Uğur İşçeviren

#teknolojiheryerde

Son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz bir konu artık NFT. Yani non-fungible (değiştirilemez) token... Basitçe ifade edersek dijital sertifika!.. Bir dijital varlığın özgünlüğünü ve mülkiyetini ifade eden kod dizisi. Dijital karşılığı olan her varlığın bir NFT sertifikası olabilir. Mesela bir resim, karikatür, şarkı, video, paylaşım ya da modelleme... Aklınıza ne geliyorsa... Peki sanal alemin son dönemdeki en popüler ticari malzemesi tam olarak nedir ve gerçekten bu kadar önemli mi? NFT, ethereum (ETH) blok zincirinin bir parçasıdır. Yani bitcoin gibi bir varlık olan ethereum, aynı zamanda NFT'nin de alt yapısını oluşturuyor. Her ikisini de dijital cüzdanınızda saklamanız mümkün. O da bir blok zincirine ait. Temelde ikisi de bir blok zincirinin ürünü. Ama büyük bir farkla: Eğer bir ethereumu başka bir ethereum ile takas ederseniz elinize geçen şey aynıdır. Yani temelde hiçbir şey değişmez. Fakat NFT öyle değildir. Bir NFT tamamen benzersizdir. Değiştirilemezdir. Türünün tek örneğidir. Bu yüzden herhangi bir şeye karşılık verdiğiniz NFT artık başkasına aittir. Yani NFT, özgün bir dijital sertifikadır. Tabii bu alt yapıya sahip tek standart ETH değildir. NFT desteği sağlayan başka kriptolar da mevcut: Tron, Flow, Tezos... Tron, kendisine ait NFT zincirini geçen yıl bu zamanlarda açıklamıştı. (TRC-721)
NFT'lerin kullanılmamış çok büyük bir potansiyeli var.  TRON Kurucusu ve BitTorrent CEO'su Justin Sun

Her şeyi Dorsey başlattı

Potansiyeli konusunda şüphe yok ama bu potansiyeli devamlı tetikleyen birileri de var elbette. Bunların ilki ve en önemlisi sanırım Twitter kurucusu Jack Dorsey. Mart ayında, Twitter'da attığı ilk twiti NFT olarak açık arttırmaya çıkaran Dorsey, tam 1630.5825601 ETH karşılığında alıcı buldu. O zaman 2.9 milyon $ idi. Bu yazının yazıldığı sıralarda 7 milyon $. Yani sadece twitini özgünleştirerek, dijital kimliğe sokarak... Zenginin malı züğürdün çenesini yorar mı dersiniz, para parayı çeker mi?
Tabii ülkemizde de buna benzer küçük yaklaşımlar olsa da, son günlerde Cem Yılmaz da furyaya katılınca bilinirliği arttı. En son Selçuk Erdem, Fluffy Polar Bears isimli NFT koleksiyonu toplam 3.2 milyon $'a sattı. Hem de 5 saniyede...
Peki neden bu kadar kıymetli? Sonuçta Selçuk Erdem karikatürlerine, her yerden erişebiliyoruz. Sağ tıklayıp resmi kaydetmek yeterli. Evet, doğru. Ama orijinaline erişemiyoruz. Basitçe şöyle söyleyeyim. Bugün gittiğiniz çoğu bohem kafede Da Vinci'nin en ünlü eseri "Mona Lisa" tablosu görebilirsiniz. Orijinali ile birebir ama orijinal değil. Orijinal tablo Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergileniyor ve biriciktir. Bu yüzden de satılsa muhtemelen yüz milyonlarca dolar eder. İşte NFT de tam olarak bu orijinalliği sağlıyor. Dolayısıyla karikatüre sağ tıklayıp resmi kaydet demek ile evin duvarına Mona Lisa asmak aynı şey. NFT ise sizi müzedeki bir parçaya götürüyor.
NFT temelde sanatçılar için yeni bir saha. Tabii üretkenlik adına değil!.. Daha çok popüler bir satış sahası. Sonuçta düne kadar kimse sanatçılara bu kadar büyük ödemeler yapmıyordu. En azından Dorsey o twiti atana kadar -NFT için harcanan- meblağ 10 milyon dolar bile değilken, şu an 2.5 milyar $'ı aşması buna işaret. Alıcılar da bundan memnun demek ki... Tabii işin bir de koleksiyonerlik kısmı var. Yani bu NFT'ler artık birer pul. Dijital pahalı pullar!..

Dijital sertifika mı dijital balon mu?

Diğer yandan bu dijital pulların karşılıksız bir heves olduğunu düşünenler de var. Üstelik bunlardan biri de kendi dijital müzayedesinde rekor satış (69 milyon $) yapan Bepple (Mike Winkelmann). Ona göre NFT bir balon. Onun gibi düşünen birçok sanatçı ve insan var. Onlar için bu çok anlamsız ve yatırım yapanlar için birer kayıp. Hatta bu yöntemle satış yapanlara "kripto dolandırıcı" diyen bile var. İşin gerçeği şu ki henüz tam karşılığı olmayan bir kavram olması, şüpheleri arttırıyor. Neyse ki biz Dorsey'e olmasa da, Cem Yılmaz'a ve Selçuk Erdem'e güveniyoruz.
Aslında dürüst olmak gerekirse bir balon olacağını düşünüyorum ve bence şu anda o balonun içinde olabiliriz. Mike Winkelmann - Dijital sanatçı
Şunu belirtmek gerek; NFT alt yapısı ile bir blok zincirine bağlı diye tamamen güvenli bir alan değil. Yani çalınması çok zor olsa da geçmişte çalınan cüzdanlar olduğunu bilmeliyiz. Louvre Müzesi'nden Mona Lisa'yı çalmaktan daha zor olsa da tamamen güvenli değil.
NFT kavramı sadece dijital sanatların karşılığı değil elbette. Zira metaverse dediğimiz geleceğin temeline de oturuyor. Bu yazıda bundan bahsettim ama kısaca şöyle söyleyebilirim ki evrenler arası erişimin anahtarı da NFT olacak. Peki bu gelecek eskidikçe elimizdekiler ne olacak? Elbette onlar da eskiyecek. Sonuçta görüntü kalitesi düşecek, dosya biçimi değişecek, vs. Yani NFT benzersiz ve değiştirilemez belki ama asla sonsuz değil. Aynı fiziksel karşılıkları gibi çürümeye mahkumlar. Tabii bu onları da, antikalar gibi daha değerli hale getirecek mi; onu zaman gösterecek. Zamanın göstereceği diğer şey de şu ki, NFT gelecekte ne kadar kullanılabilir olacak? Şimdilik yoğunlukla bir dijital sanat unsuru olan NFT belki de karaborsa bilet işini bitirecek, belki de dijital bir karne olacak. Her halükarda kaçınılmaz bir unsur olacağı kesin. Bu yüzden bundan yıllar sonra bu yazıyı koleksiyonunuzdan çıkarmanız için yazının NFT'sini isteyen olursa, belirtmeliyim ki "sahibinden satılık".