Mükemmel, en mükemmel, daha mükemmel ya da daha daha mükemmel! Mükemmelin ölçüsünü kim, nasıl belirler ki... Hep bahsettiğim gibi mükemmelin yerine "yeterince iyi" yi koyabildiğimiz zamanlar, sanırım en mükemmeli ne dersiniz? Kendimize içimizden söylediğimiz "Daha iyisini yapabilir miydim?" , "mükemmel olmalı..." cümlelerinin yanı sıra bir de beklentileri karşılama sorumluluğu ediniriz kendimize. "Sen daha iyisini yapabilirsin.", " Mükemmel bir sonuç bekliyorum." Kesinlikle yetişme tarzımızın bir yansıması olarak kendimize yüklenme şekillerimiz de değişiyor. Psikiyatri bilimi buna şemalar diyor. Peki bizler yetiştirdiklerimizin şemalarına nasıl etki ettiğimizin farkında mıyız? Hep dahasını isteyen mükemmel ebeveynlerin bıraktığı hasarlar... İşte size tam bir yıldır, babasının istediği gibi gün batımı çizmeye çalışan Dahacık!
Daha Daha Dahacık!
Dahacık, her ama her şeyin daha mükemmelini arayan bir ailenin çocuğu. Mükemmeli arayan insanlarla yaşamak, onları mutlu etmek bir o kadar zorken; Dahacık 'ın daha adından belli mükemmelliyetçi ailesiyle yaşaması ne kadar zordur kim bilir? Oysa böyle insanlarla karşılaşan bir yetişkin durumu farkedip uzaklaşabilir. Fakat bu aileye doğmuşsanız tıpkı Dahacık gibi kendinizi yetersiz ve suçlu hissetmeniz kaçınılmaz sondur.

Yerinden doğruldu adam, "Hoşgeldiniz. Sizi bekliyordum. Oldukça ters bir zaman! Şu bulutlara bakın! Hiç böyle bahçeye böyle bulut olur mu beyefendi? Siz söyleyin, şunların dağınıklığına bir bakın!"
İster istemez kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Bulutlar dağınık bir şekilde gökyüzünün maviliğine yayılmıştı. Eee ne vardı bunda?
"Böyle bahçeye böyle bulut olur mu beyefendiciğim?" Olur ya da olmaz diyemedim, öyle baktım adama.
"Buyurun şu şahane koltuğa oturun, dedi adam. Sonra bana koltuğu nerede yaptırdığını, onu yaptırmak için ne kadar uğraştığını, içindeki elyafların sertlik derecesini falan anlattı. Anlayamıyordum her şey çok tuhaftı.

Ev kiralamak isteyen bir adamın yolu, emlakçı aracılığıyla mükemmel evini kiralamak isteyen bir adamla kesişir. Ev kiralamak isteyen adam gördükleri karşısında şaşkındır. Çünkü evdeki tüm ağaçlar aynı boyda ve genişliktedir. Hatta kuşlar da nizami uçmadıkları için kafeslerdedir. Mükemmel adam, mükemmel evini saatlerce anlatır. Evinin, bahçesinin mükemmel olduğunu iddia eden adam, elbette kendi çocuğunun da mükemmel olmasını isteyecektir. Oğluna da bu yüzden "Dahacık" ismini koymuştur. Dahacık, hiçbir şeyden habersiz, sürekli kendini yetersiz ve beceriksiz hissetmektedir. Fakat evi kiralamaya gelen adamdan çok önemli bir şey öğrenecektir.
Ah, zavallı Dahacık! Babası onun dünyanın en mükemmel çocuğu olmasını istiyor. Adını neden Dahacık koydu sanıyorsunuz! Her şeyi daha iyi yapmasını istediği için. Oysa Dahacık kendini mükemmel olmaya zorlamalı mı? Mükemmel çocuk ya da mükemmel anne baba var mıdır? Sevdiklerimizle geçirdiğimiz güzel anlar yeterince mükemmel değil midir? Sizce?
.jpeg)
Çok Daha Tavsiye
Kendini mükemmelliğe adamış, mükemmel çocuk yetiştirme peşinde ebeveynleri tam da Şermin'in kalemi diyebileceğimiz mizahi bir dille anlatmış. Şermin Yaşar, hacmi küçük etkisi büyük kitabıyla sadece Dahacık'ı değil bizleri de, günaydın kahvesi tadında eseriyle uyandırıyor. Gül Sarı'nın kitap uyumlu motifleriyle süslenen 38 sayfalık ince hacimli kitabımız 7 yaş ve üstü tüm çocukları uyandırmayı bekliyor. Ama çocuklardan önce uyanalım derseniz ki bence mükemmellik bunu gerektirir!! Onlardan önce okumalı, yanlışlarımıza ve belki de kendi çocukluğumuza birer kahkaha atmalıyız. Keyifli okumalar...