Atina Okulu Freski'nin sanatkarı Raphael Sanzio, 20'li yaşlarının ortalarında zaten bir yıldızdı. İtalyan Rönesansının genç ustası, 1508 senesinde Papa II. Julius tarafından günlerinin geri kalanını geçireceği Roma'da yaşamaya davet edilir. Papa, Sanzio'ya bir komisyonu yürütmesini teklif eder. Sanzio, 1509 senesinde Papalık Sarayı'ndaki dört odadan ilkini dekore etmeye başlar. Bu Raphael Odaları ve Michelangelo'nun Sistine Şapeli, Yüksek Rönesans fresk tekniğinin en büyük örnekleridir. Özellikle Atina Okulu freski, İtalyan Rönesansının ayırt edici özelliği olan; sanat, felsefe ve bilimin birlikteliğini sembolize eder.
Atina Okulu, Platon'un Akademisi'nin aksine gerçek bir okul değildir. Ancak Sanzio'nun hayal gücünün kusursuz bir ürünüdür. Atina Okulu freski, klasik antik çağın en büyük bilim adamlarını, matematikçilerini ve filozoflarını tasvir eder. Üstelik bu kişiler farklı zamanlarda yaşamış olsalar da, bu resimde hepsi bir aradadır. Resim, bilgiye giden bir yol olarak felsefeye adanmıştır.
Fresk'in yapımı
O zamanlar papa tarafından verilen bir komisyon, herhangi bir sanatçının kariyerinin zirvesiydi. Bu yüzden, Raphael için zaten gelişmekte olan kariyerinin onaylanması anlamına geliyordu. Raphael, Michelangelo'dan Sistine Tavanını boyamasını isteyen Papa II. Julius'un, ondan Vatikan Sarayı'nın ikinci katındaki daireleri dekore etmesini istediğini öğrendiğinde Floransa'daydı. Genç Raphael, komisyonun gerektireceği kadar karmaşık fresk çalışmaları yapmadığı için bu gerçekten cesur bir seçimdi. Çünkü Sanzio daha çok birkaç sunak resmine ek olarak, esasen küçük portreleri ve ahşap üzerine dini resimleriyle tanınıyordu. İlk olarak Raphael, tüm freskleri için kapsamlı bir hazırlık çizimleri kataloğu oluşturdu. Sonrasında hepsini hayata geçirip, büyük bir şaheser ortaya çıkardı.
Michelangelo ile aynı zamanda çalışması, Raphael'in rekabetçi doğasını teşvik ederek onu itmesine ve ilham vermesine yardımcı oldu. Atina Okulu, Stanza della Segnatura'daki dört duvar freskinden biridir. Her duvar, Rönesans dönemindeki dört bilgi dalından birini temsil eder: teoloji, edebiyat, adalet ve felsefe. Oda, Julius'un kütüphanesi olarak tasarlandı. Bu nedenle Raphael'in genel konsepti, papanın çalışma odasında olabileceklerin içeriğini dengeler. 15. yüzyılda, özel kütüphaneleri büyük düşünürlerin portreleriyle dekore etme geleneği yaygındı. Raphael, dört dalı yansıtan devasa kompozisyonlarla bu fikri yepyeni bir düzeye taşıdı. Atina Okulu, Raphael'in teolojiyi temsil eden Disputa ve edebiyatı temsil eden Parnassus'dan sonra tamamladığı üçüncü tabloydu. Disputa'ya bakacak şekilde konumlandırılmıştır ve felsefeyi sembolize ederek dini ve laik inançlar arasında bir karşıtlık kurar.
Raphael tarafından boyanmış, muazzam bir mimari illüzyonda yer alan Atina Okulu, entelektüel bir kavramı görsel olarak temsil eden bir başyapıttır. O zaman hep birlikte konsepti ayırıp, ünlü freskte kimler olduğunu görmek için grup grup bir göz atalım. Ancak şunu belirtmeliyim ki; Raphael, tüm karakterlerini kimliklerini ele verecek niteliklerle donatmadığı için hepsinin kim olduğu hakkında net bir şeyler söylemek zor.
Atina Okulu Freski'ndeki figürler kimlerdir?

Platon ve Aristo
Platon ve Aristo eserdeki iki ana figürdür. Bu yüzden doğrudan kemerin altına yerleştirilmişlerdir. Aynı zamanda bu hamle, izleyicinin gözünü resmin en önemli kısmına çekmek için yapılan bir kompozisyon hilesidir. Burada farklı felsefe okullarını etkin bir şekilde temsil eden iki adam görüyoruz. Yaşlı Platon solda duruyor, parmağıyla gökyüzünü işaret ediyor. Yanında öğrencisi Aristoteles var. Aristoteles, sağ kolunu doğrudan izleyiciye doğru uzatıyor. Her ikisi de sol ellerinde kitaplarını tutuyorlar. Bu kitaplar, Platon'un Timaios ve Aristo'nun Etik eserleridir. Platon'un gökyüzüne yönelik hareketi onun Formlar Teorisini gösterir. Bu felsefe, gerçek dünyanın fiziksel değil, soyut kavramlarla dolu manevi bir fikirler alanı olduğunu iddia eder.
Platon'un tersine, Aristoteles'in eli, bilginin deneyimden geldiği inancının görsel bir temsilidir. Aristoteles elini aşağıda tutar çünkü onun felsefesinde tek gerçeklik, görebildiğimiz ve dokunarak deneyimleyebildiğimiz gerçekliktir. Yani tam olarak Platon tarafından reddedilen gerçeklik. Aristoteles'in elindeki kitap Etik; insan dünyasının ilişkilerini, adaletini, yönetimini ve onu incelemenin gereğini vurgular. Bilindiği gibi ampirizm, insanların fikirlerini desteklemek için somut kanıtlara sahip olması gerektiğini ve fiziksel dünyaya çok fazla dayandığını teorileştirir. Kısacası Atina Okulu resminin merkezine yerleştirilen felsefelerdeki bu bölünmeler, freskin ana temasıdır.

Sokrates, Pisagor ve Öklid
Platon'un solundaki Sokrates, belirgin özellikleri sayesinde tanınır. Raphael, filozofun eski bir portre büstünü rehber olarak kullanmıştır. Ayrıca Giorgio Vasari'nin, Sanatçıların Hayat hikayeleri kitabında belirttiği gibi el hareketiyle de tanınır. Sokrates'i çevreleyen kalabalık arasında, Alkibiades ve diğer öğrencileri vardır.
Dünyanın, -gezegenlerin ve yıldızların hareketi dahil- matematiksel yasalara göre çalıştığına inanan Pisagor ön planda, bir kitap ve bir hokka ile oturuyor. Üstelik onun etrafı da yine öğrencileriyle çevrili. Pisagor'u, matematiksel ve bilimsel keşifleriyle tanırız. Aynı zamanda metapsikoza olan inancıyla da bilinen biridir. Bu felsefe, her ruhun ölümsüz olduğunu ve ölüm üzerine yeni bir fiziksel bedene geçtiğini belirtir. Özellikle bu açıdan bakıldığında, freskte Platon'un tarafına yerleştirilmesi fazlasıyla mantıklı.
Öklid, bir şeyi göstermek için eğilmiştir. Genç öğrencileri, onlara öğrettiği dersleri hevesle kavramaya çalışırlar. Yunan matematikçi Öklid, geometrinin babasıdır. Onun kesin cevapları olan somut teoremlere yönelimli sevgisi, neden Aristoteles'in tarafının temsilinde olduğunu gösterir.

Ptolemy, Zerdüşt, Diyojen, Heraklitos ve Raphael
Büyük matematikçi ve astronom Ptolemy, diğer adıyla Batlamyus, arkası izleyiciye dönük olarak Öklid'in hemen yanındadır. Sarı bir cübbe giymiş, elinde karasal bir küre tutmaktadır. Ptolemy, gezegenlerin hareketlerini matematiksel olarak açıklamaya çalıştı. Ancak bazıları geriye doğru hareket ediyor gibi göründüğü için bu gerçekten kolay değildi! Kopernik ve Kepler 16. yüzyılın sonlarında dünyanın evrenin merkezinde olmadığını ve gezegenlerin yörüngelerde elips şeklinde hareket ettiğini anlayana kadar, Ptolemy'nin hepsinin dünya etrafında nasıl hareket ettiklerine dair teorisi otorite olarak kaldı.
Ptolemy'nin önünde duran ve elinde gök küresi olan sakallı adam ise astronom Zaroaster -Zerdüşt-. İlginç bir şekilde, Zerdüşt'ün yanında duran ve bize doğru bakan genç adam, Raphael'in kendisinden başkası değil. Bu tür bir oto portreyi esere dahil etmek, o zamanlar duyulmamış bir şey değil. Ancak sanatçının kendi benzerliğini bu kadar entelektüel karmaşıklığa sahip bir esere dahil etmesi kesinlikle cesur bir hareket.
Atina Okulu Freski'nin basamaklarına yayılan yaşlı beyefendinin Diyojen olduğu evrensel olarak kabul edilir. Kinik felsefenin kurucusu olan Diyojen, basit bir hayat yaşayan ve kültürel gelenekleri eleştiren, zamanında tartışmalı bir figürdü.
Heraklitos kompozisyondaki en çarpıcı figürlerden biri. Klasik bir düşünür pozisyonunda, eli başının üzerinde, ön planda oturan düşünceli bir adamdır. Filozoflar alanında, bilgeliğin kendi kendini yetiştirmiş bir öncüsü olan Heraklitos'tur. Heraklitos, melankolik bir karakterdi. Bu yüzden başkalarının arkadaşlığından hoşlanmazdı. Bu da onu freskteki birkaç izole karakterden biri yaptı.
.jpg)
Apollon ve Minerva heykelleri
Raphael'in eserini tamamlayan iki büyük heykel, okulun arka tarafındaki nişlerde oturuyor. Platon'un sağında Apollon'u, Aristoteles'in solunda ise Minerva'yı görüyoruz. Bilgelik ve adalet tanrıçası Minerva, freskin ahlak felsefesi tarafının temsilcisidir. Üstelik ilginç bir şekilde konumlandırması onu Raphael'in doğrudan solunda olan hukuk hakkındaki freskine de yakınlaştırıyor. Lirinden tanınan Apollon, doğa felsefesi yönünü temsil eder. Işık, müzik, hakikat ve şifa tanrısı olarak konumu onu Raphael'in edebiyat ve şiiri temsil eden Parnassus freskinin yanına koyar.
1520 senesinde 37 yaşında yaşamını yitiren Raphael'in hayatı kısa olmasına rağmen, etkisi yüzyıllar boyunca devam etti. Üstelik bugün bile sanatçıları etkileyen çalışmalarıyla hala İtalyan Rönesansının en büyük ustalarından biri olarak kabul ediliyor.