Her mevsim gezmenin tadını ayrı çıkaranlardanım. Ama ilkbahar benim için bambaşka. Mayıs enerjidir. Sadece araba kullanmak için bile yola çıkabilirim. Bir soğuk kahve alıp yeşeren ağaçların arasında kilometrelerce gidebilirim. Yalnızsam gözüme kestirdiğim bir yerde durup kuş seslerini dinlerim. Yol üstü semaver çaycılarıyla muhabbet ederek çay içerim. Sakin bir yere sandalye açıp kitap okurum. Güneşi hissederim. Bir de su kenarı bulmuşsam daha ne isterim? Ankara’da yaşayanlar için Bolu vazgeçilmezdir. Üstelik her mevsim öyledir. Dediğim gibi ilkbaharda ise bambaşka. Bu hafta hem yalnız gidip kafa dinleyebileceğiniz hem de çoluk çocuk gidip eğlenebileceğiniz bir rota anlatmak istiyorum size: Anakamp, Abant Gölü ve Yeşil Ev Masal Evleri.
Anakamp
Anakamp, Bolu’nun Mudurnu ilçesinde, Gürçam ormanlarının içinde kocaman bir işletme. Ankara’dan yola çıkıyorsanız Anadolu Otoyolu’ndan da Beypazarı tarafından da gidebilirsiniz. Her iki yol da oldukça yeşil ve güzel. Her iki yolun da Anakamp’a yakın kısmı köylerin içinden geçiyor. İşte o kısım bile ayrı keyif veriyor. Yaklaşık iki yüz elli km olan yolu da iki buçuk saatte bitirebiliyorsunuz.

Giriş kapısının ardında kocaman bir dünya Anakamp. Kapıyı açtırmak için arayacağınız numara -Sinem Hanım- size her konuda yardımcı olacak kişi aynı zamanda. Lobide güler yüzlü ve enerjik bir yüz karşılıyor sizi. O da her noktada sizinle ilgileniyor. Yemekte, yürüyüşte, kamp ateşinin başında, göl kenarında… Nereye baksanız görebilirsiniz. Nereye baksanız görebileceğiniz ve her konuda yardım isteyebileceğiniz bir kişi daha var. Botta kürek çeken, bakkalda dondurma veren, gece orman yürüyüşlerine öncülük eden Burak Bey.
Tesiste dağ evi konseptli otel odalarının haricinde sekiz kişiden yirmi kişiye kadar kalınabilecek ev ve villalar da bulunuyor. Suyun her hali ortamı yumuşatır ya, bahçedeki yapay göl de keyifli bir hava katmış işletmeye. Göldeki balıkları beslemek serbest. Burak Bey eşliğinde botla gezmek de. Anakamp’ta uzun doğa yürüyüşlerine çıkabilir, istediğiniz kadar bisiklet sürebilir, ata binebilirsiniz. Akşam kamp ateşinin başında eğlenmenin de, karanlıkta göl kenarındaki salıncakta sallanmanın da keyfi başka. Göl kenarında her zaman taze çay ve kahve bulabilirsiniz. Yemekleriyse az, öz ve lezzetli. Bu mevsimde gündüzler sıcak, akşamlar serin. Hem yazlık hem kışlık hem de yağmurluk götürmeyi unutmayın. Gündüz kuş, geceyse kurbağa sesi meditasyonuna eşlik edecek kitaplarınızı da yanınıza mutlaka alın.
Abant Gölü Tabiat Parkı
Anakamp’tan güzel bir kahvaltı yapıp yola çıkarsanız yarım saat içinde sağ tarafınızda muhteşem Abant Gölü manzarasıyla karşı karşıya kalırsınız. Yeşilin her tonuna sahip bu manzara size çılgın ressam Bob Ross’un resimlerini hatırlatabilir. Kapıdan girdikten sonra tek yön olarak ilerleyen yol, size göl çevresinde tam bir tur attırır. İster kendi kamp sandalyelerinizi ve yiyeceklerinizi götürebilir; isterseniz de göl çevresinde bulunan işletmelerde vakit geçirebilirsiniz. Ormanın içine doğru tırmanmak çok keyifli, deneyin derim. Yükseldikçe değişik türde mantarlar ve çiçekler görebilir, gökyüzünü kapatan ağaçların altında uzanabilirsiniz. Davetsiz kurbağalara dikkat!

Yeşil Ev Masal Evleri
Abant Gölü Tabiat Parkı’ndan çıkarken yöresel ve organik gıdalardan alabilirsiniz. Sonrasında Ankara yönüne devam ederseniz yaklaşık on beş dakika sonra solunuzda Yeşil Ev isimli masal dünyasını görürsünüz. Her detayı ince ince düşünülmüş bu masal evlerinde konaklamak da bir seçenek. Kahvaltısı da oldukça meşhur. Şarap evinden şömine başına, alabalık havuzundan kümesine kadar her köşesi ayrı keyifli. Daha önce buraya yalnız başıma kitap okumaya gelmiştim ama misafir profili genellikle çocuklu. Bu nedenle gündüz kafa dinlemek zor. Ama akşamında rakı-balık oldukça keyifli olabilir. Neden bir kargala toplantısı yapmayalım değil mi?

Son olarak Ankara’ya dönerken de Ankara’dan otoban kullanarak bir yere giderken de uğramadan geçmediğim bir yer var: Dörtdivan Shell. Oraya yetişeceğim, yakıt alırken kahve içeceğim diye benzin bitirip yolda kalmışlığım var (!) Tesadüfen yoldan geçen bir yol yardım arabasıyla yaşadığım Çamlıdere macerası ayrı bir günün konusu olsun. Yeniçağlı Süreyya Ağabey, sen benim kahramanımsın. Bence her insan bir gün benzinini bitirip otobanda kalmalı. Kolay kolay bu adrenalini bulamazsınız. Ama o sırada yanınızda her durumda eğlenmesini bilen insanlar olsun. Zaten yolculuğun tadı da her durumda eğlenmesini bilen insanlarla çıkmıyor mu? Bana bir yol arkadaşı verin az konuşsun, yüksek sesle müzik dinlesin, kahvelerime eşlik etsin ve tuvalet molalarıma asla ses etmesin. Dünya turuna çıkarım.
Çantamda hangi kitap var?
Bu seyahatte bana kitaplarıyla eşlik eden arkadaşım ve kargala yazarımız Onur Ömer Düzgün’e özellikle teşekkür ediyorum. Kitapları Mistik Konağın Koruyucuları ve Mistik Konağın Koruyucuları Karanlık Yükseliyor önümüzdeki haftanın heyecanı olacak benim için. Oğlumla birlikte onu okumak çok keyifliydi. Eminim yazmak da en az okumak kadar keyifli olacak.