Son bilimsel gelişmeler, bir zamanlar bilim kurgu olarak kabul edilen bazı fikirlerin gerçeğe dönüşmeye daha da yaklaştığını gösteriyor. Bu yeni teknolojiler arasında 3D baskılı et, antibakteriyel ve leke tutmayan giysiler, yapay zeka destekli sağlık hizmetleri, daha hızlı şarj edilebilen elektrikli araç pilleri, kuantum bilgisayarlar ve kumdan yapılmış piller bulunmaktadır. Bunlardan en ilgi çekici olanlarına bakalım.
Nükleer füzyon ve enerji devrimi
Enerji ihtiyacı günümüzün en büyük evrensel sorunu. Bu uğurda yapılan savaşlar milyonlarca insanın canına mal oldu. 21. yüzyılda dünya hala enerji ihtiyacına tam yeterlilikte bir çözüm üretebilmiş değil. İşte bu noktada nükleer enerji büyük bir potansiyel! Nükleer füzyon, neredeyse sınırsız bir enerji kaynağı olma potansiyeline sahip. Bu alanda araştırmalar 1950'lerden beri devam ediyor. Ticari uygulamaya geçmek hâlâ uzak olsa da ciddi ilerleme mevcut. Bilim insanları, sıkı bir şekilde kontrol edilen laboratuvar koşullarında, gereken enerjiden daha fazlasını üreten bir reaksiyonu ilk kez kaydettiler. Ancak bu bilgi henüz resmi olarak açıklanmamıştır ve buluşla ilgili ayrıntılar hala belirsizdir.

ABD Enerji Bakanlığı tarafından yürütülen bu çalışma, geniş çapta tekrarlanabilirse, dünya çapında yaşanan enerji krizinin çözümü olabileceğini göstermektedir. Ancak, bu henüz büyük bir "eğer"dir. Şu anda, tek bir reaksiyon elde etmek için milyarlarca dolarlık özel ekipmana ihtiyaç var. Bu reaksiyon sırasında ortaya çıkan gerilimler o kadar yüksektir ki, ekipmanın aşırı derecede yüksek güvenlikli olmalı. Yani şu aşamada nükleer reaksiyon gerçekleşse de aşır maliyetli. Ama bilim adamları bu maliyet ve güvenlik sorunlarını çözdüklerinde dünya ülkelerinin enerji savaşları bitecektir. Gerçi insanlık savaşmak için hemen yeni bir ihtiyaç üretir ama o gelecek nesillerin sorunu!
Daha hızlı şarj edilebilen elektrikli araç pilleri
Elektrikli araçlar, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmada önemli bir rol oynamaktadır. Son birkaç yılda, birçok kişi yeni bir araba ararken elektrikli araç devriminin yaklaştığının farkında. Birçok üretici artık en az bir elektrikli model sunma peşinde. Ancak mevcut pil teknolojisi, uzun şarj süreleriyle sınırlıdır. Yani mevcut teknoloji ağır ve hantal. Araştırmacılar, EV pillerinin tasarımını ve yerleşimini optimize ederek daha verimli şarj süreçleri ve daha uzun menziller elde etmeye çalışıyor.

Pennsylvania Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, elektrikli araç pillerini sadece 10 dakikada hızlı şarj etmenin bir yolunu geliştirdiklerini iddia ediyor! EV teknolojisini önemli ölçüde değiştirecek bir çalışma yayınladılar. Bu yeni pil teknolojisi, aynı zamanda nadir toprak elementlerini daha ucuz bir şekilde kullanıyor. Kumdan kale yaptığımız günlerden kumdan pil yaptığımız çağa geçiyoruz. Bu da elektrikli araçların maliyetini benzinli araçlara daha yakın hale getirebilir. Şu anda bu teknoloji sadece prototip aşamasında. Ancak yakın gelecekte üretim aşamasına geçme çalışmaları yapacaklarını iddia ediyorlar.
Kuantum bilgisayar çağı ve kuantum ağı
Kuantum bilgisayarlar, klasik bilgisayarlardan çok daha hızlı çalışabilen kuantum bitlerini kullanarak karmaşık sorunları çözmek için güçlerini kullanırlar. Mevcut bilgisayarları gerizekalı statüsüne sokacak kuantum bilgisayarları inşa etmek artık bilim kurgu değil. Ancak uzun süredir kuantum bitlerini anlamlı bir şekilde bir araya getirmek mümkün olmamıştı. Caltech'teki bir ekip, prototip bir kuantum ağı oluşturmayı başardı. Tabii bu zahmetli teknoloji henüz gelişimin ilk aşamalarındadır. Sonuçta araştırmacılar, kuantum bilgisayarları birbirine bağlayabilen ve bilgi işlem gücünü daha da artıran bir "kuantum internet" yaratma vizyonuna sahip. Bu inanılmaz vizyon insanlık tarihini gerçekten yeniden şekillendirebilir. Ayrıca, bu teknolojinin gelecekte "kuantum kriptografi kullanarak kırılmaz güvenli iletişimler" sağlamak için kullanılabileceği de öngörülüyor. Bu teknolojinin kripto ve blokzincirler ile uyumlu ya da yıkıcı olması ise ayrıca bir yazının konusu. (İlk fırsatta araştıracağım.)

Uçan arabalar
Uçan araba konsepti bir süredir tartışılan bir konu. Herhangi bir gelişmeye yeterli miktarda şüphecilikle yaklaşmak doğaldır. Zira uçan arabalar şu an için fazlasıyla uçuk bir fikir. Ancak Çinli otomobil üreticisi XPeng, geçtiğimiz günlerde Dubai'deki bir etkinlikte ilk uçan arabasını sergileyerek birkaç yıl içinde üretimine başlamayı hedeflediğini duyurdu. "X2" isimli araç, karbon fiber malzeme ve tek bir şarjla iki yolcu taşıyor. Şirket temsilcisi, bu fikrin aslında öncü olmadığını belirterek, "A'dan B'ye insanları - ve aynı zamanda kargoyu - taşıdıklarını ve bunun için yıllardır helikopter kullanıldığını" ifade etti. Mantıken haklı aslında. X2, yapay zeka ile donatılmış olup sürücüye ihtiyaç duymaz. Yani güvenlik endişelerinin ele alınması ve sertifikasyon sürecinin tamamlanması gerekli. Her şey planlandığı gibi giderse, ilk ticari uçan arabalar 2025 yılında piyasaya sürülecek.
3D baskılı et
Et alternatiflerinin popülaritesi artarken, bazı girişimler 3D baskılı "et" üretmeye başladı. Bu teknoloji, bitkisel kaynaklı bileşenlerle birlikte kullanılarak gerçek et dokusunu taklit etmeye çalışıyor. Redefine Meat şirketi, 3D baskılı biftek üretiminde başı çekiyor. Ülkemizde ise böyle bir konu çok büyük tartışmalara sebep olacaktır. Zira ekonomik açıdan son derece ucuz olsa da "helal et" hususu büyük bir engel.
Antibakteriyel ve leke tutmayan giysiler
Nanoteknoloji, giyim sektöründe kullanılarak giysilerin özelliklerini iyileştirmeye yönelik çalışmalar üzerine odaklanmış vaziyette. Nanolif veya nanopartikül kaplamalar, giysilerin su geçirmez olmasını sağlamanın yanı sıra sıvıları itmeye ve lekelere karşı dayanıklı hale getirmeye yardımcı olabilir. Hatta antimikrobiyal özelliklere sahip kıyafetler ile bakteri büyümesini engelleyebilir.
Yapay zeka destekli sağlık hizmetleri
Malum; yapay zekanın -neredeyse- yapamadığı şey yok. Sağlık uygulamaları da buna dahil. Cerrahi girişimleri başarıyla yapan AI artık teşhis kısmında da aktif. Örneğin, IBM'in Watson Health adlı projesi, büyük miktarda tıbbi veriyi analiz ederek araştırmacılara yeni trendleri ve kalıpları ortaya çıkarmak üzere çalışıyor. Bu, karmaşık teşhislerin yapılmasına ve tıbbi uygulamalarda iyileştirmelerin bulunmasına yardımcı olabilir.
Sizce bu teknolojilerden hangisi daha yakın? Hayatımıza girdiğinde en büyük devrimi hangisi yapacaktır? Yorumlarınızı bekliyorum.