Siz de ameliyattan ve anesteziden korkanlardan mısınız? "Ya ameliyatta uyanırsam!" endişesi yaşıyor musunuz? Peki sizce ameliyatta uyanmak mümkün müdür? Bu soruların cevaplarını yazımızda bulurken aynı zamanda çok şaşıracaksınız!
Anestezi, cerrahi işlemler sırasında hastanın acı duyusunu yok etmek ve hekime uygun çalışma ortamı sağlamak için kullanılan yöntemdir. Anestezi tarihi, yıllar öncesine dayanıyor. Ancak günümüzde kullanılan modern anestezi teknikleri, eski anestezi tekniklerinden çok farklı ve daha profesyonel. Zira hekimlere göre günümüzde ameliyat esnasında ölme ihtimali yolda yürürken ölme ihtimalinden daha düşük.
Anestezinin birçok çeşidi var. Bunlar genel anestezi, spinal anestezi, epidural anestezi, sinir bloğu anestezisi ve lokal anesteziden oluşur. Ameliyatın riski veya yapılacağı bölge gibi etkenlerden dolayı anestezi çeşidi değişebilir. Örneğin diş hekimleri daha çok lokal anestezi ile ağız ve çeneyi uyuşturur. Genel anestezi ise özellikle büyük operasyonlarda adeta ilaç kokteyli ile tüm vücudun uyuşmasıdır. İşte bizim de asıl meselemiz genel anestezi almasına rağmen operasyon ortasında uyanan hastalar!
Her şeyi yaşayıp tepki verememek
Ameliyata girmeden, daha hazırlıklar başladığında kaygı baş gösterir. Kaygıyı azaltma yöntemlerinden biri de preanestezi denilen ameliyat öncesi safhada hastaya sakinleştirici ilaç vermektir. Bu iş için kullanılan ilaçlar ise daha önce bahsettiğim benzodiazepin türevleridir.
Ameliyathane kısmına geçince hastanın etrafına hemşiresinden anestezi uzmanına kadar birçok kişi toplanır. Kas gevşetici, ağrı kesici ve uyuşturucu gibi ilaçlardan oluşan anestezi kokteyli hazırlanır. Tüm bunlar olurken hastanın kafasından türlü türlü sorular geçer. "Ya uyanamazsam? Hatta ya ameliyat esnasında uyanırsam?" Sahiden, hasta ameliyat esnasında uyanırsa neler olur?
Hazırlanan anestezi kokteyli hastanın kanında dolaşmaya başlayınca 10'dan geriye doğru sayması söylenir. Fakat kimse sayarken sıfırı göremez, birkaç saniye içinde derin bir uykuya dalar. Bu sırada bazen saatler bazen de dakikalar süren operasyonlar gerçekleşir ve hastanın ruhu bile duymaz. Uyandığında operasyon bitmiş olur ve ona her şey saniyeler içinde olmuş gibi gelir. İşte bu normal senaryo. Bu senaryonun gerçekleşmeme ihtimali binde 1.6! Peki bu ihtimalde neler oluyor?

Tam da normal senaryonun uyuduktan birkaç dakika sonrasında işler değişiyor. Bir senaryoda hasta aniden testere sesine uyanıyor. Göğüs kafesinin açıldığını hissediyor. Tüm yapılan işlemleri, kesilen deriyi, kırılan kemikleri duyuyor. Acıyı hissettiğini söyleyen hastalar da var ancak bu konu hala muallakta. Bazı hastalar acıyı hissettiğini kesin olarak iddia ediyor. Ancak doktorların çoğu bunun mümkün olmadığını ve psikolojik bir durum olduğunu söylüyor. Son yapılan araştırmalar anestezi farkındalığı yaşayan insanların 3'te1'inin acıyı da hissettiğini açıklıyor.
Bağırmak istiyor ancak bağırmayı bırakın gözlerini bile açamıyor. Hatta gözünden yaş bile gelmiyor. Dışarıdan her şey gayet normal ve hasta gayet sağlıklı gözüküyor. Doktorlar işlerini yapmaya devam ediyorlar. Penslerle sıkıştırılmış damaları bile hisseden hasta, yanan damarların kokusunu dahi alıyor. Dünya çapında bu korkunç hikayeyi yılda 25 bin kişi yaşıyor.
Yaşanmış hikayeler
1998 yılında yaşanan bu olay, psikolojik olarak gözünüzün ağrımasına neden olacak! Amerika ‘nın Virginia eyaletinde Carol Wehier göz ameliyatı oluyor. Ameliyat esnasında açık olan gözleri sayesinde her şeyi duymakla kalmıyor aynı zamanda görüyor da! Ama ne göz kapağını ne de göz bebeğini hareket ettiremiyor. Verilen anestezideki uyuşturucu etkisini kaybederken kas gevşetici etkisini sürdürdüğü için hiçbir işaret veremiyor. Saatlerce süren bu ameliyatta dualarla karışık isyan ettiğini söyleyen Wehier, hayatının travmasını yaşadığını belirtiyor.
Bu olaydan sonra uzun süre kendine gelemeyen hatta uyuyamayan Wehier, uzun süre tedavi görüypr. Tedaviden sonra ise bu olayın mağduru hastalarla kaynaşmak için Anestezi Farkındalığı Derneğini kuruyor. Bu olaya maruz kalan insanlar dernekte bir araya gelerek birbirlerine deneyimlerini anlatıyor.
Bu dernekte olan Diana Todd isimli kadın ise anlattığına göre rahmi alınırken masada uyanıyor. Bilinci açık olan Todd'un kasları paralize olmuş durda kalıyor. “Beşinci neşter kesiğinden sonrasını saymadım” diyor. Şuan yaşadığı travma için hala psikolojik tedavi görüyor. Her hasta gibi Todd'un da yaşadığı anları bizzat anlattığı cümleler tüyler ürpertiyor.
“Uyanıktım, korkuyordum ve her şeyi hissediyordum. İçimi kazıyorlardı ve ben her saniyesinde uyanıktım. Ölmek istedim, o an lütfen Beni al! Beni al! diye Tanrıya yalvardım”
Anestezi Farkındalığı Mağduru, Diana Todd
Bir diğer yaşanmış hikaye ise Müzisyen Pam Reynolds'a ait. 1991 yılında 35 yaşındayken geçirdiği beyin ameliyatında genel anestezi altındayken kafatasını delen matkap sesiyle uyanıyor. Etrafındaki her şeyi duyan ama acı hissetmeyen kadına doktorlar ameliyat sonrasında inanmıyor. Ancak kadın ameliyat esnasında doktorların operasyon gidişatı hakkında söylediği cümleleri hatta hangi işlemde hangi müziğin çaldığını söylüyor. Böylece doktorlar büyük bir şaşkınlıkla ona inanıyor.
Bu hikayelerin ülkemizde de birçok örneği olmakla beraber maalesef ki intiharla sonuçlanan olaylar da var. Anestezi farkındalığının çoğu nedeni doktor hatası veya yanlış dozda anestezi verilmesinden kaynaklanıyor. Örneğin alkol veya madde bağımlısı kişilerin uyuması gereken anestezi eşiği normal insanlara göre çok daha yüksek. Bunun gibi birçok etkeni göz önünde bulundurmalı. Hastalara uykun dozda ilaç verilmesini sağlayacak modern anestezi cihazları kullanılması doğru olacaktır. Ayrıca operasyon boyunca hastanın beyin fonksiyonları modern monitörler ile izlenmelidir.