Z kuşağı bilmez ama bundan 30 yıl önce internete erişmek şimdiki gibi çocuk oyuncağı değildi. Ama aksine internet çocukça ve oyundan ibaretti. Yani bir kısım bilgisayarcının eğlencesi idi. Bugün geldiğimiz noktada çocuklar ve eğlence de dahil olmak üzere birçok şey çevrimiçi. 2030 yılına gelmeden her şeyin öyle olması bekleniyor. İşte bu çevrimiçi dünyanın son birkaç yıldır yeni bir oyuncağı var: Blokzincirler ve kripto varlıklar... Daha bilinen adıyla Bitcoin... Şimdilik bir kısım yazılımcının ve kısa yoldan zengin olma heveslisinin eğlencesi. Ama blokzincir teknolojisinin özünde; insalığın geleceğine öyle büyük vaatler var ki belki de sosyal, ulusal, ideolojik ve elbette ekonomik bir oyun değiştirici olacak.
Burada en temel unsur da şu: Mevcut ekonomik ve çevrimiçi ağlar, endüstriyi yukarıdan aşağıya doğru modelliyor. İşte blokzincir teknolojisi tam olarak bu adaletsiz ve merkezi yapıyı dağıtmayı vaat ediyor. Yani endüstrileri aşağıdan yukarı değiştirecek bir model!
Hala yolun başında olsak da ortaya koyduğu değer ve potansiyel öylesine fazla ki yeni nesil birçok yazılımcı ve girişimci bu yeni modelde kendisine yer arıyor. Araştırmalar, 2027 yılına kadar küresel ekonominin %10'una kadarının blok zincirdeki etkin işlemlerle ilişkilendirilebileceğini gösteriyor. Bu değere sadece kripto olarak bakanlar için hiçbir anlam ifade etmeyecek bu yazıda tamamen temel düzeyde blokzincir ve kripto varlıklardan bahsedeceğim.
Tanım olarak blokzincir
Blokzincir katılımcılardan oluşan bir ağda paylaşılan, güncel bilgilerin tüm katılımcılara aynı anda sunulduğu güvenli bir veritabanıdır. Bilgilerin güvenli bir şekilde paylaşılmasını sağlayan bir teknolojidir. Veriler, herkese açık bir veritabanında saklanır. İşlemler, dağıtık defter adı verilen bir hesap defterine kaydedilir ve herkesçe erişilebilir. Buna dağıtık defter teknolojisi (DLT) diyoruz.
Bütün bu veri ve defterin herkese açık olması elbette şunu sağlar: Şeffaflık! Yani bütün ekonomik ve hukuki sistemlerde en çok talep ettiğimiz unsur. Tüm kayıtların geri döndürülemez şekilde herkesin defterine kaydedilmesinin değeri, hem devletler hem de şirketler açısından hayatidir. Manipülasyona kapalıdır. Özetle; blokzincir teknolojisi, verilerin ve işlemlerin kalıcı, değişmez ve şeffaf bir şekilde kaydedilmesine olanak tanır.
Vitalik trilemması
Yani aslında bu teknolojide çevrim içi sisteme katılan her düğüm (cihaz ve katılımcı) devasa bir sistemin parçası. Dünyanın herhangi bir yerinde çevrimiçi olan herhangi bir bilgisayarın olması veriye herkes gibi ulaşmamız için yeterl. Aslında sadece veriye erişim değil veriyi sağlamak için de herhangi bir bilgisayar yeterlidir. Bu kayıt saklayan makinelere de düğüm diyoruz. Çeşitli amaçlarla farklı düğümler olsa da şunu bilmeniz yeterli: Her düğüm ağdaki işlemlerin tamamına erişmeniz için yeterli ve ne kadar çok düğüm olursa veri o kadar güvenli olur.

İşte blokzincirlerdeki en büyük sorunlardan biri de bu: Güvenlik!.. Meseleye uzak olanların bahsettiği anlamdaki "neyine güveneyim, ortada bir şey yok?" tarzı bir güven sorunu değil kastım. Bu teknoloji ile etkin bir ilişkisi olanların güvenlik endişesinden bahsediyorum. Bu kısma sonra geleceğiz ama Ethereum zinciri kurucusu Vitalik'in ortaya koyduğu büyük blokzincir trilemmasının bir ayağı da güvenlik. Diğer ikisi ise ölçeklenebilirlik ve merkeziyetsizlik... Şu anki blokzincir teknolojisi ile ya -basitçe- hızdan ya güvenlikten ya da merkeziyetsizlikten ödün vermek gerekiyor.
Son kısım (merkeziyetsizlik), aslında zaten mevcut merkezi sunucuya sahip web 2.0 devlerinden çok bir fark arz etmediği için temelde blokzincir felsefesine aykırı. Güvenlik ise içinde milyarlarca dolarlık varlığın döndüğü bir sistem için riske edilemez. Ölçeklenebilirlik ise şimdilik çoğu ağın feda ettiği kısım oluyor. Yani hızlı ve ucuz olmak... Zamanla bu trilemma çözüldüğünde şimdikinden çok başka şeyleri konuşuyor olacağız.
Blokzincirler nasıl çalışır?
Bunu basitçe Bitcoin (BTC) ağında anlatalım.
- Bitcoin satışı, düğüm olarak bilinen güçlü bilgisayarlardan oluşan bir ağa girilir ve iletilir.
- Dünyanın dört bir yanındaki binlerce düğümden oluşan bu ağdaki katılımcılar, bilgisayar algoritmalarını kullanarak işlemi onaylamak için yarışmaya başlar. Çünkü sonunda ödül vardır. Herkesin bahsettiği madencilik kısmı budur. (Aslında eskiden çok daha adil bir rekabet vardı ama artık özellikle uzakdoğu da maden havuzları tamamen tekelleşti ve rekabet ortadan kalktı.)
- Yeni bir bloğu başarıyla tamamlayan ilk madenci, çalışmaları için Bitcoin ile ödüllendirilir. Şu anda bu ödül 6.25 BTC! Tahmini olarak 2024 yılında yarılanacak ve 3.125 BTC'ye düşecek. Tabii BTC fiyatının değişimine göre bu ödülün getirisininin değeri de...
- Satın alma kriptografik olarak onaylandıktan sonra, satış dağıtılmış defterdeki bir bloğa eklenir. Ağdaki onaylayıcıların çoğunluğu daha sonra satışı onaylamalıdır.
- Blok, hash olarak bilinen kriptografik bir parmak izi kullanılarak önceki tüm Bitcoin işlem bloklarına kalıcı olarak zincirlenir. Artık değiştirilemezdir.
Blokzincirler gerçekten enerji düşmanı mı?
Yakın zamanda buna benzer iddiaları ortaya koyan Musk ve diğer iddia sahipleri BTC konusunda kısmen haklı. Zira özellikle rekabeti bitiren madenci havuzlarının enerji tüketim maliyeti cidden büyük. Verilere göre bir BTC işleminin karşılığı ortalama bir ailenin yaklaşık 2 aylık enerji tüketimi ile aynı. Tabii bu miktarı Amerikalılara göre hesaplamak gere, ülkemizdeki fiyatlar malum! Fiyatını bir kenara bırakın BTC enerji tüketiminde ilk 30 devlet arasına girebilecek kadar müsrif.
Ana akım iki blokzincir BTC ve ETH yıllarca bu mekanik ile çalıştı: PoW (Proof of Work - Çalışma kanıtı) Yani bulmacayı en hızlı çözen ödülü aldı. Çünkü bu devasa kaydı sürekli hale getirecek bir teşvik şarttı. Başlangıçta son derece hobisel olan madencilik -Satoshi'nin öngördüğü gibi son derece teşvik edici oldu; endüstriyelleşti. Ama masraflar arttıkça enerji tüketimi kötü bir algı oluşturmaya başladı. Sonunda Ethereum ağı PoW sistemini terk etti. The Merge dediğimiz bu geçişin detayları bu yazıda. Yeni sistemde çok çalışan değil hissesi (jeton sayısı) fazla olan avantajlı: PoS (Proof os Stake - Hisse Kanıtı)

Her iki modelde de ağın doğrulayıcılara ve nodelara ihtiyacı fazla. Zaten blokzincirler için günümüzdeki en büyük problem bu. Özellikle kripto paralar tarafında yüz milyonlarca kullanıcı olmasına rağmen node sayıları henüz binlerle ifade ediliyor. Bu da dağıtık defterin art niyetli saldırılara uğrama ihtimalini arttırıyor. Yani en büyük güvenlik mekanizması, ağdaki katılımcıların sadece işlem yapmak dışında node kurup daha fazla kayıt oluşturması.
Blokzincirlerin avantajları
Merkeziyetsizlik
Bitcoin özelinde hiçbir kurum ya da devlet varlık miktarını izinsiz arttıramaz. Ethereum ya da birçok altcoinlerde bu durum söz konus olmasa da bu miktarlar da akıllı sözleşmeler ile teminat altına alınmıştır. Yani devlet başkanlarının seçim öncesi yaptığı gibi şuursuzca kripto varlık basamaz ki bu durum son seçimlerde defalarca yaşandı. Karşılıksız basılan dolara karşılık rezervi olmayan Amerika ise bunu şimdilik baskılayabiliyor. Ancak devletlerin bastığı karşılıksız para birçok ülkede en büyük sorun.
Ayrıca blokzincirler, bankaların ve diğer aracıların aksine yılın 365 günü, günün 24 saati iş için açıktır. Bu da işlemlerin banka ya da aracı kurumların inisiyatifinde yürümesini engeller.
Şeffaflık ve anonimlik
Blokzincirdeki tüm işlemler ağdaki bilgisayarlara kaydedilir. Kripto cüzdanlarının adresi ve işlem geçmişi herkes tarafından görülür. Daha önce belirttiğim gibi sistem şeffaftır. Ancak bu genel adreslere bağlı her cüzdanın sahibi anonimdir ve -istemedikçe- kaydedilmez. Zaten devletlerin en büyük itiraz sebeplerinden biri de bu. Çünkü bu sistemde paranın kimde olduğunu merkezi kurumlar kaydedemez. Sansür ve blokaj imkansızdır.
Doğruluk ve güvenlik
İşlemler geleneksel sistemlerdeki gibi insanlar tarafından değil kodlar tarafından yönetilir. Daha az insan müdahalesi vardır. Bu da hatayı ve güvenlik risklerini azaltır. Ayrıca her işlem, ağ düğümlerinin çoğunluğu tarafından onaylanmalı ve kaydedilmelidir. Bu da bilgilerin manipüle edilmesini veya değiştirilmesini son derece zorlaştırır.

Aslında burada trustless kavramı da önem kazanıyor. Tam Türkçe karşılığı olmasa da kimseye güvenmek zorunda değilsiniz. Varlığınızı bir kod parçası ile kendinize bağlar, satar ya da alırsınız. Siz dijital olarak olarak imzalamadıkça hiçbir aracı kurumun onayına tabi değilsiniz. (Tabii burada bilgisayar korsanlarının yapacağı saldırılar kapsam dışı.)
Finansal erişilebilirlik
Sanırım en önemli kısımlardan biri de bu. Mevcut geleneksel sistemlerde bankalar ülke ve coğrafyalara farklı inisiyatifler kullanıyor. Kimi bölgelerde banka sistemlerine erişim yok gibi. Kripto varlıklar için tek gereklilik bir bilgisayar ve çevrimiçi olmak. Ayrıca bankaların keyfi tutumları da söz konusu. Son Rusya - Ukrayna geriliminde birçok Avrupa bankası Rusların hesaplarını bloke etti. Yani belkide olaydan tamamen bağımsız bir Rus sırf Avrupalı bankaların "arzusu" sebebiyle kendi parasına erişemedi.
Blokzincirlerin dezavantajları
Yasadışı ödemeler
Blokzincirlerin cazibesi aynı zamanda laneti. Anonim oluşu iyi insanlar için son derece güvenli bir alan sağlasa da bu cazip özelliği elbette suçlular da kullanıyor. Özellikle uyuşturucu ticareti, kaçakçılık, karaborsa gibi yasadışı işler yapan çetelerin alış veriş aracı kriptolar. Hatta son yıllarda bu kirli paraları aklamak için yapılan yasal girişimler bile azaldı. Çünkü para zaten anonim dağıldı.
Ayrıca kripto varlıklar son derece heyecan verici yükselişler yaşadığı için ve denetim olmadığı için dolandırıcıların ve sahtekarların da ekmek kapısı. Kayıtlara göre 2021 yılında çalınan para miktarı 14 milyar dolar.
Yüksek volatilite
BTC 2021'de patladı ve Bitcoin yaklaşık 65.000 $'lık rekor bir spot fiyata ulaştı. "Kasımda girenler" şu an varlıklarının %70-90'ını kaybetti. Başka hiçbir yatırım aracında böyle değişken fiyatlar göremezsiniz. Bu yüzden blokzincirleri ekonomik olarak değerleyen tokenler hala yüksek riskli varlıklar. Yıl içinde yaşanan LUNA, Celcius, FTX faciaları da bu durumu tetikledi.

Blokzincirler ve kripto hala azınlık
Birçok marka BTC ile ödemeyi kabul ediyor. Dogecoin Twitter semalarında esiyor. Microsoft, Paypal kripto adaptasyonlarını arttırdı. Özellikle Polygon (MATIC) ağında Starbucks, Instagram gibi markalarla yapılan anlaşmalar var. NFT tarafında ise Apple, Adidas, Nike Gucci gibi markalar yer alıyor. Ancak hala azınlık bir grubun kullandığı bir ürün. Yani trilyon dolarlar dönse de gerçekten bu ağı benimseyen insan sayısı hala az. Şimdilik!..
Yüksek enerji gereksinimi
Blokzincirlerde BTC ana ağ ve değer aracı. Burası kesin. Ama enerji verimliliği kısmından bahsettim. Dünyanın en pahalı parası Bitcoin.
Blokzincirler çok yavaş
Meşhur trilemmada bahsettiğim gibi ölçekleme büyük bir sorun. Ağdaki işlemin maliyeti ve hızı hala gerekenin çok altında. Bitcoin blok zinciri, saniyede yaklaşık yedi yeni işlemi işleyebilir. VISA ile karşılaştırıldığında (saniyede 24.000 işlem) durum iç açıcı değil. Üstelik Ethereum zinciri de Merge sonrası buna istenen cevabı vermiş değil. Ama Ethereum tarafında L2 ağlar ile çözüm üretmek üzere ciddi çalışmalar yapıyor. Yani bu tip sorunlar gelecekte sorun olmaktan çıkmaya yakın.
Blokzincirlerin kullanım alanları
- Blokzincir tedarik zinciri: IBM Blockchain gibi şirketler, ürün tedarik zincirlerini daha doğru bir şekilde izlemek için blokzincirlere güveniyor. Zira tedarik zincirlerinde var olan hatanın hangi kısımda gerçekleştiğini anlamak için tam şeffaf ve güvenilir bir kayıt.
- Sağlık hizmetleri kayıtları: Hastaların geçmişe dönük kayıtlarına erişmek günümüzde hala sorun. Bir insanın doğduğu günden itibaren kaydedilmiş ve her hastane tarafından erişilebilir verisi olması tedaviyi kolaylaştırır. Bu konuda Deloitte ciddi çalışmalar yapıyor.
- Akıllı sözleşmeler: Hali hazırda Ethereum ağı ile başlayan süreç ile sözleşme koşulları önceden belirlenmiş bir dizi koşula göre otomatik olarak değiştirilebilir veya güncellenebilir. Böylece yasalar/cezalar/ödüller kişilerin tasarrufunda olmadan tamamen otomatize şekilde uygulamaya girer.
- Dijital seçimler: Geliştiriciler, seçimlere uygulanacak blockzincir teknolojisi üzerinde çalışıyor. Böylece seçimlerde bölgesel sorunlar ve manipülasyon tamamen ortadan kalkacaktır. Zira yukarıda bahsettiğim gibi hem şeffaf hem de anonim kayıtlar ile %100 güvenilir seçim sonuçları elde edilebilir. Sandıkları terketmeye son! Üstelik bunu DAO olarak (Merkeziyetsiz Otomatik Organizasyonlar - Decentralise Automatic Organization) aktif bir şekilde kullanan birçok ağ var. Özellikle Cosmos ağında yapılan düzenli oylamalara katılım had safhada. Yani ağda ne olacağına, sözleşmelerin düzenlenmesine tamamen topluluk karar veriyor.
- Mülkiyet işlemleri: Özellikle bu yazıda bahsettiğim PBT ile emlak, otomobil veya yatırım portföyleri gibi çok çeşitli varlık satışlarında varlığın geçmiş kaydı ve mülkiyeti garanti altına alınabilir.
İnsanlık blokzincirlere güvenebilir mi?
Blokzincirler, Web 2.0'da ortaya çıkan sorunların çoğunu ortadan kaldırdı ancak kendi sorunları ile geldi. Aslında burada sorunu iyi analiz etmek gerek. Teknolojinin kendisi temelde çok faydalı. Yani modelin teorik olarak saldırıya uğramadığı durumda tam olarak insanlığın faydası var. Ancak nihayetinde uygulama katmanı tamamen insanlara kalmış. Her teknolojide olduğu gibi insanların şekil vereceği bir teknoloji. (Burada atom bombasını ayırıyorum.) Yani teknolojiler, inançlar, hukuk sistemleri yalnızca onu kullanan insanlar kadar asil ve adaletlidir. Blokzincirler de insanların ona ekledikleri verilerin doğruluğu kadar iyi olacaktır.
Üst düzey bir bilgisayar korsanı grubu, ağdaki düğümlerin yarısından fazlasının kontrolünü ele geçirerek ve birbiri ile koordine olarak algoritmayı kendi lehlerine kullanabilir. Teorik olarak pek kolay olmasa da bilgisayar korsanları fikir birliğine ve dolayısıyla hileli işlemleri doğrulama gücüne sahip olur. Bu da sistemi çökertmek için yeterlidir.

Elbette bu kolay bir saldırı değil. Kaotik bir darbeden farksızdır. Yani aslında biraz olağanüstü koşullardan bahsediyorum. Ama anlatmaya çalıştığım şu: İçinde insanın olduğu hiçbir model kusursuz değildir. Bu yüzden blokzincirler, yenilikçi ve hatta devrimsel olsa da "tamamen her şeyi düzeltecek" demek hayal olur. Yine kendi sorunları ile gelecektir.
Yani aslında Satoshi'nin ortaya koyduğu modelde şuna inanıyoruz: İnsanların yarısından fazlası iyidir! Bu inancın ortaya koyduğu hedefler ise insanlığın tamamına lazım. Şeffaflık, anonim kalmak, sansüre ya manipülasyona uğramamak, güvenmek zorunda kalmamak, yönetime tam ortak olmak ve daha fazlası... Bir gün blokzincirler bunu başaracak altyapıya ulaşır mı? Bence evet! Peki insanlık buna hazır mı? İşte orası büyük bir soru işareti. Çünkü Satoshi'nin yazdığı kod, matematiksel olarak hatasız olabilir. Ne var ki hatasız kul yok! Bu teknolojinin geleceğini de insanlığın eğilimi belirleyecek.