif Kemal" oldu. Çünkü Cüneyt Arkın'ın "Öğretmen Kemal" filmine atıf ile başladı. Daha sonra ise köy enstitülerinin kapatılma nedenlerinden en önemlisi olan köy ağasının, öğretmen üzerine etkisi konu alındı. Vizontele'ye selam vermek de çok güzeldi. Ebenin Avı, özellikle Tarık Akan ve Cüneyt Arkın gibi devlerin, zamanında "esas oğlan" karakteri oynamayı bırakıp toplumsal sorunlar üzerine film yapmaya çalıştıkları dönemi yansıtmış. Elbette bu arada "her toplumsal film illaki ödül alır" düşüncesi de alaya alınmış.

"Ebenin Avı" ödül getirip beğenilmesine rağmen gişede istenilen sonucu almıyor. Bunun üzerine Erşan Kuneri'ye bir teklif geliyor. "Bağımlılık üzerine bir film yapar mısınız?" Erşan Kuneri teklifi kabul ediyor ve polisiye tarzında "Kötü Mal" filmini çekiyor. Bu bölümde karşımıza çokça "içmeyin şu zıkkımı" yazı çıkıyor. Benim aklıma hemen Avrupa Yakası dizisinden Tahsin Sütçüoğlu geldi. Belki Cem Yılmaz ona da selam gönderdi.

Süper kahraman filmi şart

"Faqbadi" Erşan Kuneri'nin mistik dokunuşlar yaptığı fantastik filmi. Erşan Kuneri bu sefer, insanlara şifa ve uzun ömür dağıtan bir sahtekar bedeviyi oynamış. Du bölümde Netflix üzerinden RTÜK'e göndermeler var. Benim ikinci favori filmimdi. Ayrıca bu bölümde yabancı filmlerde Türk imajının nasıl aşağılandığı hatırlatılmış.

Erşan Kuneri son zamanlarda özellikle Marvel ve DC evrenleri ile tanıştığımız süper kahraman filmlerini unutmamış. Hala "Süper kahraman filmleri olmalıdır/olmamalıdır." tartışması yaşıyoruz. Erşan Kuneri de Blue Box -yani mavi kutu- teknolojisini kullanmak ister ve Er-Man isminde bir süper kahraman filmi çekmeye karar verir. Kullanacağı teknoloji ilk olduğu yüzünden bu projeden çok ümitlidir. Hem Er-Man içimizden birisi ile yani bir Türk kızı ile dünya evine giriyor. Er-Man izlerken aklımıza Superman'in ilk filmleri geliyor. "Dünya, evrenin şark hizmetidir." repliği üzerine ise bir kitap yazabilirim.

Arabesk ve dram her zaman tutar

Erşan Kuneri Er-Man ile son kozunu oynamıştır ama gişede çakılmıştır. Film sektörüne uzun bir ara vermeyi düşünür. Sevdikleri ile vedalaşırken eski dostları "Gel bize bir arabeski bol olan bir dram filmi çek." derler. Belki de bu Erşan'ın son şansıdır. "Her şey bitti" derken ortaya çıkan bu şansı tüm ekip güzel kullanmak ister ve "Doyamadım" filmi çekerler. Doyamadım'ın konusunda arabeskin yok olmasını isteyen, herkesin jazz dinlemesini isteyen gazino sahibinin, arabesk konusunda başarılı bir genci engellemesi var. Arabesk müziğin melodram eşliğinde komedi ile birleşmesi aklınıza hemen Uğur Yücel, Şener Şen ve Müjde Ar'lı Arabesk filmini mi getirdi? Esintiler var tabii.

Doyamadım'da karşımıza klasik bir Türkiye gerçeği çıkıyor. "Türkiye'de -küfürsüz -güldürmek zor; ağlatmak kolaydır." Bu yüzden dram, arabesk filmleri daha kolay gişe yapar. Bergen, 7. Koğuştaki Mucize ve Müslüm'ün başarıları da buna örnek. Erman Kuneri de son filmi ile bunu kabul ediyor.

Erman Kuneri, Cem Yılmaz'ın alter egosu olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü Cem Yılmaz da "Neden hep Gora gibi film yapmıyorsun? Kara Komik filmler komik değil." gibi çok eleştiri alıyor. O da Erşan Kuneri üzerinden "Ben böyle filmler yapmak istiyorum. Çünkü bunlar benim hayalim ve bunu yaparken zevk alıyorum," diyor.

Erşan Kuneri dizisini güzel yapan bir diğer unsur kostümler ve dekorlar. Hepsi zamanı çok özenliydi. Şarkılar ile de birleşince zamanı yaşadık.

Şampiyonlar Ligi gibi oyuncu kadrosu

Erşan Kuneri'nin kadrosunu yazmaya başlarken "Nereden başlasam nasıl anlatsam? Erşan Erşan..." demeye başladım. Dizinin efsane bir kadrosu var. Buna bir de arşa çıkan oyuncu performansları eklenince dizi bambaşka bir seviyeye çıkıyor. Erşan Kuneri olarak elbette Cem Yılmaz'ı görüyoruz. Bir insanın yazdığı karakteri oynaması çok zevkli. Çünkü tam olarak nasıl olması gerektiğini en iyi o biliyor. Zafer Algöz, çoğu Cem Yılmaz eserinde olduğu gibi Muammer Rado karakteriyle, ustalığı ve nüktedanlığıyla diziye renk katıyor. Çağlar Çorumlu ise Altın Oran olup her bölüm farklı bir rol ile iz bırakmayı başarıyor. Oyunculuğu büyüdükçe büyüyor. Hangi role sokarsan sırıtmayan, karizmatik ve yakışıklı Uraz Kaygılaroğlu da İbrahim Tumtum karakteri ile dizinin özenle seçilmiş oyuncularından birisi.

Gelelim Erşan Kuneri dizisinin kadın oyuncularına. Nilperi Şahinkaya benim Erşan Kuneri sayesinde tanıştığım bir oyuncu oldu. Daha önce kendisi hakkında bilgim yoktu. Kendisi Seyyal Par olarak güzel iş çıkarttı. Son zamanlardaki başarı yapımlar ile ismini duyuran Merve Dizdar, Feride Orhun karakterini oynuyor. Tiyatrodan beyaz perdeye Erşan Kuneri ile geçen bir oyuncuya hayat veriyor. Son olarak Alev Alev karakterine can veren, can verirken de bizlere kahkaha attıran Ezgi Mola'ya değinelim. Onun zaten ekranda olup tebessüm etmesi bile yetiyor. Aralarda sürpriz oyuncuları da görebiliyor. Ben final sahnesinde Özkan Uğur'u görünce çok sevindim.

Erşan Kuneri "Bir sezon sekiz bölümlük bir Netflix dizisi" gibi duruyor. "Duruyor" dedim çünkü Netflix sevilen yapımları uzatabiliyor. Ben Erşan Kuneri'yi sevenler ve yeni sezonunun gelmesini bekleyenler tarafındayım. Peki siz ne düşünüyorsunuz?

Dizinin karavan puanı,

????
https://youtu.be/y6LUximnJss