Ah Amelie; hayalperest kız!.. O hınzır gülümsemen hala gözümün önünde. Bu güzel, tuhaf Jean-Pierre Jeunet filmi insanı minik tatlı duygularla dolduruyor. Paris'e gitme isteğini tetikliyor. Zaman zaman açıp izlediğim ve bende hep aynı duyguları tetikleyen Amelie filmini izlemediyseniz acilen izlemenizi öneriyorum. Paris'e henüz aşık değilseniz bu filmden sonra olacaksınız. Peki büyülü Paris sokaklarını Amelie’nin gözüyle gezmeye ne dersiniz?

“Kemiklerin camdan değil ama hayat seni de kırabilir.”
Filmde etrafına iyilik yapma delisi olan Amelie bir gün duvarın içinde küçük, metal bir anı kutusu bulur ve sahibini aramaya karar verir. Bulur da!.. Çünkü Amelie, mucizelere inanan, hayatını oyun tadında yaşayan bir hayalperest. Hadi Yann Tiersen müzikleri eşliğinde, Amelie'nin adımlarını takip edelim
Notre Dame Katedrali
Filmde, Amelie annesiyle bu katedrali, erkek kardeş istemek için her yıl ziyaret edip mum yakıyor. Fakat üzücü bir şekilde annesi de bu katedralin önünde elim bir kaza sonucu ölüyor.
Seine nehrinin kıyısında, gotik mimarinin ilk örneklerinden biri olan bu etkileyici katedrali muhakkak ziyaret etmelisiniz. Maalesef 2019 yılında çıkan yangın nedeniyle büyük bir hasar alan katedral, şu sıralar tadilatta olduğu için kapalı. Ama 3 yıl sonra açılması planlanıyormuş.

Lepic Caddesi – 19. Bölge
Amelie’nin her gün geçtiği bu caddede ayrıca Café des Deux Moulins de bulunuyor. Amelie bu cafede garsonluk yapıyor. Bir gün, görme engelli bir adamın karşıdan karşıya geçmesine yardım edip ve ona sokaktaki bütün ayrıntıları anlattığı sahne işte bu caddede.
Cafe des Deux Moulins
Amelie’nin çalıştığı tatlı, minnoş kafe! Eğer Amelie’nin izinden gitmeye gönlünüz var ama vaktiniz yoksa ve tek mekan tercih etmeniz gerekiyorsa mutlaka buraya gelin. Çünkü burası aynı zamanda Amelie’nin sevgilisi Nino ile ilk randevusunu ayarladığı yer... Ayrıca filmde nasılsa -birkaç ufak değişiklik hariç- hala aynı şekilde korunuyor ve sizi filmin içine ışınlıyor. Burda soluklanıp Amelie’nin meşhur creme brule tatlısından yemeye ne dersiniz? Lütfen yemeden önce Amelie gibi önce tatlının üstünü kaşıkla kırın!

"Hayat asla sergilenemeyecek bir oyunun sonsuz tekrarından ibarettir."
Canal Saint-Martin
Amelie’nin taş sektirmek için, geceleri gezmek için geldiği kanal... Siz de bu tarihi kanala gelip, Amelie gibi taş sektirebilir, kahvenizi yudumlayıp günün yorgunluğunu atabilirsiniz.

12 numaralı hattaki metro istasyonu Lamarck-Caulaincourt
Amelie'nin yaşadığı yerdeki istasyon... Filmdeki sahneler bu istasyonun etrafında geçiyor.
Gare du Nord
Amelie'nin babasını görmek için bazı haftasonları trene bindiği gar burası. Bu gardan Fransa'nın kuzeyindeki ülkelere açılabilirsiniz.

Maison Collignon bakkalı– 18. bölge
Amelie’nin evinin birkaç metre ilerisinde, alışveriş yapmak ve mahalle dedikodularını dinlemek için durduğu manav. Manav hala sokağın aynı köşesinde duruyor. Filmden önce ismi "Chez Ali" imiş ama artık filmdeki ismini kullanıyor.

”Oysa ki siz -bayım- bir sebze bile olamazsınız. Çünkü enginarın bile bir kalbi vardır.”
Foire du trône lunaparkı - 12. Bölge
Amelie'nin, Nino'yu türlü oyunlarla getirdiği lunapark da burası işte. Foire du trone, aynı zamanda Avrupa'nın en büyük lunaparkı.

Studio 28
Amelie’nin Cuma günleri yabancı film izlemek için gittiği sinema salonu... Amelie, -sinema izlemekten ziyade- sinema salonunda film izleyen insanların yüzlerini izlemeyi seviyor. Bir de filmdeki ayrıntıları keşfetmekten keyif alıyor.
Montmartre ve Sacré-Coeur
Amelie'nin Nino'yu telefon kulubesinden arayıp okları takip etmesini söylediği tepe... Oklar Nino'yu Sacre Coeur Bazlikası'nın merdivenlerinden tırmandırıp lunaparka doğru götürdü. Burası kendinizi eski Paris'te hissetmek için harika bir konum. Muhteşem bir Paris manzarasına sahip.

Amelie'nin adımlarını takip ettiğimiz bu Paris gezimizde Eyfel kulesi yok! Ama siz Paris'e kadar gitmişken Eyfel Kulesi'ni es geçmeyeceksiniz; eminim. Peki bu muhteşem kulenin hikayesini biliyor musunuz? Bilmiyorsanız; buyurun bu yazıma!