6 Temmuz günü “Konya’da silahlı saldırı sonucu ölen bir doktor” haberiyle çalkalandı sosyal medya ve son dakika haberleri. Haberi duyan insanların bir çoğunun vicdanı sızladı. Ne yazık ki bir kısmı da “Kim bilir ne yaptı hastaya?” dedi. Yanlış okumadınız! Bu şiddeti haklı kılmaya çalışan bir grup var artık ülkede bir süredir. Hiç görmediğimiz kadar okumuş insana saygısızlık ve hiç görmediğimiz kadar bilgiyi sıradanlaştırma var. “Doktor” dediğimizde akan suların durduğu, çocukluğumuzda bir çoğumuzun hayalindeki mesleğin hekimlik olduğu bir zihniyetten nasıl oldu da bu noktaya geldik? Hangi politikanın sonucu bunlar? Tekrar tekrar anlatmaya gerek yok. Ama hissetmeye, bu acıyı içselleştirmeye, dile getirmeye, unutturmamaya kesinlikle gerek var. Vicdanı olan herkes elini taşın altına koymak zorunda. Çünkü daha fazla tükenmeye tahammülümüz yok!

Bir "doktor" öldü!
Ülkede kutuplaşma öyle bir noktaya gelmiş durumda ki neredeyse tepki gösterenlerin tamamı sağlık sektörü üyesi. Geri kalanların çoğu susuyor. Ölenin bir “doktor” olması değil sadece söz konusu olan. Bir “insan” öldü. Bir “insan” sağlık mesleğini icra ettiği sırada, yüzlerce kişinin çalıştığı bir iş yerinde, göz göre göre öldürüldü! Üstelik hiç kimse bir şey yapamadı. Öldüren kişinin o silahı nasıl edindiği, o silahla o hastaneye nasıl girdiğiyse bambaşka bir tartışma konusu.
Vicdanımızı tam olarak hangi noktada kaybettik acaba? Bireysel silahlanmanın bu kadar kolay olması mı bize bu kadar cesaret verdi? Kadına, çocuğa, hayvana şiddet uygulayanların hak ettiği cezayı almaması mı? Emeğe saygının giderek azalması vicdani bir durum mu; yoksa bir politikanın ürünü mü? Nasıl düzeliriz? Mesela bu bayramda Dr. Ekrem Karakaya’nın eşi ve iki çocuğuyla empati kurabilir miyiz? O boşluğu hissedebilmemiz mümkün mü? Ya da emek emek çocuklarını okutan, tıp fakültesi kazandı diye gurur duyan ailesinin yerine kendimizi koyabilir miyiz? Bir parça da olsa vicdanımız sızlar mı?
Sadece saygı bekliyorlar
Sağlık sektöründe olmak bir tercih, bir zorunluluk değil. Hekimler, hemşireler, eczacılar, diş hekimleri, veteriner hekimler ve sağlık teknisyenleri bu mesleği tercih ederken vicdanlarını da masaya koyuyorlar. Korkunç bir pandemi geçirdik, en çok onlar yıprandı. Haftalarca ailelerini göremeden hizmet verdiler, aylarca sevdiklerine temas edemediler. Her bir can kurtulduğunda bütün yorgunluklarını unuttular. Üstelik sadece saygı bekliyorlar. Bir parça bu emeğe saygı…
Ülkenin ekonomik koşulları herkes gibi onları da etkiliyor. Bunun hesabını sormak, haklarını istemek herkes gibi onların da en temel hakkı. Üstelik “Beğenmiyorsanız gidebilirsiniz.” diyen bir politikaya karşı emek emek mesleklerini icra etmeye çalışıyorlar. Bunu yaparken de ölüyorlar, öldürülüyorlar. Belki de bu şartlar altında en çok onların kazandığı paraların hesabı yapılıyor geri kalanlar tarafından. Sanki yaptıkları işin maddi bir karşılığı olabilirmiş gibi…
Bu vicdansızlık unutulmamalı!
6 Temmuz günü bir doktor öldü bu ülkede, daha doğrusu bir doktor canice öldürüldü, katledildi. Onunla birlikte tedavi edeceği binlerce hasta öldü. Yetiştireceği yüzlerce hekim öldü. Bir kadın, iki çocuğuyla birlikte bu hayata yalnız devam etmek zorunda kaldı. Bu kader olamaz, olmamalı! Bu vicdansızlık unutulamaz, unutulmamalı!
Ben bu ülkede çocuğumun, sağlık sektörünün yanından bile geçmesini istemiyorum. Benim gibi düşünen insan sayısının da her geçen gün arttığını düşünüyorum. Günün birinde bizleri tedavi edecek doktor bulamayabiliriz. Basit bir operasyon için akıl almaz paralar ödemek zorunda kalabiliriz. Belki o zaman daha kıymet görür bu meslek grupları. Böyle devam ederse o günler çok uzak değil. Bana sorarsanız düşüncesi bile korkunç!
Ne bayram heyecanı var üzerimde, ne yeni mekanlara ne de yeni kitaplara hevesim bu hafta. Haftaya normale döneceğim herkes gibi. Yeni bir kitap, yeni bir mekan, yeni bir yol hikayesi vs vs.. Unutmak kolay, kendi başımıza gelmediği sürece. Bir değişiklik mi yapsak? Unutmasak, haksızlığa ses çıkarsak, elimizi vicdanımıza koysak mesela?
Sağlıklı ve vicdanlı bayramlar olsun herkese. Ayrıca emeğe saygıyı, insana saygıyı, bir cana saygıyı unutmadığımız bayramlara…