Öznur Biçer

Değişik bir kitap kurdunun günlüğü.

Amastris (Amartis) Antik Kenti günümüzde Karadeniz (antik dönemde Pontus Euxenius) bölgesindeki Bartın ilimizin Amasra ilçesinde bulunan bir antik kenttir. M.Ö 12.yüzyılda Fenikelilerin (daha sonra Miletoslular, Kimerler, Lidyalılar, Makedonyalılar da burada yaşamıştır) yerleştiği Amasra M.Ö 7.yüzyılda Sesamos adında bir koloni kentidir. Sesamos adı ilk olarak Homeros’un İlyada eserinde geçmektedir: “Kromna’dan, Parthenios Irmağının suladığı topraklardan, Sesamos ve Kydoros’tan gelen vahşi katırları pek meşhur olan Enetler’in ve Paphlagonialılar’ın başında korkusuz yürekli Pylaimenes…” Ancak şehrin asıl kurucusu Prenses Amastris'tir ve daha sonra prensesin ismiyle anılmaya başlanmıştır.

Amasra’da görülebilecek pek çok tarihi ve doğal güzellik mevcuttur; Amasra Bedesteni, İlkçağ Opus Revincium Rıhtımlar ve Dalgakıranlar, Bizans Dönemine ait Yıkık Kilise, Amasra Kalesi, Amasra’da Osmanlı hamamı kalıntıları, Amasra’da Bizans dönemine ait Kemere Köprü, Yeraltı Galerileri, Amasra Büyüktepe (İnziva) Mağarası, dünyada tek olan Roma dönemine ait Kuşkayası Anıtı, Oyma Mağaralar bunlara örnektir.


Antik kentte ne yazık ki sadece gymnasion, bedesten ve tiyatro kalıntılarını görebiliyoruz. Geçtiğimiz günlerde de gymnasion’da (Antik Yunanistan'da halka açık yarışmalara katılan atletlerin beden eğitimi için düzenlenmiş, çevresinde revaklı avlular bulunan büyük bina) yürütülen kazı çalışmalarının sonucunda yeni bir kalıntı ortaya çıktı. 1800 yıllık olduğu düşünülen nymphe (su perisi) yüzeyin 3 metre altında bulundu. Tarihi esere onarım ve bakım çalışmaları yapıldıktan sonra Amasra Müzesi’nde sergileneceği söylendi.

Ahameniş İmparatorluğu

Hadi gelin biraz kentin tarihine bakalım. Önce Ahameniş İmparatorluğu dediğimiz ama daha bilinen adıyla Pers İmparatorluğundan söz edelim. Pers ismi tarihte ilk kez M.Ö. 9.yüzyıla tarihlenen Asur kaynaklarında geçmektedir. Pers İmparatorluğu tarihsel süreçteki devletin tamamını tanımlamak için kullanılır oysa Ahameniş’ler aslında Pers İmparatorluğunu kuran bir hanedandır. İmparatorluğa ismini veren Ahameniş (Akamened) Kyros’un babası Teispes’in dedesidir. M.Ö. 2 binlerde Hazar Denizi’nin doğu yakasındaki Urmiye Gölü çevresine yerleşim yerleştikleri düşünülmektedir. 

Önceleri kan bağına dayalı bir topluluk iken daha sonra fethettikleri yerleri de kendilerine bağlamış ve imparatorluk olarak yollarına devam etmişlerdir. Yüzlerce yıl Elamlar’a (Elam İran'ın güneybatısında antik bir medeniyet) bağlı olarak yaşamışlar ancak daha sonra Teispes’in başa geçmesiyle soylu bir hanedanlığının temeli atılmıştır. M.Ö. 639 Asurluların Elamları yıkması sonucu Asur egemenliğine girmişlerdir. Bir süre sonra Med ve Babillilerle birlikte hareket etmiş ve Asurluları tarihten silmişler ve bu sefer de Medlerin hakimiyeti altında toplanmışlardır.

Ancak bir süre sonra Med kralı Astyages izlediği politikalar sonucunda halkın tepkisini toplamaya başlar, kralı devirmek isteyenler ortaya çıkar, bunların içerisinde Med generali Harpagos da vardır. Harpagos, Kyros’a bir mektup yazarak kendisinin ve Medlerin içerisindeki bazı güçlü adamların Kyros’u destekleyeceğini söyler. Zaten kısa bir süre sonra Medler ve Ahamenişler birbirlerine düşman olurlar ve M.Ö. 553’te Med kralı Astyages kalabalık bir ordu ile Pers lideri Kyros’a karşı bir sefere çıkar, 3 yıl süren savaşta Medler tarafından yakalanan Astyages’in Kyros’a esir verilmesiyle birlikte Kyros bağımsızlığını ilan eder ve ilk Pers devleti olan Ahameniş İmparatorluğu’nun temellerini atar.

Kyros, Medleri mağlup ettikten sonra batıyı fethetme isteğiyle dolup taşar, yarım yüzyıldan kısa bir süre içerisinde de neredeyse bütün Orta Doğu’yu alarak imparatorluğuna katar. İran platosunda kurduğu devleti günümüzdeki Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin sınırlarını kontrol altında tutan Babil’i de içine alan büyük bir imparatorluk kurar. Ne yazık ki Ceyhun nehrinin kuzeyine doğru ilerlerken burada karşılaştığı kabileler tarafından öldürülür ve yerine Kambyses geçer.

Kyros’tan sonra gelen imparatorlar da İndus nehrinden Ege Denize, Orta Asya steplerinden Nil nehrine kadar fetihler yaparak sınırlarını daha da genişletir ve böylece tarihte kayıtlara geçen en büyük imparatorluk unvanını kazanırlar (o zamanki nüfusun %44’ünü içeren toprakları fethetmişlerdir). Hatta veri sayısal olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na da girmiştir.

Kambyses tahta geçtikten sonra yönünü Mısır’a çevirir ve orayı da alarak kendini Mısır firavunu ilan eder. Ancak Mısır dönüşü bir suikasta kurban gitmesi sonucu bu unvanı kullanamaz, kendisinden sonra gelen Darius’a nasip olur. Darius da öldükten sonra oğlu Kserkses tahta geçer muhafız komutanı onu öldürene kadar tahtta kalır. Ahameniş İmparatorluğu Büyük İskender’in doğu seferinden sonra yıkılarak tarih sahnesinden silinir.

Prenses Amastris

Daha öncesinde Amasra’nın kurucusu olan Prenses Amastris’ten söz etmiştik. Kendisi son Pers Kralı III. Darius’un (M.Ö. 336‐330) erkek kardeşi olan Oxyathres’in kızı yani son Ahameniş Prensesidir.  Heraklia Pontika (Karadeniz Ereğlisi) tiranı Dionysos ile evlenmiş ve Clearchus, Oxyathres ve Amastris adlarında üç çocuk doğurmuştur. Dionysos’un bu evliliği siyasi kaygılarla yaptığı düşünülmektedir çünkü Pers prensesi kendisini Bitinya’daki (Bitinya Krallığı veya Bitinya M.Ö. 377 ve M.Ö. 64 yılları arasında Nikomedia (İzmit) başkentli, İzmit Körfezi, İstanbul, Sakarya, Düzce ve Bursa arasında kalan bölgede hüküm sürmüş, Trakya kökenli Bitinler tarafından kurulmuş devlet) sınırlarını genişletmesine büyük katkılar sağlamıştır. Dionysos’un oldukça obur olduğu ve yemek yerken tıkanarak öldüğü bilinmektedir. Amastris bir süre devleti kendi yönetir ancak daha sonra Kral Lysimachus’la (Büyük İskender döneminde Makedonya Krallığı'nda İskender'in valilerinden biri olarak görev yapmış olan Teselyalı bir general ve yönetici) evlenerek yönetimi ona bırakmıştır.

Ayrıca kendi portresiyle sikke bastıran ilk kraliçe olarak da bilinmektedir, bu sikkelerden edindiğimiz bilgilerle Prenses Amastris’in M.Ö 301 yılında Sesamos kentini Tion, Kromna ve Kytoros yerleşimlerini de içerisine alarak “Amastris” ismiyle yeniden kurduğunu biliyoruz.  Şehri yeniden kurup başına geçtikten bir süre sonra Lysimachus’tan boşanır ve ne yazık ki oğulları tarafından katledilir. Lysimachus ise eski eşinin kanını yerde bırakmayarak oğulları öldürür, Amastris’in intikamını alır ve yönetimi halka bırakır.

Amastris çok bilinen bir karakter olmasa da tarihte oldukça önemli bir yeri vardır çünkü ilk ve tek Pers soyundan gelen Helenistik bir kraliçeydi. Ayrıca onun dışında kimse kendi adına şehir kurup para bastırmadı. Tarihe zeki ve olağanüstü bir kadın olarak adını yazdırmıştır.