Mehmet Yılmaz

We <3 Kargala

Uyuşturucu madde kavramı halk arasında hiç de hoş bir zeminde değil. Uyuşturucu madde kullanan kişiler bağımlılık aşamasını da aşıp çeşitli davranışlar sergilerler ki bu davranışların temelinde de o maddeye ulaşma arzusunun artması gelmektedir. İstenilen arzuya ulaşamayınca da bağımlı kişilerin yapmayacağı şey yok diyebiliriz. Ancak uyuşturucu maddelerin ana amacı sağlık sektöründe tedaviyi sağlamaktır. Ne zamanki amacının dışında kullanılmaya başlanır o zaman çeşitli kitleleri esiri altına almaktadır. Uyuşturucuların bağımlılık yapmasındaki ana etken, onların uyarıcı etkilerinin olmasıdır. Kısaca anlatmak gerekirse; vücuda alınan uyuşturucu veya uyarıcı madde, beyindeki ödül merkezini uyarıp dopamin salgılanmasını sağlar. Dopamin salgılandıkça kişi yoğun haz alır. Dopamin salgısı arttıkça frontal korteks olumsuz etkilenir. Bunun sonucunda da kişi, yanlış kararlar alıp davranışlarını uyuşturucu maddeye odaklı sergiler.

En çok karşılaşılan uyuşturucu maddeler arasında; eroin, kokain, esrar ve metamfetamin gelmektedir.

Eroin (Diasetilmorfin/Diamorfin)

En bilinen klasik uyuşturucu madde eroindir. Kimyasal yapısını incelediğimizde çok karmaşık bir modülle karşılaşırız. O yüzden kimya kısmına ayrıntılı olarak girmeyeceğiz. Bir morfin türevidir. Aynı zamanda afyon, alkaloiti türevi olarak da geçmektedir. Afyon, haşhaş kapsüllerinin özsuyudur ve birçok alkaloitin yapımında kullanılmaktadır. Zaten eroin de bir alkaloittir.

Metabolizması karaciğerde gerçekleşmektedir. Yargılanma ömrü 2-3 dakikadır. Vücuttan atılımı %90 oranında böbreklerden glukuronidleri şeklinde atılırken geri kalanı feçesle atılır. Ağrıların azalmasını sağlayan endorfini taklit ederler. Tek bir seferde alındığında bile mükemmel bir bağımlılık yapmaktadır. Tolerans gelişimi diğer maddelere oranla çok daha fazladır. Eroini diğer afyon türevlerinden farklı yapıp popülarite kılan ise çok farklı bir haz bırakmasıdır. Bunu da yağda yüksek oranda çözünmesi sayesinde yapmaktadır. Bu durumun oluşmasını ise kimyasal yapısındaki iki asetik grubu sağlamaktadır. Tüm bunlar sonucunda da (yağda iyi çözünmesi) beyin bariyerlerini çok hızlı geçer.

Kokain (benzoylemetil ekgonin)

Kokain de eroin gibi bir alkaloittir. Koka bitkisinin yapraklarından elde edilir. Ancak kokain salgılatmadan ziyade geri emilimi engellemekle meşhurdur. Örneğin sık karşılaştığımız bir nörotransmitter madde olan dopamini hücrelere taşıyan proteinlere etki gösterir. Ve böylece vücutta fazla dopaminler (nöradrenal ve serotonin de dahil) geri emilemeyip hazzı arttırıp lopları olumsuz yönde etkiler. Günümüzde neredeyse her yerde tıp haricindeki kullanımı, bulundurulması, üretimi ve dağıtımı yasaktır. Tıp alanında ise kokain yerine ondan daha az zehirli ve daha az yan etkili prokain (novokain) gibi ilaçlar yer almaktadır. 

Esrar (marihuana)

Kenevir bitkisinin çiçek ve tohumlarından elde edilir. Kenevir bitkisinin yaprakları kurutulur. Aktif madde yapraklardan salgılanan reçine içindeki kannabinoidlerden oluşan maddelerdir. Kannainoidlerin içinde etkin ana madde tetrahidrokannabinoldür (THC). Dişi kenevir bitkilerinin Yüksel THC içeren kısımları gölgede kurutulur ve daha sonra ufalanıp elenir. Bu eleme işleminden sonra da birden fazla işlemler uygulanır. Farklı çeşitlerde, farklı ölçülerde esrar elde edilir. 

Metamfetamin

Kimyasal yapısı oldukça basittir. Yapısında fenil, metil ve amin fonksiyonel grupları karakteristiktir (Özellikle de metil grubu.). Laboratuvar ortamında efedrin veya psödoefedrin maddelerinden elde edilebilmektedir. Metamfetaminler sentetik madde olduğundan formülü bilindiği takdirde kolaylıkla üretilebiliyor. Metamfetaminlerin üretimi de çoğunlukla illegaldir ve üretiminin yapıldığı yerler met laboratuvarı diye geçmektedir. Standart metamfetamin üretiminde bir ilaç (psödoefedrin içerenler kullanılır genelde) ekstraksiyon yöntemine tabi tutulur. “S” izomerinde psödoefedrin maddesi redoks tepkimeleriyle “S” izmoerinde metamfetamini oluşturur.

Kimyasal maddeler doğada farklı yönelimlere sahiptir. Geometrik yapılarını incelediğimizde dallanmış yapıların farklı yönelimlere sahip olduğunu görürüz. Mesela bir kimyasal maddenin enantiomer ve diastromer olma durumları vardır. Burada enantiomer olan maddeler birbirinin izomeridir. Ve enantiomer izomerleri “S” ve “R” diye ayırmaktayız. Metamfetamin maddesi de bir enantiomer maddedir. Haliyle de bunun da “S” ve “R” izomerleri vardır. Eğer metamfetamin S izomerinde olursa uyarıcı madde konumuna geçmektedir. Ancak R izomeri o kadar fonksiyonlu değildir. Hatta R izomerleri burun spreyinde bile var. Bu yüzden metamfetamin üretiminde S izomerinin saflığı söz konusudur. Üretim esnasında R ve S izomerleri bir rasemik karışım oluşturur. Bu karışımdaki S izomerinin oranı ne kadar yüksek olursa metamfetamin de o kadar saf olur.

Metamfetamin merkezi sinir sistemini uyaran sokak piyasasında adından söz ettiren maddedir. Yapısı amfetamine çok benzer ve psikoakftir. İlk alındığı anda inanılmaz bir uyarmaya sebep olur. Diğer maddelere kıyasla motivasyon ve kısa dönemlik de olsa beyin aktivitesini artırır. Aynı zamanda öfori etkisi de yüksektir.