Ceren Ceylan

2023 FIVB Voleybol Kadınlar Milletler Ligi'nin şampiyonluğundan sonra şimdi de milli gururlarımızdan Avrupa Şampiyonluğu geldi! Koşarak ama emin adımlarla ilerledikleri ve her bir zaferi ilmek ilmek ördükleri bu şampiyonada bize bu gururu yaşattıkları için göğsümüz kabarık, gözlerimiz dolu. Cumhuriyetin kadınları, Atatürk'ün kızları bize bu zor zamanlarımızda Milletler Ligi şampiyonluğu ile umut ışığı yakmışlardı, Avrupa şampiyonluğundan ise güneşi getirdiler! Cumhuriyetimize ve atalarımıza verebileceğimiz en iyi 100. yıl hediyesi olan bu iki şampiyonluğumuz tüm dünyaya yıkılmadığımızı gösterdi.

3 Eylül 2023 akşamı bütün ülke birbirimizin kalp atışını duyduk. Nefesler tutuldu, nabızlar her zamankinden çok daha hızlı attı. Zor bir final maçı olacağını biliyorduk ama tahmin edilenden çok daha kıran kırana bir mücadele oldu. Her şeye rağmen Filenin Sultanları alınlarının akıyla bu şampiyonadan çıktı. Birlik olmayı özlediğimiz, şanlı bayrağımızın tüm ülkeyi süslediği gecelere hasret kaldığımız günlerde bize sadece bir kupa değil, çok daha fazlasını armağan ettiler. Zira bu şampiyonluk Türkiye için altın madalyadan çok daha fazlasını ifade ediyor!

Tabii şampiyonluktan daha güzel bir şey varsa o da namağlup şampiyon olmaktır! Filenin Sultanları turnuvada 9 maçın hepsini kazanarak şampiyon oldu. Bir kez daha yenilmezliğin vücut bulmuş haliyle tüm dünyayı tanıştıran kızlarımız, artık tüm takımların korkulu rüyası olacak gibi duruyor.

Final maçının ilk ve son sayısı: Vargas'ım da Vargas'ım!

Heyecanla beklediğimiz final maçının ilk sayısını Vargas'tan geldiği gibi kupayı kazandıran sayı da Vargas'ın oldu. Final maçı boyunca 41 sayı alarak "41 kere maşallah!" dedirten güzel kızımız Vargas, sadece başarısıyla değil sevimliliği ile de gönlümüzü fethetti. Bu arada Vargas'ın mücadele ve hırs dolu hayat hikayesini okumadıysanız onu anlamaktan bir adım geridesiniz demektir.

Melissa Vargas, 16 Ekim 1999'da Cienfuegos'ta doğdu ve voleybol kariyerine 8 yaşında okul takımına katılarak başladı. İlk adımdan itibaren gösterdiği olağanüstü yeteneklerle dikkat çekti ve sadece 12 yaşında Küba Milli Takımı formasını giydi. Ancak, Küba'nın transfer kuralları nedeniyle, yetenekli sporcular yalnızca Rusya, Çekya ve Polonya gibi ülkelerle iletişime geçebiliyorlardı.

2016-2017 sezonunda Küba'yı terk edip Çekya'daki Agel Prostejov takımına katılan Melissa Vargas, henüz 16 yaşındayken Eczacıbaşı'na karşı sergilediği etkileyici performansla dikkatleri üzerine çekti. Çekya'daki döneminde yaşadığı sakatlık nedeniyle, tedavi için Küba'ya geri dönmek zorunda kaldı. Ancak, ülke koşullarını beğenmemesi nedeniyle Küba Federasyonu tarafından "Ülkesine karşı hakaret ve disiplinsiz tavırlar" gerekçesiyle 2017 yılında milli takımdan 4 yıl men cezası aldı.

Melissa Vargas, bu olayın ardından İsviçre'nin Volero Zürih kulübüne transfer oldu. Vargas, İsviçre'ye "Sığınmacı" statüsüyle gelmişti ve hedefinin dünyanın en iyi voleybolcusu olmak olduğunu açıkça ifade etti. Bu süreçte Fenerbahçe Opet'e transfer olan Vargas, Türk taraftarların gönlünü kazanmayı başardı ve aynı zamanda Sırbistan Milli Takım antrenörü Zoran Terzic'in de ilgisini çekti. Ancak, Küba'nın izni olmadan milli takımda oynamasına FIVB izin vermedi.

Türkiye'nin bu yetenekli sporcuyu elinde tutma isteğiyle, 2021 yılında Melissa Vargas'ın Türk vatandaşlığı kabul edildi. Vargas, Türk vatandaşı olduktan sonra nüfus cüzdanını Cumhurbaşkanından aldı. Ancak milli takımda forma giyebilmesi için belirli bir sürenin geçmesi gerekiyordu, bu yüzden vatandaşlığı onaylanmasına rağmen o sene sahaya çıkamadı. 2018-2021 yılları arasında Fenerbahçe forması giyen Melissa, Çin'deki Tianjin Bohai Bank kulübünde yarım sezon geçirdikten sonra Milletler Ligi'nde parlayarak şampiyonluğumuza büyük katkı sağladı.

Genç yaşına rağmen tüm zorlukların üstesinden gelip bizimle olan Vargas'ı çok sevdik, bağrımıza bastık. O da zaten nerelisin diye soran olursa Voleybol Federasyon Başkanı Akif Üstündağ'ın memleketi olması sebebiyle "Malatyalıyım!" diyor. Tüm sevimlilikleri ve enerjisiyle yüzümüzü güldüren Vargas'ın zaman içindeki çat pat Türkçe konuşmasını ve geleneklerimize ayak uydurma performansını görmek için sabırsızlanıyoruz!

Finalin gizemli kahramanı : Gizem Örge

Geçtiğimiz senelerde antrenörlüğümüzü yapan Giovanni Guidetti ile sorun yaşaması nedeniyle milli takım maçlarından uzak tutulan liberomuz Gizem'in final maçındaki performansı hepimizi gururlandırdı. Onlarca sayı kurtaran Gizem Örge hiç şüphesiz şampiyonluğumuzun kahramanıydı.

Daha önce de söylediğimiz gibi takıma ilaç gibi gelen Santarelli milli takımı adeta yeniden yarattı ve herkesin kendini göstermesini sağladı. Gizem gibi gizli kalan tüm yeteneklerimizi sahada gururla seyretmenin zevkini yaşadık. Yani iki kupaya da tüm kızlarımızın teri değdi.

Gizem Örge ağzımızı açık bırakan performansının dışında gözlerinden okunan hırsıyla da kendine hayran bıraktı. Anlayacağınız kurdun dişine kan değdi bir kere. Artık Gizem'i tutabilene aşk olsun! Gizem aynı zamanda maç sonrası verdiği röportajda "Geçtiğimiz turnuvalarda babam ben yokken bu takımın her başarısında beni ağlayarak aradı, 'Sen de inşallah bir gün orada olacaksın' dedi. Bu sefer buradayım baba."  diyerek hem ağladı hem de ağlattı. İyi ki geldin Gizem... sensiz bir değil çok eksiğiz!

Artık ilk değil, son da olmayacak

Bu şampiyonluk, yaşadığımız bu gurur uzun zaman sonra ülkemize ilaç gibi geldi. Sarılmayı, beraber olmayı yeniden hatırladık. Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışan bir zaferle, Atatürk'ün bizi gururla izlediğine inanarak umudumuzu yeşerttik. Filenin Sultanları artık bizleri şampiyon olmaya alıştırdı, darısı tüm turnuvalara. Artık önümüzdeki maçlara umutla ve hep birlikte bakacağız!