Selektif mutizm, çocukluk çağında ortaya çıkan (2-4 yaş), çocuğun konuşma becerisine sahip olmasına rağmen kendi seçtiği ortamlarda konuşmaması durumudur. Tanı doktor tarafında koyulur. Total mutizm, otoriter mutizm ve okul mutizmi olmak üzere üç grupta incelenmektedir. Selektif mutizm başlangıcı genelde 5 yaşından önce olsa da çocuk okula başlamadan dikkat çekmediği durumlar olur. Çocuğun okuldayken hiç konuşmuyor olması oldukça dikkat çekici bir unsur olduğundan öğretmen tarafından fark edilmesi daha mümkündür.

Genel özellikleri
Çocuk konuşacağı kişileri seçer ve sadece onların yanında konuşur. Çocuk evde aile üyeleri ile konuşurken okul veya oyun gruplarında konuşmayı reddeder. Bazen utandığı için bazen de korktuğu için konuşmaz. Hiçbir neden yokken de konuşmak istemez.
Genellikle içe kapanık ve utangaçtır. Bu çocuklar genelde aile içinde “ çekingen, utangaç” olarak tanımlanır. Hassas ve ürkektir. Sıklıkla annelerine aşırı bağlıdır ve ayrılık kaygısı yaşar. Büyük bölümünde bu probleme gelişimsel gerilik eşlik eder. Pek çoğunun zekâ puanı yaşıtlarından geri bulunmuştur. Sorunlu aile ortamları mutizmi tetikler. Ama tek neden bu değildir. Selektif mutizmli çocuk, bazı sosyal durumlarda kendisine soru sorulduğunda ya da konuşmaları gerektiğinde donup kalmış gibi görünür. Konuşmak yerine işaret etmek ya da kafa sallamak gibi jestleri kullanır. Öğretmenleriyle konuşmaz. Okul sınırları içinde ebeveyni ile de konuşmaz. Okulda arkadaşlarıyla oynar ama konuşmaz. Burada en önemli kısım, sorunun düzeyinin akademik başarı ve sosyal iletişimin engellenmesidir.
Bunun dışında hemen hemen her çocukta yeni girdikleri ortamları yabancılama ve evde olduğu kadar konuşmama görülür. Selektif mutizmi olan çocuklar da ise sessizlik uzun süre devam eder.

Öneriler
Çocuğunuzu konuşmaya teşvik etmek için baskı uygulamayın ve rüşvet vermeyin. Çocuğunuzun konuşmaktan korktuğunu ve bazen konuşmakta zorlandığını anladığınızı bilmesini sağlayın. Konuşmaya hazır hissettiklerinde küçük adımlar atabileceklerini söyleyin. Konuşmanın daha kolay olacağına dair güvence verin. Çocuğunuzu alenen konuştuğu için övmeyin. Çünkü bu utanmaya neden olur. Bu çocuklara ne özel bir ayrıcalık tanınıp fazla ilgi ve alaka gösterilmeli ne de diğer çocuklardan izole edilmelidirler. Karşılıklı diyaloglara zorlamayın. Eğer bir çocuk bir soruya cevap vermiyorsa, tekrar sormak veya soruyu başka bir şekilde sormakta yardımcı olmayacaktır. Suskunluğun nedenine yönelik, samimi, dostça sorulan sorularda cevapsız kalacaktır. Eğer çocuk konuşabilse bile, neden sustuğun söyleyemeyecek, bunu açıklayamayacaktır. Çocukla yalnız kaldığınız zaman, “suskunluk“ ve bununla ilgili soruların diyaloğunuzun bir parçası olmasına izin vermeyin. Bunun yerine ona komik hikayeler anlatın, okuyun ve herhangi bir oyun oynayın.