Alternatif müziğin kral tahtını sahiplenen Dolu Kadehi Ters Tut’un yeni albümü bizlerle buluştu! Ömer Hayyam’ın Oğulları : Dolu Kadehi Ters Tut‘da şarkılarıyla hayata dair birçok konuya değindiklerinden bahsetmiştik. Peki, bu albümde neler anlatmak istiyorlar? Albümle ilgili tüm ayrıntıları bu yazıda paylaşacağız!
Ölüm Dansı aslında 13 şarkıdan oluşuyor. Dolu Kadehi Ters Tut bu albüm üzerinde 2 yıldır çalışıyor. Önden 6 şarkıyı “Ölüm Dansı Kısım 1” olarak paylaşan grup, belli ki memleketin bu zor günlerine yetiştirmek istemiş albümü. Zira şarkıları dinlerken memleketin halini epeyce düşüneceksiniz.
Dolu Kadehi Ters Tut konserlerinin rengi ve enerjisi var albümde. Çünkü şarkıların tansiyonu yüksek, gençliğin içinde kalan hislere tercüman oluyor. Konserlerin tadını bilenler için her şarkı, konserde bağırarak söyleme hissi uyandırıyor. Başımıza gelen her felakette üniversite eğitiminin aksamadığı günlerde umarım her genç bu hissi yaşayabilir.

Ne kadar işin ön kısmında Uğurhan Özay ve Oğulcan Ava’yı görsek de albümlerin ve sahnenin arkasında kalabalık bir ekip var. Özellikle grubun vazgeçilmez isimleri olan Dilan Balkay ve Billur Battal bu albümde yine üzerlerine düşeni yapmışlar. Stüdyo kısmına bakacak olursak da davulda Berke Köymen, bas gitarda Şener Engin gitarda Bahadır Kartal oturuyor. Trompet, klavye ve geri vokallerde adeta tek başına bir orkestra olan Dilan Balkay var. Billur Battal her zamanki gibi geri vokalde grubun olmazsa olmazı.
Dolu Kadehi Ters Tut’un esin kaynağı Ömer Hayyam olduğuna göre cesaretleri bizi şaşırtmamalı. Çıkmayan sesleri çıkaran, bastırılmış duygulara tercüman olan grup yorumlara bakılırsa gençlikten yine tam not almayı başardı. Demek ki azıcık cesaret gençlerin halinden anlamaya yetiyor. İçeceğimiz bir kahvenin fazla gelmediği masalarda yalnızca müzikten, seyahatlerden, kitap ve oyunlardan bahsedeceğimiz günleri bu şarkılarla bekleyeceğiz.
Gençliğin öfkesi : Yarısı Yok
Yarısı Yok, hiç şüphesiz albümün en ses getiren şarkısı oldu. Enerjisi çok yüksek olan ama bir o kadar da kaygıyı artıran bir parça. Böylesine duyguları topyekun bu ritme sığdırmak gerçekten başarı işi. Umutsuz sözlere umutlu müzik!
Komşular, hırsız var
Güpegündüz evimi soydular
Uyandık şaşkınız çok
Memleketin yarısı yok!
Bağır onlara inat : Yaşamadan Ölme
Hem çizgilerinden çıkmayıp hem de yeni bir şeyler denedikleri albümden yine hislere ayna olan bir şarkı Yaşamadan Ölme. Bu şarkı birçok duyguyu 3 dakikaya sığdırdığı yetmiyor gibi ritmiyle cesaret veriyor. Şarkının mesajı da çok açık : "Zaten başımıza ne geldiyse susmaktan geldi, bağır onlara inat." diyor adeta.
Konuşanı susturuyorlar
Her sesi bastırıyorlar
Payını parçaya bölüp
Sana masal anlatıyorlar
Bitmek bilmeyen kaygılara : İçimde Bir Sıkıntı Var
Fikrimce albümün en iyisi İçimde Bir Sıkıntı Var! Zira daha girişinden tüm kaygılarınız gözünüzün önünden geçecek. Önceki teklilerden Hiç İyi Değilim enerjisi veren bu parça tam bir anksiyete şarkısı olmuş. Olmayan kaygıları yaratmadığı kesin, o halde saklanan kaygıları gün yüzüne çıkarıyor. Ayrıca arkadaki piyano sesi o kadar yerini bulmuş ki sanki hep bu şarkıya aitmiş.
İçimde bir sıkıntı var
Bitmek bilmez kaygılar
Gömün beni kumsala
Yüzüme vursun dalgalar
Aksın gitsin tüm bu duygular
İnananlar ve direnenler : Korkmuyorum
Önceki albümden Korku’ya selam çakıyor Korkmuyorum. İnsanların nasıl hissizleştiğinin hikayesi olan şarkı aslında cesaretin ritme dökülmüş hali. Ana fikrin beraber olmak olması bir nebze yalnızlık hissinden uzaklaştırıyor. Anlaşılan akustik versiyonunu da sabırsızlıkla bekleyeceğiz.
Korkmuyorum artık yalnız ölmekten
Anlayan genç gözler gördüm her renkten
Korkmuyorum artık hissiz olmaktan
Hisseden insanlar tanıdım her yaşta
Özlenen yollara : Yol Görünmüyor
Dilan Balkay’ın trompeti konuşturduğu şarkıyla devam ediyoruz. Dört yıl önceki albümden Yolum uzun biliyorum sözüne karşılık olarak artık bugün Yol Görünmüyor. Bu şarkı özlediğiniz her şeyi hatırlatacak ve gitmek istediğiniz yerleri gözünüzde canlandıracak. Ruhunuza nokta atışı yapacak melodisinde gecenin bir vakti mutfak masasında oturuyormuş hissi var. Sonsuza kadar yolunu gözleyebileceklerinize…
Sonsuza kadar bekler, yolunu gözlerim
Yokken yaşayamam ki ben, dön isterim
Olalım eskisi gibi
İnsanlığın suçu : Ölüm Dansı
Her konuya değindikleri gibi insanlığın caniliğine de değinmişler tabii ki. Aslında albümdeki tüm parçalardan biraz harmanlanmış bu şarkıda. Karanlık şarkısının dingin hali olmuş diyebilirim. Bu dinginlikteki şarkılarda Uğurhan’ın sesi ön plana çıkıyor ve farklı bir haz veriyor. Tam zamanında geldiğini söyleyebiliriz şarkının, hepimizin biraz düşünmesi gerekirken insanlığımızı. Kısaca Ölüm Dansı albüme ismini vermeyi hak ediyor!
Biz! Hepimiz!
Tüm insanlık! Suç bizim!
Hepimizin teker teker sürdüğü sefa için
Biz! Ah, bu biz!
Ne caniyiz! Ne kalpsiziz!
Kimsesiz yaşamların çektiği cefa için
Sonuç olarak gençlik kıstırılmaya çalışılan seslerini böylesine duyuran bir gruba denk gelmekten gayet memnun. Bu arada tüm şarkıların söz-müzik yazarı Dolu Kadehi Ters Tut. Yani kelimesi kelimesine emek verdikleri bir iş. Bu cesaretli iş belki de başka sanatçılara da ilham olacak.
Önceki albüm DKTT, üniversitelerin online eğitim dönemine denk gelmişti. Umarım ki bu bir totem olayına dönüşmez. Şu kritik döneme yetiştirdikleri bu 6 şarkının devamı seçim sonrası için mi saklanıyor, göreceğiz!