2010’da ilk oyunuyla piyasaya giriş yapan ve 13 sene sonra yani geçtiğimiz sene ikinci oyunu çıkan Alan Wake incelemesine hepiniz hoş geldiniz. Remedy Entertaintment tarafından geliştirilen bu seri gerilimin hiç bitmediği bir oyun serisi olma özelliği taşıyor. İlk oyununun çok eski olması ve bu nedenden dolayı oyun mekaniklerinin yeni oyunlara kıyasla zor ve saçma görülmesi nedeniyle ilk oyunu pek sevilmemesine rağmen ikinci oyunu 27 Ekim 2023’te bomba gibi bir çıkış yaptı.
Alan Wake
Alan Wake çok ünlü bir yazardır. Kitapları herkesçe bilinir ancak son zamanlarda yeni kitabına bir türlü odaklanamaz. Bu yüzden de eşi Alice ile şehir hayatından uzaklaşıp tatil yapmak isteyen Wake Bright Falls’a gelir. Ancak hiçbir şey planladığı gibi olmaz. Bir süre sonra her şey birbirine karışır. Karanlık en büyük düşman, aydınlık ise en güvenli dost olacaktır.
Alan yazdığı sayfaların gerçeği değiştirdiğini fark eder ve eşi Alice’in kaderini değiştirmeye karar verir. Bütün bir oyun boyunca el feneri ve sayılı mermi ile karanlıkla savaşarak yeni bir son yazmaya çalışır; sonunda başarılı olur. Ancak bu sefer de kendi kaderini değiştirmiş ve karanlığa hapsolmuştur… Oyun sizi ikilemde bırakarak biter ancak üzülmeyin, yeni oyununu 13 sene sonunda çıkardılar.
Oyuna genel bir bakış attığımızda Alan Wake Remastered yaratıklardan kaçtığımız ve el feneri ile içlerindeki karanlığı yok ettikten sonra silah ile öldürdüğümüz bir oyun görüyoruz. 2024 yılından baktığımızda bu sıkıcı görülebilir ancak 2010’da çıktığı düşünülürse gerek mekaniklerinin gerekse oynanışının oldukça iyi olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca oyunda Türkçe dil desteği de var (Alan Wake 2’de yok). Ancak yazık ki Remastered olarak çıkardıkları versiyonun biraz garip olduğunu söyleyebilirim. İyileştirmeden ziyade kötüleştirme gibi olmuş; örneğin Alan’ı yakından gördüğümde “bu da kim be?” diye tepki vermiştim. Karakterlerin tipleri bir miktar kaymış ama böyle de sevmeye devam edeceğiz artık ne yapalım.
Bu oyunda çok sevdiğim bir yan karakter var ki ondan bahsetmeden geçemeyeceğim; Barry Wheeler. Kendisi Wake’in menajeri ama biraz şapşal olan cinsinden. Oyunun ilerleyen zamanlarında Alan’ı buluyor ve yanımıza geliyor. Biraz da onunla birlikte karanlıkla savaşıyoruz. İkinci oyunda en üzüldüğüm nokta Barry’nin karşımıza çıkmamasıydı. Bence çok büyük bir eksiklik, oynayınca bana hak vereceksiniz bence.
Bir de çoğu kişinin bilmediği yan oyunu var; Alan Wake’s American Nightmare. Bu oyun da az önce bahsettiğim Wake’in hem kankası hem menajeri olan Barry’nin motelde Night Springs izlemesiyle başlıyor. İlk oyunla aynı mekaniklere sahip bir yan oyun olarak düşünebilirsiniz, şimdilerde olsa ek paket adı altında çıkabilecek tarzda yani. 3 saat gibi bir sürede bitirilebilecek bu oyunu da tavsiye ediyorum.
Alan Wake 2
Alan Wake savaştığı karanlığa yenik düşmüştür ve 2010 yılından beri ortalarda görünmemektedir. 13 senedir akıbeti bilinmeyen yazarın kitapları hala çok sevilmektedir. Peki Wake nerededir? Yeni bir kitap çıkaracak mıdır?
Oyun gerek grafikleri gerek içeriğiyle müthiş bir yapım olmuş. Oyunda sadece Alan Wake ile değil aynı zamanda Saga Anderson ile de oynuyoruz. Saga Anderson bir FBI ajanı, ritüelle işlenen cinayeti çözmek için kasabaya geliyor. Bu sırada da çok garip şeyler oluyor. Oyun süresince Anderson ve Wake arasında geçiş yapabiliyoruz ancak benim tavsiyem Wake kısımlarını bitirdikten sonra Anderson kısımlarına geçmek. Oyunun ilerleyen kısımlarına kadar Wake’i bitirmiş olmanız gerekiyor çünkü bir yerden sonra sırasıyla oynuyorsunuz ve Wake’in olduğu bölümlere geçiş yapamıyorsunuz.
Alan Wake karakterine hayat veren Ilkka Villi’nin harika bir şekilde karaktere uyduğunu düşünüyorum. İlk oyunda sadece animasyon olarak gördüğümüz Villi, ikinci oyunda animasyon sahnelerin yanı sıra kendi oynadığı sahnelerle de karşımıza çıkıyor. Özellikle şarkı söyledikleri kısım oyuncuya muazzam bir deneyim sunuyor.
Korku kısmına gelecek olursak… İnsanlar öyle şeyler diyordu ki oyunun aşırı derecede korkunç olacağını ve çok zor oynayacağımı düşünmüştüm. Ama size güzel bir haberim var; o kadar da korkunç bir oyun değil. O kadar da diyorum çünkü jumpscare (genellikle korku filmlerinde, video oyunlarında ve internet çığlıklarında kullanılan ve genellikle izleyici veya olaydaki ani bir değişiklikle izleyicileri korkutmak için kullanılan bir teknik) sahneleri dışında oyunda korkunç hiçbir şey yok. Yani dümdüz gerilim oyunu. Korkmayın, hemen oyuna başlayın!
Zihin ve Yazar Odaları
Oyunda karakterlerin iki adet odası bulunmakta birisi Saga’nın cinayetleri ve birçok olayı çözmek için kullandığı Zihin Odası ve diğeri ise Alan Wake’in kitabını yazdığı Yazar Odası.
Saga’nın odasında yabancı dizilerden aşina olduğumuz bir tahta var, orada oyun süresince bulduğunuz kanıtları birbirine bağlayarak olayları çözüyorsunuz. Odada ayrıca profil çıkarma yeri bulunmakta. Burada Saga’nın yeteneği ile insanların profillerini çıkararak bazı sorulara cevaplar bulabilmek mümkün. Saga’yı oynarken takıldığınız yer olursa bu odada bir şeyleri çözüp öyle devam etmeniz gerektiğini unutmayın.
Yazar odasına gelecek olursak burada işler biraz karışıyor. Alan Wake bölümleri müthiş olsa da oldukça zor çünkü Alan ile oynarken bazı olayları keşfetmemiz ve doğru bir sıralama ile yazmamız gerekiyor. Saga’da olduğu gibi çok bir özelliği yok bu odanın, sadece keşfettiğiniz şeyleri yazıp olayları ve sahneleri değiştirmenize olanak sağlıyor.
Sonuç olarak gerçekten de çok iyi bir oyun serisi olduğunu söyleyebilirim. Oyunu bitirdikten sonra “The Final Draft” adında NG+ diyebileceğimiz yeni bir özellik açılıyor. Ben henüz oynamadım ama gördüğüm kadarıyla oyunu yeni bir sonla bitirmenize olanak sağlıyor. Yakın zamanda onu da deneyimleyeceğim, o zamana kadar ışıkla kalın!
Oyuna puanım 10/10!