Mehtap Temur

#psikolojikdanışmangözüyle

Çocuğun bireyselleşmeye adım attığı dönem olan 2 yaş, çocuğun büyüdüğü ve kendisini kabul ettirmeye çalıştığı bir dönemdir. Çocuğun dil becerisinin gelişmeye başladığı ve duygusal bağımsızlık arayışının arttığı bu dönemde çocuğun birçok duygu ve davranışı vardır.  Bu dönem içerisinde ebeveynler,  sıkça çocuğunun hırçın tutumları olduğunu söyler. Ayrıca  inatçı tavırları olduğunu ve  öfke nöbetleri geçirdiğini ifade ederler. Bu dönemde kendi isteklerini kabul ettirme, baskın olmaya çalışma da sıklıkla olur. Çocuk daha özgür ve bağımsız hisseder.

Olası belirtileri

2 yaş döneminde çocuğun, kendisine ve diğer kişilere vurma eylemi vardır. Sebepli ya da sebepsiz ağlama krizleri ve öfke olur. Yüksek sesle bağırma ve inatlaşma vardır. Kendi saçını çekme veya ısırma gibi kendine zarar verici davranışlar yapar.“ Hayır”  ve  “olmaz” kelimelerini sıklıkla kullanır. Yemek seçme ve yemek yememe gibi problemler görülür.    Özellikle istedikleri bir şey olmadığında kendini yere atma, kafasını bir yere vurma, elindekini fırlatma gibi davranışlar gösterir.  Uyku bozuklukları da ayrıca bu döneme eşlik eder.

Ebeveynlere öneriler

Çocuğun yoğun duygular yaşadığı 2 yaş döneminde öncelikle yapılması gereken çocuğun bu davranışlarının altında yatan sebepleri gözden geçirmektir. Örneğin: Çocuk, uykusunu yeterince aldı mı? Karnı aç mı tok mu?  Çok fazla şekerli gıda tüketmiş mi?  Herhangi bir fiziksel rahatsızlığı mevcut mu?  Oyun oynama, şefkat, temas ihtiyaçları karşılandı mı? Duygusal olarak onu bu kadar zorlayan neler var ? vb. Çocuğun sakinleşmesine giden yolda ebeveynin sakin kalması çok önemlidir. Ebeveyn olarak çevreden destek alıyor musun?  Kendi kişisel ihtiyaçlarını karşılıyor musun? İşte bu noktada, oksijen maskesini önce kendinize takın. Siz ebeveyn olarak öfkeli iken çocuğunuzun sakin kalabilmesi çok kolay değildir.  Kriz anlarından bağırma ve örseleme gibi davranışlar çocuğun benliğinde izler kalmasına neden olur. Çocuğun yaşadığı bu kötü tecrübeler onun beyin yapısını etkiler.

Ebeveyn olarak kendinizi sakinleştirme davranışlarınız ve stratejileriniz çocuğunuza model teşkil eder.  Örneğin: trafikte sürekli yüksek sesle konuşan, sağa sola bağıran bir ebeveynin çocuğu bu durumu model alır.  Çocuğunuzu kötü hissettirerek onun iyi davranmasını bekleyemezsiniz. Çocuğunuz zorlayıcı davranışlar sergilediğinde ebeveyn olarak ne hissediyorsunuz?  Kendi ebeveynleriniz olsa sizi nasıl sakinleştirirdi?  Burada kendi hayat hikâyeniz ve ihtiyaçlarınızla çocuğun farklı olduğunun ayrımını yapmak çok önemlidir.

"Tehdit yok" mesajı

Bir kriz esnasında eğer mümkünse çocuğun göz hizasının altına eğilerek onlarla konuşmak beyine “tehdit yok” mesajı iletir. Diğer yandan çok uyaran olmayan hafif loş ortamlarda sohbet etmek de sakinleşmeyi destekler.  Çocuğunuz kabul ediyorsa, zorlayıcı davranışlar esnasında ona dokunabilir ya da sarılabilirsiniz. İstemiyorsa kapsayıcı bir şekilde; “ Zorlandın, buradayım, senin yanındayım.” Diyebilirsiniz.  “ Arkadaşının oyuncağını almasına kızdın, senden izin almasını isterdin.” Vb.  gibi aynalama cümleleri işe yarar.

Çocuğun gerginliği tepkiselliği geçtikten sonra uygun bir zamanda: “ Az önce çok öfkelendin. Su bardağı elinde iken koşmak istedin.  Onu elinden almam hoşuna gitmedi.  Senin sağlığın benim için önemli. Su bardağını merak ediyor olabilirsin. Elimde tutarken bardağı inceleyebilirsin.” Çocuğa neyi yapamayacağından ziyade neyi yapmasının uygun olduğunu söylemekte fayda vardır.  Zira; “ Sakın ona dokunma” dediğinizde bunu “Ona dokun” olarak algılayabilir. Bazen de sizin gerginliğinizi fark edip bunu keyifli bir hale dönüştürebilir.

Sabırsız olma hali

2 yaş döneminde bir çocuk için sabretmek hiç kolay bir şey değildir. Her istediği o an olsun ister.  “ Oyuncak, oyuncak” diye o an kendini yerden yere atar.  Yaş büyüdükçe hazzı ötelemeyi öğrenmek daha olası hale gelecektir. Çocuk sorunlu olduğundan ya da tabiri caize sizi gıcık etmek istediğinden dolayı size böyle davranmıyor. O aslında neden böyle davrandığını dahi bilmiyor. Çocuk, bir an da üzerinden oluşan gerginliği nasıl ifade edeceğini bilmediğinden ebeveynin rehberliğine ihtiyaç duyuyor. Mesela bir fotoğrafa bakarken: “ Bu çocuk neden mutlu olmuş ya da neden üzülmüş?”  gibi çocuğun düşünmesine yardımcı olacak sorular onun beyin gelişimini destekler. Oyunlar içinde rol canlandırmaları yapmak da etkili bir yöntemdir. Nefes egzersizleri, çocuk yogası, güvenli bir yerde olduğunu hayal etme, su- kum oyunları da çocuğun sakinleşmesine yardımcı olur.