Günümüzde boşanma oranları hayli artış göstermekte. Çiftler arasındaki beklentiler, ihtiyaçlar, öncelikler ve hayat koşulları değişti. Tüm çabaların bazen evliliği yürütmekte yetersiz kaldığını fark ediyoruz. Boşanma ne sebeple olursa olsun, ne kadar planlı ve anlaşmalı olsa bile taraflar için yıpratıcı bir süreçtir. Çünkü her şeyden önce var olan düzenin ve alışkanlıkların değişmesi kişileri zorlar. Ülkemizde, TÜİK verilerini baz alırsak, boşanan çiftlerin sayısı 2020 yılında 136 bin 570 iken 2021 yılında 174 bin 85 oldu. Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı 2021 yılında binde 2,07 olarak gerçekleşti.
Boşanma nedenlerine örnek olarak da şiddetli geçimsizlik, eşlerden birinin suç işlemesi, aldatma, eşlerden birinin evi terk etmesi, akıl hastalığı, cana kast, vb. gibi durumları sayabiliriz.

Boşanma aşamasında çocuk
Aile çocuğun kişiliğinin biçimlendiği bir ortamdır. Çocuk fiziksel gereksinimleri başta olmak üzere sevme, sevilme, güven ve anlayış gibi temel gereksinimlerini aileden karşılar. Anne babanın çocukla ilişkisi kadar birbiriyle olan ilişkisi de çocuğu olumlu/olumsuz yönde etkiler. Çocuk annesini ve babasını birlikte görmek ister ve anne- baba birlikte olduğunda mutlu olur. Bundan dolayı “boşanma” çocuk için her zaman bir stres faktörüdür. Bir yandan da, unutulmaması gereken bir nokta vardır. Çocuğun sağlıklı gelişimi için önemli olan anne babanın aynı evde oturmalarından çok kurduğu ilişki biçimidir. Eğer bu ilişki biçimi bağlarını sevgi ve saygıdan koparmışsa, devam eden evlilik, çocuk için boşanmadan daha zarar verici olur. Bu süreç içinde çocuk beş aşamadan geçer: boşanmayı inkar, bu durumu yaratan ortama kızma, ebeveynleri bir araya getirme çabası, depresyon ve son olarak çaresiz bir şekilde boşanmayı kabullenmedir.

Çocukların gösterdiği duygusal tepkiler
Çocukların çoğu anne babasının ayrılığından dolayı korku ve endişe yaşar. Korkunun temelinde yalnız kalma ve terk edilme düşünceleri vardır. Daha öncesinde terk edilme tehdidi ile korkutulan çocuklar bu duyguyu daha fazla yaşarlar. Çocuk anne yada babanın evden her ayrılışını bir daha geri dönmeyecekmiş gibi algılar. Çocukların ayrılığa ve boşanmaya verdikleri en yaygın ve derin duygusal tepki üzülmektir. Çocuk sevdiği birinden ayrılmak zorunda kalır. Çocukta anne ya da babasının aynı evi paylaşmayacak olmanın verdiği bir üzüntü vardır.
Çocuğun ayrılığa vereceği tepkilerin bir diğeri de öfke ve kızgınlıktır. Bu öfke ayrılığın kendisine, ebeveyne karşıdır. Çocuk öfkesini her ortamda dışa vurur. Öfke çocuğun yeni hayata uyum sürecinde yaşanması gerekli bir duygudur. Çocuklar, boşanmalarda sanki anne yada babanın kendilerinden de boşandıklarını sanabilirler. Eşlerden birinin yaşadığı terk edilme ve reddedilme duygusunu aynen çocuk da yaşar.
Suçluluk duygusu
Çocukların anne babanın ayrılma kararlarında rolü oldukça azdır. Çocuk suçluluk duygusunu doğrudan ifade edemez. Ancak her hatayı kendi üzerine alması ve kabullenmesi yaşadığı suçluluğun en iyi göstergesidir. Anne babanın boşanması artık eski hayatın geri gelmeyeceği anlamındadır. Yeni ev ve okul ortamı içine girecektir. Bütün bu değişikliklerle birlikte anne ya da babanın ilgisindeki azalma çocukta yalnızlık duygusu oluşumunu arttıracaktır. Çocukların çoğu anne babanın boşanmasına karşı, kazandığı yetileri kaybediyormuşçasına gelişim düzeyi ve yaşının altında davranış kalıpları içine girerek tepki gösterir.

Boşanma aşamasında çocuğun yaşayabileceği sorunlar
Boşanma sonrası çocuklarda uyumak istememe, uykuya dalma güçlüğü, gece korkuları, sık sık uykudan uyanma ve kabus görme gibi uyku sorunları gözlenir. Uykuya dalarken duyulan bulantı çocuğun uyumasına engel olur ve çocuk uyumak istemez. Anne yada babasının yanında yatmasını ister.
Bazı çocuklar stres altına girdikleri zaman mide, baş ve göğüs ağrıları ve kramplar gibi fiziksel sorunlar yaşayarak tepki verirler. Çocuklar bu tür tepkileri, duygularını rahatça ifade etme olanağı bulamadıkları zamanlarda verirler. Genellikle de dikkat çekmek için bunu yaparlar.
Ayrılığı yaşayan çocuklarda tepkisel anlamda yemeğe karşı isteksizlik görülebilir. Ancak bu dönemde kız çocuklarda daha sık olmak üzere her türlü yeme sorunu ile karşılaşılabilir. Yeme ile ilgili alışkanlıklarda değişme çocukta duygusal sorunun ilk işareti olabilir.
Unutmayın ki boşanmak ebeveynler arasında gerçekleşen hukuki süreçten ibaret değildir. Her çocuk bu süreci ebeveynlerden çok daha karmaşık bir psikoloji ile karşılar.